• "bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orda kimse yok demektir."

    aslolan farklılılardır, özgünlüktür.
  • her yazardan erdemli bir insan olmasını bekliyorum kendimce. arada böyleleri çıkıyor. içten içe daha fazla sinirleniyorum. yazar, filozof, edebiyatçı olması hiçbir şeyin garantisi değil evet farkındayım. ama bu farkındalık taciz tecavüz iddialarını okuyunca ekstra eklediğim küfürlere engel olmuyor.
  • fransız meslektaşı guy sorman tarafından tecavüzcü ve pedofil olmakla suçlanan düşünür. sorman 60'ların sonlarına doğru kendisini tunustaki evinde ziyaret ettiğinde çocukların "beni de al" şeklinde foucault'un arkasından koşturduğunu, foucault'ın bu çonuklara para verip "her zamanki yerde" dediğini ve onlarla buluşup cinsel ilişkiye girdiğini iddaa etmiş.

    kaynaklar;

    the sunday times
    arşivlenmiş makale

    70'li yıllarda bir çok meslektaşı gibi pedofili suçlarına uygulanan cezalara ve rüşt yaşına (bkz: age of consent) sınırlama getiren kanuna eleştirileri olmuş biri.
  • tecavüz iddialarıyla gündeme gelen keltoş filozof. herhangi bir çocuğu kaçırıp gözünü bağlayıp zorla ilişkiye girdiğini zannetmiyorum. ama tecavüz iddiasından kasıt çocukları psikolojik baskıya uğratarak suistimal etmek ve cinsel ilişkiye yöneltmekse (ki bu da tecavüzdür, statutory rape diye geçiyor) yaptığından şüphem yok. 1977'de bir pedofili skandalı sonrası dönemin aydınlarıyla beraber, cinsel ilişkide rıza yaşını 12'ye indirelim diye açık mektup yazmış biridir.
  • adam öldükten 40 yıl sonra, pedofil aktiviteleri gerçekleştirdikten 50 yıl sonra çıkıp "lan bu adam tunuslu bebeleri sikiyor, white emperialism" demek de ne bileyim..

    bu adam hakkında 3-5 detay bilmeniz bile şu habere şaşırmamanız için yeterli. akademide bir tane adam göster pedofili çıkacak deseler direkt fuko dersin. cinsel hayatı ve fikirleri bu kadar aleni ortada olan bir adamın haberlerinin "fransız medyası da biliyordu" ya da "o zamanlar böyle hikayeler kimse sevmiyordu" diye geçiştirilmesi komik.

    yapısal bir durum vardır ortada, fransa'da entelektüeller güçlü, adam beyaz, çocuklar tunuslu ve haliyle etnik ve sınıfsal ayrıcalıklardan dolayı göz yumdular sustu herkes. bu durumda zaten yanındaki adamların da farkı yoktur. yani oradaki gazeteciler, entelektüeller vs. kim varsa zaten bu eşitsizlik üzerine kurulmuş ilişkilerin bir parçasıdır, ekmeğini yiyordur, yeniden üretiyordur vs.

    50 yıl sonra yok cancel culture, yok woke culture diye ana akım ve güçlü olan neyse onun peşine takılıp "fuko'yu iptal edeceğiz, o tunuslu çocuk sikiyordu" diye ortaya çıkmak biraz sıkıntılı.

    google scholar datalarına göre an itibariyle 1.1 milyon atıfı olan bir yazarı "iptal etmenin" mantığını merak ediyorum.
  • erol mütercimler'in fransa şubesi.
  • günümüz dünyasının temel sorunlarının vücut bulduğu bir isim adeta.

    akıl hastanesi gibi sağlık kurumlarını bile iktidara, devletin oyununa bağlayıp bütün otoriteleri alaşağı ediyor: bugün aşı karşıtlığı gibi hareketler ve komplo teorisyenleri cirit atıyor.

    okulun iktidarı öğretme amacı güden baskı aracı olduğunu savunuyor: bugün eğitim ve uzmanlaşma geniş bir kesim için önemsizleşmiş durumda, herkes hayat üniversitesi mezunu ve kendini her konuda yeterli görüyor, eğitim talep etmek elitizm olmuş durumda.

    hep eleştirdiği modernizmin karşıtı olarak iran'daki islam devrimini destekliyor: bugün nerede köktendinci bir hareket varsa modernizm ve sömürgecilik karşıtlığıyla kendini meşrulaştırıyor. batı'da da aman ırkçılık, sömürgecilik olmasın diye bunlara bir şey denemiyor.

