• her cuma ogleden sonra isyerine gelen gulluoglu baklavanin pek de faydasi yokmus.

    parasi neyse verip orijinal windows vista almak istedigimde teknosa, electro world gibi magazalarin hicbirinde bulamadim. illa mecidiyekoy'un ara sokaklarinda tavuk doneri kokulari icinde kapi kapi bilgisayarci dolasmam gerekti. o da orijinal degil, baska bilgisayarin kutusundan cikan oem surumun fahis fiyatli olani.

    resmen oem'leri alip satma gibi bir pazar turemis, "orijinal windows" diye bi tane ufak karton kutudaki isletim sistemini satiyorlar. bilgisayarcilardan biri beni uyardi "bilgisayariniz oem'se 3 aydan eski bilgisayara alirsaniz sorun cikar" diye sagolsun.

    yaklasik 20 bilgisayarci gezdikten sonra bulabildigim de "sadece 32-bit" turkce surum olabildi (normalde orijinal kutudan hem 32 hem 64-bit surumleri cikar ayri dvd'lerde). aldigim fiyatin her bilgisayarcida farkli olmasini da geciyorum. oem windows borsasi olusmus. neticede olan "orijinal windows kullanacagim" diye yirtindigim iki gunume oldu.

    su kosullarda turkiye'de windows'un korsan kullaniminin en buyuk sorumlularindan biri olarak da microsoft turkiye'yi goruyorum. boyle rezil br satis ve denetim politikasiyla da her tur korsan kopya gozumde mustehaktir.

    acikcasi microsoft gibi buyuk bir firmanin turkiye temsilciligini cuma gunleri gulluoglundan baklava getirterek ben de en az bu kadar basarili yapardim. microsoft'un marka gucu, pazar hakimiyeti zaten var bize baklavalari yemek duserdi.
  • müşteri hizmetleri servisi ülkemizde şimdiye kadar gördüğüm en muhteşemidir. yurtdışı veya fiyatlandırma politikalarıyla pek ilgim olmamakla birlikte çeşitli sıkıntılardan bir iki kez telefonla aramışlığım olmuştu. gayet beyfendi veya hanımefendi yetkililer konusununda uzmanı olduğunu belli ederek yeterli desteği vermişti. bir müşteri olarak şirketlerden sadece şikayet etmek doğru olmayabilir. yerli firmalar gibi müşteriye it muamelesi yapmadıkları için tebrik etmek geldi içimden.
  • zamaninda calistigim kuruma visual studio yu lisansli almak istedigimde lisansin gelmesi icin 1 ay beklemistim. o zamandan bu yana birsey degismemis gordugum kadari ile.
  • uretim yapmayan, destek talebi gelen muesseselere microsoft urunleri kullandirma amacli grup.
  • $u siralar turkiye web sitesine girdiginizde (http://www.microsoft.com.tr/) asagidaki yazilarla karsilandiginiz kurulu$:

    "
    hacked by sp4-cx5
    niye index attın evladım?
    valla abi bende bilmiyorum canım sıkıldı heralde :|
    bill amcaya selam, damara devam...
    "

    edit: ekran goruntusu $urdan gorulebilir:

    http://img299.imageshack.us/…9/6043/goruntu5ip4.png
  • türkiye'ye özel(!) uyguladığı prosedürlerle insanı çileden çıkartan bacak.

    - iyi günler benim xp pro cd çalışmıyor. kurulum aşamasında line error hede hödö, can not continue installation şeklinde hatalar alıyorum. yeni bir cd göndermenizi talep edecektim. ürününüzü aldığım gün size kayıt olmuştum. ürün kimlik numaram kttx....
    - ürünü kutulu mu aldınız yoksa oem mi aldınız
    - nasıl yani?
    - ürünü nerden aldınız?
    - gold pc den
    - o zaman gold pc ye gideceksiniz
    - neden?
    - oem ürünlerde satıcı yardımcı oluyor
    - iyi de ne alakası var. bu ürün sizin değil mi? ürününüzün arkasında durmuyor musunuz?
    - satın aldığınız yere gideceksiniz onlar bizden cd talep edecek biz onlara göndereceğiz onlar da size gönderecek
    - siz neden direkt bana gönderemiyorsunuz
    - prosedürler böyle
    - ben bilgisayarımı 3 sene önce almışım, şimdi nerden gideceğim de orada konu ile ilgilenecek birini bulacağım beyefendi?
    - prosedürler böyle
    - yani ben bakkaldan kutu süt alıyorum, süt bozuk çıkınca süt firmasını arıyorum, firma bana git bakkalla konuş diyor, nerede kaldı bu firmanın marka değeri, müşteri hizmeti?
    - prosedürler böyle
    - beyefendi prosedürler böyle diye tekrarlayıp durmayın bu çok saçma bir uygulama
    - yapacak bir şey yok, siz satıcıdan isteyeceksiniz, onlar bizden isteyeceki biz de yurtdışından getirteceğiz 3 hafta içerisinde
    - 3 hafta mı?
    - evet çünkü biz cd bulundurmuyoruz, stoğumuz yok
    - ne yapacağım ben 3 hafta peki?
    - bilmiyorum
    - peki ben ürünü direkt sizden alsaydım kutulu falan böyle
    - o zaman size gönderebilirdik
    - e hani stoğunuz yoktu, cd bulundurmuyordunuz
    - beyefendi prosedürler böyle
    - bu prosedürler türkiye'ye mi özel?
    - ne gibi
    - ben amerikadayken cd istediğimde böyle bir sorun yaşamamıştım
    - bilmiyorum beyefendi
    - peki tebrik ediyorum o zaman ben sizi

