• düşünüp düşünüp bulamadığım sebeptir.

    ne güzel bir uygulamaydı o ya. online arkadaşlarımızı görüp iki sohbetin belini kırabiliyorduk. kah sinirli kah mizahi smileyler gönderip bazen de arkadaşlarımıza titreşim atıyorduk falan. hayır, bu kadar gerekli ve yararlı bir aplikasyonun modası neden geçti anlamıyorum.

    eski ortam, eski kadro olsun ben yeniden kurarım bugün msn'i. iyiydi bence.

    debe editi olayı: (bkz: minik ilayda'ya yardım kampanyası)
  • cep telefonları için doğru düzgün kullanılabilir bir versiyonu çıkmadığı için.
  • hangi uygulama mns'de ekli eski sevgiliye gönderme yapmak için dinlenen şarkıları üst bilgi geçer, hangi uygulama anlar o aşkları, çevrim içi ayrılıkları, titreşim yollamayı.
  • herkes in kendini çevrimdışı gösterip başkalarını görebilmek istemesi. herkes aynısını yapınca kimse girmiyo artık diye düşünüp msn i bıraktı. evet böyle bi mallıkla geçti modası.
  • modası geçen, msn değil, msn'in messenger uygulamasıdır.

    geçme sebebine gelince, "ne dinliyorum" ve "durum/status" özelliğinden başka, kitlesel iletişimin kurulamadığı, sadece standart bir dijital kısa mesaj özelliğini içinde barındıran msn messenger, hiçbir zaman sosyal olmayı düşünmedi. kişileri birbirleri ile bağladı; ancak değişen internet düzeninde, kullanıcılar internet sayesinde, artık bir kişiye değil; binlerce kişiye erişmek istiyordu. myspace bunu bir nebze karşılasa da, yine herkesin özel bir alanı vardı ve sosyal olmak hala çok zordu.

    mark facebook'u kurduktan uzun zaman sonra bunu fark etti. herkesin, herkesle iletişim kurabileceği bir internet sitesi düzeni getirdi. geçmişin kitlesel iletişim araçlarından mırc/chat kaosunu düzenli bir hale getirdi ve kitlesen iletişimin mümkün olabileceğini gösterdi.

    bir yanda facebook'ta tüm arkadaşlarımızla bir şeyler paylaştığımız, bir yanda msn messenger'ın açık olduğu yıllarda, msn messenger hala uyuyordu. ufak değişiklikler ile rüzgara karşı durmaya çalışsa da, çok geç kalmıştı. artık yan pencerede msn messenger açık değildi.

    peki bu bizden neyi aldı, neyi verdi?

    özel iletişimin öneminin kalmaması, kişileri boşluğa konuşmaya itti. -hatta bende bazen, şehir meydanlarında halka seslenen akli düzenini kaybetmiş insanları hatırlatır.- özel iletişim yaparken, internet üzerinden kurduğumuz diyaloglar, tek bir kişiye iletileceği için konuştuklarımıza önem verip, düşünürken; 'haybeye' olan ve boşlukta kaybolan konuşmalarımız üzerine daha az düşünmeye başladık. daha az önemli ve çok fazla olan düşünceler arasında, herkesin söyleyeceği çok fazla 'şey' olduğunu; ve herkes hep bir ağızdan konuştuğu için, sessimizi daha da yükseltmeye; daha agresif olmaya ve sonucunda daha negatif ve hiddetli olmaya başladık. diğerlerinin arasında kaybolmamak için hep bir farklılaşma çabası içerisinde kendi benliğimizin değil; karşıda hissettirdiğimizin önemi üzerinde durmaya başladık ve sonunda da herkesin her şeyi söylediği; ama hiç kimsenin hiçbir şey söylemediği bir düzene geldik.

    bence böyle.
  • modası geçmemiştir de microsoft'un skype'ı satın almasından sonra tasviye edilmiştir. ms, "o kadar titreşim gönderiyorsunuz da suyla çalışmıyo bu genşler, şunu* kullanın da arada kredi falan satın alırsınız" deyip cillop gibi uygulamayı tedavülden kaldırmıştır. yoksa şunun modası mı geçer, uzaylılar bile kullanıyodu bi dönem.
  • msn'in fişini çeken olay çevrimdışı görünme olayıdır.bu geldi msn bitti
  • facebook'da mesajlaşmanın kasmamaya başlamasıdır. mark mesajlaşmayı da düzelttikten sonra msn için hiç bişey eskisi gibi olmadı.
  • (bkz: ayça_22)

    o kadar yazdık bi kere de "hi" demedi zilli. sonra duyduk ki tüm mahalleye oturum açıyormuş.
  • microsoft'un aptallığı, microsoft'un aç gözlülüğü, microsoft'un devlet dairesi zihniyeti başta olmak üzere bir sürü sebep.

    formülü vereyim, siz kendiniz de üretin:
    (bkz: microsoft'un x)
hesabın var mı? giriş yap