• le scaphandre et le papillon ile gönüllerde taht kuran julian schnabel'in üzerinde çalışmakta olduğu ve israil-filistin meselesini konu alan yeni filmi. çekimleri nisanda başlaması planlanan filmin 2010'da hazır olması bekleniyor.

    rula jebreal'in aynı adlı romanından uyarlanan filmde, 1948 yılında israil devleti kurulduktan sonra paylaşılan topraklarda bir yetimhane açmaya çalışan hind husseini'nin hikayesi anlatılıyor. daha çok var ama merakla bekliyoruz açıkçası.
  • içine tom waits'in down there by the train ve lost in the harbour şarkılarının da geçeceği film.
  • türkçesi resif kitap'tan çıkmış olan kitap.

    miral
    rula jebreal

    kudüs, 1948. idealist bir filistin kadını olan hind hüseyni sokaklarda terk edilmiş 55 küçük çocukla karşılaşır. ebeveynleri deir yasin’de katledilmiş olan çocukları yanına alarak bakımlarını üstlenen hind böylece efsanevi dar el-tifel yetimhanesinin temellerini atar.
    zaman geçer ve israil devletinin kurulması ile birlikte tüm tarafların tarifsiz acılar çektiği savaş tırmanırken, yetimhanedeki çocukların sayısı 2.000’i bulur. hind 1994 yılında vefat ettiğinde arkasında gözü yaşlı bir ulus bırakacaktır.

    annesinin hazin ölümünün ardından babası tarafından kız kardeşiyle birlikte yetimhaneye bırakılan miral, burada on iki yıl boyunca yüksek duvarların ardında, dünyadan izole bir halde hind’in sıkı disiplini ve şefkati ile büyüyecektir. on yedi yaşına geldiğinde ise ilk kez mülteci kamplarındaki hayat, direniş ve aşk ile tanışır. artık miral’ın önünde sadece iki seçenek vardır: ya hind ana’nın görüşleri doğrultusunda eğitimine devam edip barışçı bir yol seçecek ya da sevdiği erkeğin yanında halkı için savaşacaktır…

    “içsel bir çatışmayı bu kadar derinlemesine ve detaylı verebilen çok az roman vardır.”
    hazel rochman
  • --- spoiler ---

    ilk fragmanı yayınlanmış...
    http://www.imdb.com/video/imdb/vi1245944345/

    --- spoiler ---
  • aynı adlı kitabın, 30. istanbul film festivali'nde türk izleyicilerle buluşacak olan filmi.
    http://film.iksv.org/tr/film/125
  • israil'in birlesmis milletler'deki gosterimden sonra kopardigi kiyamete bakarak, cok iyi bir filistin filmi izleyecegimi ummustum ama fena klise bir is cikti. hind huseyni gibi sahane bir karakteri harcamislar. ama kudus sokaklarini gormek iyi geldi, o ayri.
  • hikayemizi dunya duysun diye kasıp fazla hollywoodca anlatılınca schindler'in listesinin dort bir yandan yemisi bir film olmus. karakterler havada yuzuyor, arka planda kor gozum parmagına didaktiklikte bir tarih anlatımı. sadece hind huseyni'yi anlatsalar onu da dogru durust yapsalar cok baska bir sonuc olurdu sanki. boyle altı bos epiklikte ne oldugu bilinmez bir sey olmus.
  • etkileyici bir film kesinlikle. hakkında daha uzun bir yazıyı sonra yazacağım ama çok beğendim ben bu filmi. keşke biraz daha kısa olsa ve daha az konuya değinseydi, o zaman tam bir başyapıt olurdu.
  • (bkz: julian schnabel)

    filistin davasını dünyaya tanıtmayı amaçlayan kitabın, kendisi kadar başarı sağlayamadığına inandığım filmi. kitapla birebir ilerlemeye çalışsa da ne hind hüseyni'yle miral'ı, ne de filistin halkının çektiği azabı (kitapta vurgulandığı yoğunlukta) başarıyla yansıtabilmiş. siz yine de kitabı alıp okuyun. hiç değilse hind hüseyni gibi mübarek bir insanı tanımak için.
  • kesinlikle derinleşemeyen film. ne hind huseyn, ne nadya, ne miral, ne miralın babası; hepsi havada, hepsi yüzeysel. film çıkışı arkadaşla karşılaştık neydi şimdi bu dedim, "eğitim şart ben bunu anladım" dedi. haklı olmalı. bir de ön sırada oturan 70 yaşlarında bir amca vardı, tüm dikkatini filme vermiş olmalıydı ki öne doğru eğilmiş, gözünü kırpmadan izledi, izledi, izledi ve son kırk dakikayı beklemeden çıktı. film bitince anladım neden çıktığını. tabii yaşla eriliyor kemale, biz daha o seviyeye gelemedik.
hesabın var mı? giriş yap