• efendim; elle tutabildiğimiz gözle görebildiğimiz, sesini yakından duyabildiğimiz, kokusunu alabildiğimiz kısacası dört duyumuza (tadı es gectim farkederseniz) hitap eden insanların evlilikleri malum mükemmel. kocaları iyiler iyisi, kariları dünya harikasi,evlilikleri desen tatlış mı tatlış... sabah akşam sevişen, öpüşen, sevgi sözcükleriyle birbirlerini hazlardan hazlara sürükleyen insanlar bunlar. kime sorsan çok mutlu; evlenmeden önce nasıl bir hayatı vardı hatırlamak bile istemiyor. eşi olmadan yaşadığı anlara küfürler savuruyor.

    gelelim size. evet, sen, ordaki...

    sözlük aracılığıyla tanıştığım sevgili yazarlar, onlara evli olduğumu söylediğimde ; "ben de" derken gözlerinin dolup uzaklara, çok uzaklara daldığını itiraf ettiler. ( ya da o tarz sözleri oldu diyeyim.)

    hele "çocuk var mı " diye sorduğumda gözüne toz kaçanlar oldu (zinhar ağlamadılar).

    bu başlığı açmamdaki en büyük sebep doğruları ve yalnızca doğruları gozler önüne sermeniz. ortamlarda yine mutluyuz deriz, kim bilecek. bu başlığı "kaçamak arayan evli yazarlar" başlığına çevireceginiz konusunda endiselerim var. ama ben size inandim size güvendim. ve sizin karşınıza geçip bu başlığı açtım.

    mutsuz evliler yalnız değiliz/değilsiniz...

    ilk taşı günahsız olanınız atsın diyorum çünkü hepimiz günahsızız. hep onların suçu
    *

    edit: iş bu entry'nin yazılma amacı; insanların ruşen amcanın oğlu sedat vb. ,eş, dost, akraba ve arkadaşlarının dış dünyaya gösterdiği "mükemmel" evliliğine bakıp kendilerini beceriksiz/başarısız hissetmemesidir. derdim ne evliliği eleştirmek, ne mutlu evlilere nazar etmek ne de evlilikte mutsuzluğa çare bulmak. derdim yalnızca evliliği istediği gibi gitmeyen insanların yalnız olmadığını anlatmak. ben yaşadım çünkü bunu ve yalnız olmadığımı gördüm,göstermek istedim.
  • neden var olduğunu çözemediğim evlilikler.

    30 sene iyi kötü bir ömür geçirmişim bu hayatta, bir 30 sene daha yaşayacağım kesin değilken "mutsuzum" diyerek gezemem ben. gezmedim de.

    zararın neresinden dönülürse kardır. boşanın mutsuzsanız. ne sizin ne de karşınızda ki insanın hayatına engel olmayın.
  • mutlu evlilik yoktur, mutsuz olmayan evlilik vardir. yuruyen evliliklerde sevgi devam edebilir, ama kacinilmaz bir sekilde ayni bay noktaya yakinsarlar. duzenli olan hicbir sey heyecanli degildir. ha heyecan mi istikrar mi dersen, ben ikinciyi secerim.
  • hakkında başlık açılması gereksiz olandır. zira mutsuz değil mutlu evliliğin haber değeri vardır.
  • bence başlığı "mutlu evliliklerin varolduğu gerçeği" diye açsaydınız daha doğru olurdu zira ülkemizde şuan az miktarda bulunmaktadır
  • hala, modern olduğunu savunmasına rağmen mutlu olmak için evlenmek gerektiğini ciddi ciddi düşünen insanlar olmasındandır. insanlar evliliği bir zorunluluk olarak görüp bir noktadan sonra "yaşı geçtiği" için evliliği uzun vadedeki mutluluğunun önüne koyuyor. bu durumda genel olarak mutsuzluk kaçınılmaz gibi.

    diğer kitle ise çocuğunun mutsuz olmaması için ayrılmayıp, ayrılmadığı için çocuğunu daha mutsuz yetiştiren çiftler. anne babası 4 buçuk yaşında ayrılmış birisi olarak, birbirleriyle olmaktan mutsuz bir anne baba ile aynı evde büyümüş olsam büyük ihtimalle şuankinden bile daha problemli bir psikolojim olurdu. bunu çocuğunuza yapmayın. hem kendinize hem çocuğunuza hayatı zindan etmenin manası yok.
  • hem de çok olduğu gerçeği. çok çok fazla. özellikle etrafımdaki yaşıtlarıma bakıyorum, sırf ailesinin yanından kurtulmak ya da özgürce cinsellik yaşamak için önüne gelen ilk kişiye aşık olup evleniyorlar. aşık oluyorlar, ki öncesinde kendilerini buna şartladıkları için zor olmuyor. 1 sene içinde çocuk sonra gelsin pişmanlık gelsin daha çok baskı.

    o yüzden sırf evlenmek için evlenmeye karşıyım. eğer gerçekten birini seviyor ve kendinizi onunla bir ömür boyu yaşamaya hazır hissediyorsanız evlenin, sonra millet evlilikten soğuyor. lütfen.
  • evet, tdk çalışanları da gelip konuya iştirak ettiyse var olan gerçektir.

    şimdi efendim gençlik yıllarındaki dopamin ve endorfin patlamasıyla bazı saçma kararlar alıyoruz bunun saçma olduğunu beynimiz artık ilgili hormonları salgılamayı bırakınca algılayabiliyoruz. mesela bak şu anda, bir gerizekalı havai fişek patlatarak evleniyor neden ? çünkü beyni yanmış daha başına geleceklerin farkında değil.

    goygoy bitti şimdi gerçekler zamanı. evlilik hazırlığında olan çiftler için yazıyorum, evleneceğiniz kişiyi ister 10 yıl tanıyın ister 6 ay hepsi simülasyon aynı evde yaşamak cafede çay içmeye ya da kulüpte eğlenmeye benzemiyor genşler gerçek eşinizi o dört duvar arasında tanıyorsunuz. demem o ki; her şey size bağlı ya mutlu olursun ya ayrılırsın orta yolu yok, he " ben çekerim idare ederim çocuk var. " diyen üstün zekalı arkadaşlar varsa saygı duyarım önünde nereye eğileceğimi şaşırırım.

    evlilik pişmanlıktır.
  • mutlu insan olmadığı için olandır. insanın kendisi mutlu değilse evlilik onu mutlu etmez. problem; evlilikten önce var olmadadır.
    hani kendine zul etme boşan be kardeşim diyen adamın aklı basar basmaz evli mevli dinlemeden inithar etmesi gerekir.
  • burada yazar acaba yeni bir şey bulduğunu mu düşünmekte, yoksa bilinen ama saklanan bir gerçeği açıkça yazabildiği için takdir mi beklemektedir?

    zaten mutsuz evliliklerin var olması bir şeydir, evliliğin mutsuzluk getirmesi başka bir şeydir.

    ayrılmanın mutsuz evlilik yapmış insanların keyfini yerine getirmesi hiç de beklenilecek bir durum değildir. belki kangren olmuş uzvun alınarak kötüye gidişi bir yerde durdurmasıdır. ondan sonra yaşanacak hayat elbette eskisi gibi olmayacaktır.

    buna göre daha en başta, partnerinin hayatına ve kanına girmeden, problemli çoluk çocuğa da karışmadan, belki ailelerin ve sonuçta toplumun huzurunu ve tadını daha da kaçırmadan, önce ince ince hesap yapması gerekir. ince hesap demek, mükemmeli beklemek değildir.
hesabın var mı? giriş yap