monomania

• zihnin tek bir konuya bağlantılı olarak zaafiyet göstermesi.
  diğer bir deyişle; akli zaafiyet gösterir şekilde belirli bir konuya ya da düşünceler silsilesine ilgi odaklanması.
  kısaca: saplantı
• konusunda sivrilerek kalici un yapmayi basarmis bircok kisinin muzdarip oldugu mani. bu sayede diger konularin "gurultu"sunden siyrilarak veya gozardi ederek mevzubahis konuda fazlasiyla yogunlasabilmislerdir.
• moby dick romanının kahramanı kaptan ahab'ın haleti ruhiyesini anlatmak için kullanılabilecek yegane sözcük. bir monoman, hastalık derecesinde, yani o derece ki hayatına mal olmasını göze bile alacak düzeyde saplantıya sahiptir. gözü dönmüştür bir kere artık. deli gibidir, koca bir balinanın -tek ayağını kaptırmış olmasına rağmen- peşine düşebilir.
• suç ve ceza'da zosimov'un raskolnikov'a koyduğu teşhis.
• deerhunter'ın yeni albümüyle aynı ismi taşıyan şarkısı.
• tek bir obje ile zihinsel aşırı meşgul olma durumu.
• tek bir düşünce üzerinde aşırı saplantılı olma durumu. saplantıdan farkı ise sadece tek bir düşünce üzerine yoğunlaşmasıdır. sadece ona odaklanır, aşırı düşünür, o konu üzerine çok kafayı takar. ileri evrelerinde zihninde saçma senaryolar kurarak sanrılar görür.
  içerisinde capgras sendromu, othello sendromu, demonomani gibi psikotik bozuklukları da barındırır.
• aşk fırtınalarını herkes yeni bir donanım ve hevesle inceler, yeniden, yeniden keşfeder.
  
  hepimize söz söylemeye yetecek yeri olması, aşkın, insan ilişkilerinin bitmemiş kitabının mucizesi, gizemidir. bu tekçiliğe, tekliğe de bir göndermedir. monomani denilen deli saçması görünümlü genelleme bile gündemden asla bütünüyle düşmez. maceralar bitmediği gibi yanlış fikirler bile bitmez, ölmez.
  
  (bkz: aşk/@ibisile)
• başarı getirir.
• satranç ustalarının da adlandırıldığı sıfattır.
  zweig deyişi ile satrancın ve paranın dışında daha başka değerlerin de bulunduğunu bilmediğinden, hayatları boyunca tek bir düşünceye saplanıp kalmışlardır.