• gilles deleuze ve eric sanday'den şöyle bir ayrım öğrenmiştim, zihnim açılmıştı.

    dikey mizah: espiriye dayanan mizah türü. yapısı merkeziyetçi ya da hiyerarşiktir. söz konusu merkez bir kişi, kişilik, söz ya da davranış olabilir; bütün öbür öğeler bu merkezden beslenir, ona çalışır, o merak edilir ve onun ortadan çekilmesiyle komiklik biter. espirilerin art arda yapılmasında bir engel yoktur, her espiri patlatılsın yeter ki. örnekler: cem yılmaz, şarlo, south park, sitcom’lar, erdener abi. (bkz: arkhe)

    yatay mizah: neşeye dayanan mizah türü. dikey mizahtan çok daha az rastlanır. birçok öğenin katılımıyla yavaş yavaş komik bir ortamın ortaya çıkmasına dayanır. espiriden büsbütün yoksun olmasa da, espiriye güdümlü değildir. bu mizahın etkisi, kahkahadan çok, karşı konulamaz bir güleçlik, sapıtma hali ve nedensiz bir coşkudur. örnekler: hababam sınıfı, jacques tati* ve (bence en iyi örnek) metin fidan. (bkz: anarşi)
  • izaha gelmez.
  • "mizahın gizli kaynağı neşe değil, hüzündür.
    cennette mizah yoktur." *
  • en iyi savunma sporudur
  • hüsrev hatemi'nin şöyle anlattığıdır: "benim mizahım biraz da depresyonumdan gelir, kendimi örterim. ama kardeşim hüznüyle, genel olarak da kendisiyle daha barışık, o yüzden benim edindiğim türden bir örtüye ihtiyacı yok" (bkz: #20544575). bir tür depresyon hırkası olarak tarif ettiği mizah, hüsrev hatemi'ye şu ince espriyi de yaptırmıştır ama:
    siyaset meydanı'nda hatemi kardeşler'e "sizi nasıl ayırdedeceğiz? ehu eki" diye esprimsi yapan ali kırca'ya yüzünde muzip bir gülümsemeyle ve elbette tane tane, kelimelerin, hecelerin tadını çıkara çıkara şöyle demiştir: "kardeşimin başında bir hale olacak, öyle ayırabilirsiniz."
  • ''mizah duyarlılığından yoksun bir insan, yaysız bir arabaya benzer; yoluna çıkan minicik taşlarda bile sarsılır.'' - mark twain
  • mizah bütün toplumlarda bulunan bir kültür harikasıdır. platon, aristotales, thomas hobbes, charles darvin, sigmund freud, emmanuel kant, arthur koestler gibi büyük düşünürler, mizahın değerini ve kaynağını topluma çeşitli teorilerle sunmuşlardır. birçoğu da, mizahın fonksiyonlarını açıklamak için çalışmışlardır. günümüzde hala mizahın fonksiyonel teorileri tartışılmaktadır. yüzün yüzerinde mizah teorisi ortaya atılmıştır. bunların çoğu şu üç teori içine girmektedir: üstünlük teorisi, rahatlama teorisi, uyuşmazlık teorisi (susa, 2002).

    . üstünlük teorisi
    üstünlük çok yaygın kullanımıyla beraber, kendini çok beğenme, mutluluğunu artırma veya sağlamlaştırma anlamlarında kullanılmaktadır. üstünlük duygusu ve mizah arasında sıkı bir bağ vardır. pek çok mizah durumunda yalnızca gülme ve hoş vakit geçirme amacıyla değil, karşısındakinden bir adım öteye geçme amacıyla da yapılmaktadır (vandaele ve cetra, 2002). üstünlük teorisi en eski teorilerden olup platon ve aristotales dönemine kadar dayanmaktadır. üstünlük teorisi mizaha kişinin çevresindeki statüsüyle ilişkili olarak değerlendirilir. teori kaynağını, aristotales’ in yazdıklarından almaktadır. bu görüş; gülmenin temelini meydana gelen komik bir durumun ardından birinin diğerine olan zaferinde görmektedir. bir başka deyişle; insanlar birinin düştüğü komik duruma gülerken, kendilerini o durumun dışında tutarak üstünlük duygusuyla hareket ederler. aristotales, gülmenin güçsüz ve çirkinlere karşılık doğduğunu söyler. kişi kendi üstünlünlüğü ile karşıdakinin bedensel ve zihinsel kusurlarını karşılaştırır. etnik, ırkçı, karşı cinsin zayıflığını ortaya koymaya çalışan şakalar bu kategoridedir (coughlin, konning ve weiss, 2002).

    . uyuşmazlık teorisi
    uyuşmazlık teorisi kişilerin mantıksız, münasebetsiz ya da beklenmedik bir durumla karşılaştığında ortaya çıkan komik durumu açıklamaktadır. kurallara veya beklentilere uymayan bir durumla karşılaşıldığında mizah ortaya çıkmaktadır. (manning, 2002). bu teoriye göre, sosyal veye statü vb. farklılıklar gözetilmeden mizah oluşturulur (berger, 1987). birbirinden farklı iki fikir, düşünce ya da durumun sürpriz bir şekilde bir araya getirilmesiyle mizah meydana gelmektedir. insanlar aniden ortaya çıkan bir durumu, farklılıkları not ederler; eğer ortada korkulacak bir durum yoksa bu teoriye göre mizahın oluşmasına ortam sağlanabilir. bu teori idrak edebilme yetisine önem vermektedir. kişi, farklılığı kavramadan önce olayın normal seyrine hâkim olmalı ve akli yeteneği değerlendirme yapabilecek kadar yeterli olmalıdır (meyer, 2000).

