• genç kadının küçüklükten beri tek hayali saçlarını uzatmaktı.
    kuaföre girdi ve saçlarını kazıtmak istediğini söyledi.
  • herşey boşluktan oluşuyormuş ben bugün bunu anladım. atomlar boşluktan, insanlar boşluktan, feza keza boşluktan...
  • vardım, yok olmadan az sonra.
  • oturduğu yerden kalktı yürümeye başladı, hava hafiften soğumaya başlamıştı, paltosunun yakasını kaldırdı sanki hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti, köyün çıkışına geldi.son bir kez döndü baktı yağan karın altında köy bir başka güzeldi.sanki köy de ona veda edercesine en güzel elbisesini giymişti, yürüdü ve gitti.
  • sarsmayın kocamı,zaten yıllarca parkinsondan çekti,dedi.
    mezara koydukları kocası için...
  • genç kadın akıllanmıştı artık, güvenmeyecekti kimseye, inanmayacaktı... ta ki onunla karşılaşana kadar kendine verdiği söze sadık kaldı... sonrası yine aynı cehennem... sonra düşündü; darbe almaya alışmıştı yüreği. ha bir eksik, ha bir fazlaydı...
  • dumanı gözüne kaçıp da gözlerinin baraj kapakları açılırsa diye hiç sigara içmiyordu. ağlamayı da bırakmıştı ceyhun. sessiz çığlıklar atma konusunda uzmanlaşmıştı. hiç bilmediği bir şehirde, hiç geçmediği, küçük taşlarla döşenmiş sokakta usulca adımlarına baktı. yaklaşık dört saattir yürüyordu ve küçük taşlara basmak artık ayaklarına acı veriyordu. gerçi acı, kimselere anlatılamayacak kadar keskin bir seçimdi onun için. kör bir bıçağın, yorgun sapı gibiydi. ne kadar farklı elde, yıllarca okşanmıştı.
  • daha çok gençti ki zaten yaşı kaç olursa olsun kimse ölü bir çiçeği suladığını duymak istemezdi.
  • karanlık, kapkaranlık odasında, yatağında bir ölü duyarsızlığında yatarken, kalbi "neden, neden, neden..." diye atıyordu. kendine kör kalabilmek adına kalpsiz olmayı diledi bir an. sonra derin bir uykuya daldı. derin bir huzura.
  • oysa insanların teslim ol çağrısına ateşle karşılık vermiş,birlikte ölmeyi seçmiştik...
hesabın var mı? giriş yap