    şimdi de pedofili olduğu iddiaları üzerine zaten cinsellik yaşının bir iktidar dayatması olduğuna dair yazdıkları gündeme gelmiş.

    tarihçi olmadığı halde tarih alanında en fazla alıntı yapılan kişi olması tesadüf değil. bu kişinin okunması yararlıdır bence de, ileride dönemimizin ruh haline, toplum ve akademinin yaşadığı yönsüzlüğe ışık tutacak.
  • guy sorman bu iddaları neden 1960 da değil de 60 yıl sonra söylüyor. bana biraz manipülasyon kokuyor gibi geldi açıkçası.
  • gözetleme, denetim ve iktidar üzerine yazdıkları değerli olan ancak gerek iran gerekse de sağlık üzerine düşünceleri oldukça sığ olan filozoftur.

    aşı karşıtlığından bahssedilse de ((bence daha ileri rezillik olan)) prezervatifi ret edişidir. döneminin yaygın hastalığı olan aids'ten ölmesi bu açıdan şaşırtıcı değildir.

    ayrıca yapısalcı ya da post yapısalcı diye damgalanmasında sartre tarafından vurulan bir damgadır. kendisini bu durumu açıkça birden çok defa reddetmiştir. kendisinin analizleri karmaşık ve kendine hastır. bu açıdan herhangi bir ideolojiye sığdırmak, oldukça zordur. satırlar arasında (özellikle ders kayıtlarından yapılan yazımlarda) iki satır içerisinde antik yunan'dan antik roma'ya ya da oradan da sanayi devrimine gitmekte, iktidar şekilleri arasında sürüklenmekte mümkündür.

    tecavüz ya da pedofili konularında bir şey diyemem, yaptıysa bin lanet gitsin

    ha kendisini bu tutumlarından dolayı örnek/kaynak alacak herhangi bir dine mensup dinci/gerici varsa da şunu bilsin, (benim umrumda olmasa da onlar için sorun olacak) bir özelliği de eşcinselliği, lgbt-i destekciliğidir.

    ha bu kadar sığ incelenmeyi hak etmeyecek kadar da değerlidir.. sebebi ise pastoral iktidar tespitleri ve "bunu roma'dan değil, yunan aracılığıyla doğu'dan aldık" demesi, kapatılma argümanları ve son olarak da "liberalizm, insanların özgürleşmesi değildir. malların özgürleşmesidir" argümanı, son olarak da "iktidarın öznelere içleştirilerek özgür hissettikleri ve kendi fikir/eylemlerini sanki kendileri istiyormuşcasına iktidar yanında olmaları" gibi argümanlarının her biri önemli ve değerlidir. tabi ki burada yazdıklarım oldukça özet ve mealen.
  • foucault’nun araştırması geçmişteki bilgi-iktidar dispositifine (ilk ortaya atan değildi) ve eninde sonunda da kendi için çağdaş olan dispositiflere odaklanır. güçlü korelasyonizmin reddine ilişkin bize bir şey sunmaz çünkü bu reddiye, foucault’nun araştırmasının ele almak yerine varsaydığı bir düzeydedir. aslında, cogito’dan çıkış noktasından itibaren korelasyonizmin, en kararlı kartezyencilik karşıtlığı dahil olmak üzere bütün modern düşünceye nasıl hakim olduğu sorunuyla da alakalıdır bu. asıl akıl hastanesindekiler değil korelasyonizme düşen felsefeciler büyük kapatılmanın içindeydiler, buna foucault da dahil.
hesabın var mı? giriş yap