    uyuşmazlık teorisini ilk aristotales sunmuş, ancak başarılı olamamıştır. teorinin ayrıntıları 18.yy sonlarıyla 19.yy. başlarında ortaya konulmuştur. en çok bilinen teoristleri emmanuel kant ve arthur schopenhauver’dir. kant’ın teorisi uyuşmazlık ve rahatlama teorilerinin birleşimlerinden oluşan, duygusal olarak ilk defa sunulan bir teoridir. az sayıda insan, uygunsuzluklarda eğlenir ve güler. bunun yerine cinsiyet farklılıklarının ön plana çıkması, saldırganlık, abartma ve yineleme gibi öğeler, komikliği en üst düzeye çıkarmaktadır. birçok araştırmacı uygunsuzluğun önemi konusunda tartışmakta, uygunsuzluğun mizahla olan reaksiyonunun tutarsız olabileceğini savunmaktadır. kargaşa, korku, kaygı, ilgi ve merak gibi hisler bunu engellemektedir. başka bir değişle uygunsuzluk mizahın önemli bir halidir, fakat yeterli değildir (susa, 2002).

    . rahatlama teorisi
    rahatlama teorilerinin değişik versiyonları eski literatürde de var olmuştur. bu teoriler mizaha stres ve gerginlik atmanın farklı bir boyutu olarak bakmaktadır. gülme psikolojisi, önceki teorilerde shoftesbury’e kadar yer almamaktaydı. ona göre, yetenekli insanların özgür ruhları, kontrol altına alınmaya çalışılırsa, başkalarının zorlamalarına karşı koymak ve rahatlamak için çeşitli hareketler yaparlar. bu hareketler komik veya gülünç olabilmektedir. (manning, 2004).

    komik bir olay, artan gergin bir enerjinin rahatlamaya ihtiyaç duymasıyla ya da insanın bu enerjiye ulaşmasıyla ortaya çıkar. kişi kendi gülmesine engel olmaya çalışırsa daha çok gülmek isteyecektir. gülme, duyguların sinir sistemiyle karışmasından oluşan enerji şekilleri olarak belirtilmektedir. bu enerjinin genelde kaygı ve gerginlikle açığa çıkması, gülmeye neden olmaktadır. gerginliğin körüklenmesi, komediyi ortaya çıkarmaktadır ve gerginliğin artması da komedinin artmasına neden olur. utanma ve korku gibi, gereksiz ve istenmeyen duygular gülmeyle dağılır (susa, 2002). bu konuda en iyi bilinen teori freud’a aittir.

    freud, mizahın bastırılmış; seksüel ve saldırgan uyarıların, ifadelerinin sosyal olarak ortaya çıkmasına izin verdiğini savunmaktadır. bir başka anlamda mizah sansürün dışa vurulmuş halidir. freud’a göre; insanlar psikolojik enerjilerini seksüel ve saldırgan düşünce ve hislerini bastırmak için kullanmaktadırlar; ancak şakaya gelince insanlar bu düşünce ve hislerini bastırmak yerine açığa vururlar. “genelde çekingenlik için kullanılan bu enerji, gülme olarak ortaya çıkmaktadır” (monro, 1988). freud’a göre; mizah, engellenen enerjinin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. mizah yoluyla düşünce enerjisi gülmeye dönüşür. duygusal enerji mizah yoluyla serbest kalmaktadır.
    ---
    (alıntı: mizah kavramı ve sanattaki yeri / uşak üniversitesi sosyal bilimler dergisi (2010) 3/2, 1-41 / ismail yardımcı)
  • ionesco:
    'mizah (humour) bizi,özgür bir durulukla,insanın trajik ya da amaçsız durumunun bilincine vardırır.yalnızca eleştiren ruh değildir o .öte yandan mizah,kendimizi traji-komik durumumuzdan,varolmanın sıkıntısından koparmak için-ancak onu aşıp,anladıktan sonra elimizde olan tek olasılıktır da.
    korkutan şeyin ayrımına varmak ve ona gülmek,korkutan neyse ona egemen olmaktır.
    mantık kendin, absürdün ayrımına varmış olduğumuz mantıksızlığında gösterir.kahkaha tek başına herhangi bir tabuya saygı duymaz,kahkaha tek başına yeni tabu karşıtı tabuların oluşumunu engeller; komik olan, tek başına bize varoluş tragedyasına dayanma gücü verebilir.nesnelerin gerçek doğası,gerçeğin kendisi,bizlere yalnızca bütün gerçekliklerden daha gerçekçi olan düşlem yoluyla görünebilir.'

    (m. esslin-asürd tiyatro kitabından(bence çeviri daha iyi olabilirmiş..))
  • zikersen porno, seversen melodram olur. ziker gibi seversen mizah olur.
  • "mizah, trajedinin saç baş ağartmış, ihtiyarlamış halidir.
    sonuçta her şey mizaha dönüşür. tüm acılar, tüm yokluklar ve hatta ölümün kendisi bile. öyle olmasa yaşayamazdık ki zaten. yani, bilinç denen lanet boynumuzda asılı oldukça, tek kurtarıcımız mizahtır." neslihan acu
hesabın var mı? giriş yap