• izmir alsancakta her aksam fasıl programı sunan güzel bir meyhanenin ismi
  • izmir de gerçek anlamdaki meyhanelerden biridir... sıkışık tahta masaları, kulağınıza dayanacak kadar yakın duran klarnet, minik tabaklardaki leziz mezeler... birbirine karışan hoş sohbetler... masadan masaya uzanan nameler, havalarda buluşup masaya vurarak sonlandırılar kadeh tokuşturmalar... keyiflidir, sıcaktır... evin meyhane olur, meyhanen evin...
  • yalnızca yılbaşı, bayram geceleri için değil, hemen her haftasonu cuma cumartesi gecesi yer bulabilmek için bir iki hafta öncesinden yer ayırtmanız gereken mekân. mezeleri çok güzel, ara sıcaklar nefis... trt izmir radyosu'nun eski solistlerinden oğuz özvardar eline udunu alıyor, yanında bir klarinet, bir kanun, bir keman ve bir ritm ile güzel güzel söylüyor şarkılarını. önce bir fasıl geçiyorlar, ardından istekleri söylemeye başlıyorlar. tabii fasılda güzel güzel kimi klasik kimi daha yeni eserler okunurken, isteklerde kibariye'den mersoy'a, orhan gencebay'dan ferdi tayfur'a arabesk ve de "fantaağzi" şarkılar da çıkabiliyor aradan. ama özvardar'ın konservatuarda başlayıp trt'de tamamlanan eğitimi açıkları kapatıyor. bizim oturduğumuz akşam, klarinetin kürdili hicazkâra geçiş taksimi başta olmak üzere arada geçilen taksimler çok ama çok güzeldi. gelenlerin zevki yerine kendileri bildiği gibi çalsalar, kimbilir nasıl zevkli bir gece yaşanacak...

    oğuz özvardar arada çıkan iki hanımdan sonra gece 1 gibi yine mikrofona geçiyormuş ama o kadar bekleyemediğimiz için selahattin pınar ya da avni anıl'dan bir hüzzam isteğimi yerine getirdi mi bilemiyorum. ilk çıkan hanım gene iyiydi de, son hanım şarkı bağırmaya başlayınca kaçtık...

    tam da bu noktada bir iki noktaya dikkat çekmek lazım:

    - biz iki kişilik rezervasyon yaptırmıştık. kimisi 3, kimisi 4 kişi gelmiş. adam başı ödenen para aynı. ama bizim iki kişilik masamızda 5 çeşit meze var, diğer masalarda 8. "bize sarma filan konmamış, gelecek mi?" diye sordum, "4 kişilik masaya fazla meze konur." gibi bir yanıt verdiler. "ödenen parayı eksik tutmuyorsunuz ama?" deyince gidip sarma getirdi "bir iki sarmanın lafı mı edilir?" diye terslendiler bir de. (kapıdaki faullü karşılamadan anlamak lazımmış. garsonlar terslenmek için yer arıyorlardı o saatlerde resmen).

    - mezeler, ara sıcaklar nefis demiştim. tatlılar da çok iyiydi. bir tek ana yemek olarak gelen adana, kuzu eti ve tavuk pirzola sıkıntılıydı. belki o geceye özgü bir durumdur ama tavuk ve kuzu eti iyi pişmeden gelmişti. kanlı kalır ya, tam öyleydi. ama adana süper. etin pişmiş yerleri de yine çok lezzetliydi.

    - gecenin ilerleyen saatlerinde garsonların aslında ne kadar işlerinin ehli olduklarını anladık. adamların her biri güler yüzlü ve iyi birer yönlendiriciymiş ama nedense ilk bir saat içinde edindirdikleri izlenim hiç iyi olmamıştı işte. uğurlarken kapıya kadar geçirdi o faullü karşılayan arkadaş.

    - sazlar da solistler de onlarla ilgilenenleri farkediyor. bir gönül birlikteliği doğuyor resmen. klarinetin taksiminde gözlerim doldu, genç adam farkedince elini yüreğine götürüp bir selam verdi mahçup mahçup. o "fantaağzi" şarkılara da o sayede katlanılıyor işte.

    yine gideceğim çünkü oğuz bey'i dinlemek ve bu kez güzel bir hüzzam istemek istiyorum kendisinden. o şaraplar da nefisti, bir kez daha içmek lazım. ara sıcak olarak gelen ciğer de şimdiye kadar yediklerim içinde en iyisiydi. bunlar es geçilmez.
hesabın var mı? giriş yap