    zaten son vista olayından sonra bahane arıyorum pardus'a geçmeye lakin microsoft'un bu derece gevşek, umursamaz ve "bana ne lan başının çaresine bak" tavrını görünce de bu ne biçim bacak diye sorası geliyor insanın.

    (bkz: oem sensin kutu da sana girsin)
    (bkz: microsoft a küfredilen anlar)
    (bkz: allah belani versin microsoft)
    (bkz: oem piyasasinin pustluklari)
    (bkz: ssg buna bir sey yapmasi lazim)
    (bkz: buradan ssg ye sesleniyorum)
  • microsoft'un turkiye bacagi..
  • çalışanlarına çoğu şirkettekinden daha iyi fiziki şartlar sağlayan kuruluştur. mutfağında aklınıza gelebilecek bilimum içecek vardır. öyle ki sallama çay-demlenmiş çay seçeneği, türk kahvesi makinası, espresso makinası ve bir süpermarket dolabı dolusu içecek bunlara dahildir. yine mutfakta buna ek olarak sürekli aperatif yiyecekler de mevcuttur. o kadar ki her cuma öğle yemeğinden sonra her katın mutfağına güllüoglundan baklava gelir. burada birkaç ay içinde göbeğe kaçak kat çıkmak işten bile değildir.

    uluslararası bir şirketin ayağı konumunda olması, kurumsallaşma konusunda çok iyi olmasını da beraberinde getirir. çalışırken sizi dağıtacak enteresan sorunlarla karşılaşmazsınız.

    insan kaynaklarında çalışan elemanları süper insanlardır. it müdürü pozisyonunda ise abdullah kaplan adında aurası parlayan bir zat-ı muhterem vardır ki, beni 2 aylık stajım boyunca gerim gerim germesine rağmen feci saygı duyduğum ve sevdiğim bir insandır. sert bir mizacı olmamasına rağmen kısa sorularıyla korku salabilen, mimiklerini aldırmış bir kişidir.
  • microsoft'un bati avrupa operasyonlariyla kar$ila$tirildiginda (bkz: microsoft almanya) sadece kurumsal mu$terilere oynamalari firmanin ulkedeki gelecegi icin bir risktir. tamam, turkiye'de zaten hemen herkes kendiliginden microsoft'a sadik, bireysel duzeyde lisans satin almaya kasan da birileri pek yok. fakat bunun boyle gitmeyecegi de ortada. avrupa birligi sureciyle beraber insanlarda yukselecek olan bilinc, windows alternatiflerinin giderek "cok ciddi" kullanabilirlige eri$meleri (bkz: mac os x) (bkz: ubuntu) hizli bicimde alternatiflere olan donu$umu hizlandirabilir. bu yuzden microsoft turkiye'nin kullanici sadakatini ust duzey tutmasi gerekir, reklamlar, kampanyalar, egitimler, surekli seminerler gibi $eylerle.

    peki bunu yapmazlarsa ne olabilir? yine almanya ornegindeki gibi bir sonuca yelken acabilirler. burada microsoft ali$ilageldigi uzre her alanda pazar lideri degil ve agresif politikalarla (silverlight yayginla$sin diye ucuncu parti firmalarda personel maa$larini odemek gibi) liderlige oynamaya cali$iyorlar. bireysel ve kurumsal duzeyde her eyalette aktif pazarlama yapiyorlar ki pazarda iyice gerilere du$mesinler.

    sonuc olarak microsoft turkiye pardus, ubuntu ya da mac os x gibi kelimeleri biraz yok sayiyor gibi gorunuyor. bana kalirsa alternatif teknolojilere bireysel ilgi yukseldigi takdirde, yari profesyonel turkiye i$ ortaminda bireylerin yonlendirdigi kurumlarin da bu platformlara birer iki$er gecmesi surpriz olmaz. (ki geciyorlar da zaten, duyuyoruz, yola .net ile cikip ce$itli nedenlerle java'ya ta$inanlarin sayisi az degil)
  • satya nadella'nın geçtiğimiz aylardaki re-organizasyon açıklamalarını takiben türkiye ofisi şu an seri halde çalışanlarını işten çıkarmakta. herhalde şu an türkiye bilişim sektöründeki en enteresan kıyımlardan biri yaşanıyor. sen yıllık $300m ciro yap, karlılıkta zirveyi gör sonra onlarca insanı işten çıkar.
hesabın var mı? giriş yap