• orhan pamuk özyaşam öyküsünü ve şehir gözlemlerini birleştirdiği "istanbul"da tasfiye edilen osmanlı'nın paşalarının boşalttığı bir semt olan nişantaşında geçen çocukluğundan başlar anlatmaya. nişantaşı, tasfiye edilmiş osmanlı'nın ve alışkanlıklarının yerine asri bir yaşamın hüküm sürmeye başladığı yeni bir muhittir, öyledir ki o yıllarda genç bir kız olan babaannesi dedesiyle o dönemin istanbul'unda pera dışında pek bulunmayan bir pastanede buluşurlar. dönemin koşullarında fevkalade asri bir biçimde gerçekleşen bu buluşmada adam nezaketle kıza ne içeceğini sorar, kız birden sinirli bir ifadeyle: "ben müskirat kullanmam efendim" der...

    oysa müskirat kullanılmaktadır, evde nasıl roman okunuyorsa, gramofondan kırma şarkıcılar dinlenmekteyse o şekilde likörlü pastalar da yapılmakta, gelen konuklara avrupai servis usulleriyle ikram edilmektedir.

    belli ki, her ne kadar avrupai tutumlar sergilense, cemiyet frenkleşse de, adab-ı muaşeret bakidir... genç kızlar, umuma açık mekanlarda asla müskirat kullanmazlar... zinhar bu küçümsenemeyecek bir kabalıktır.
  • (bkz: sekr)
    (bkz: sükârâ)
  • başlıkta çoğul kelime kabul etmeyen ekşi sözlük maşinin arkasindan dolanip siken çogul başlıklardan biri.
  • iksir kökünden gelir. eski dilde alkollü içkiler manasında kullanılmıştır. çoktan unutulmuş güzel bir kelime.
  • aynı isimli bir instagram hesabı vardı. istanbul'un meyhane hayatını güzel hikayelerle anlatırdı. kapanmış.
    üzdü.

    edit: açılmış. sevindirdi.
hesabın var mı? giriş yap