• sadece bir kasko firmasının var olduğu ve bu firmanın da mafyanın elinde olmasından dolayı fiyatlarının çok pahalı olduğu bir şehir. kasko yapanlarla insanlar dalga geçiyorlar. bütün arabalar bü yüzden vuruk çizik içinde bir nevi büyük bir çarpışan arabalar kenti. arabaları ölene kadar kullanıyorlar. mercedes'inden smart'ına kadar. hastası oldum. on bin bakımıymış vay efendim karbiratör kayışıymış sikinde değil milletin.
  • maradona'nin "kendi ulkenizde yilin 364 gunu yabanci gibi ya$iyorsunuz; oysa ben 365 gun napoliliyim" cagrisi uzerine italya 90'da italya kar$isinda arjantin'i desteklemi$ insanlarin $ehri.
  • hakkında yazılan hiçbirşeyin abartılmadığına şahit olduğum şehir. bir tane bile vuruğu olmayan araba yok gerçekten. sidik kokan sokakları, zencileri, dilencileri, zengini fakiri hepsi bir arada gezer dururlar. aynı türkiye'ye benzer. ingilizce bilen kişi sayısı gerçekten çok azdır. hayat pahalıdır malesef. gözlemlediğim kadarıyla sadece içki, et ve tavuk bize göre ucuz.

    onun haricinde trafik ve araba kullanımı gerçekten zorlu bir şehir napoli. birbirine değerek park etmiş birçok araç * görmek mümkün. yalnız yaya geçitlerine çok dikkat ediyorlar, yaya geçitlerine yaklaştığınızda canavar gibi gelen arabaların durup yol vermesi ilginç geliyor.

    bildiğin türkiye'nin "opzioni>lingua>italiano" seçeneğini yapılmış halidir.

    (bkz: cep telefonu italyancası)
  • napolide hırsızlar çantanızı çalmazlar... çantanız ile birlikte sizi de götürebilirler.. aman aklınızda olsun..
    bizim napoli'li yaşlı italyanca hocası anlatmıştı : bir gün kocası ve büyük oğlu ile dolaşmaya çıkmışlar. sağında kocası solunda büyük oğlu. gündüz gözüyle tatlı tatlı dolaşırlarken birden havalandığını ve yere indiginde sırtındaki kürkünün olmadiğini farketmiş.. işte napoli böyle bir yer derdi ..!

    eğer istanbulda yaşiyorsaniz sorun yok.. 1 dakkada uyum sağlarsiniz..
    ölmeden görün ...
  • bizim "j" harfiyle karsiladigimiz sesi bolca kullanmak suretiyle konusulan bir dile * sahip olan sehir. italya'nin tamaminin ortak antipatisine sahiptir. bir milanolu napoliliden ne kadar hazzetmiyorsa sicilyali da o kadar hazzetmez. italyanca bilmeniz en cok ingilizce bilmeniz kadar isinize yarar, daha fazla degil zira ikisi de napoli'deyabanci dil kontenjaninda yer almaktadir. belli anlamlarda istanbul'u andirsa da guzellik anlaminda geride, kaos anlaminda ise ileride yer almaktadir kanaatimce. neticede olmeden gorunuz, ama geceleri arka sokaklarda gezip "tamam gordum simdi kismetse olucem diye de israr etmeyiniz".
  • güneyliler kuzeylileri, kuzeyliler güneylileri sevmez italya'da. napolileri hiç kimse sevmez.

    marcello mastrianni bir gün roma'da kahve içerken arkasından fısıltılar gelir : " marcello'ya bak, ne kadar da yaşlanmış, yüzü ne kadar buruşmuş"

    marcello mastrianni bir gün napoli'de kahve içerken yanına yaşlı bir adam gelir : " marcello ne kadar yaşlanmışsın, gel bir kahve içelim"

    istanbul'dan sonra, dünyanın en heyecanlı ve en egzantrik şehri.
  • sözlük yazarları tarafından italya'nın izmir'i mi, adana'sı mı yoksa urfa'sı mı olduğu konusunda anlaşmaya varılamayan şehir.
  • pizzaya çiğdem denen şehir.
  • gördüğüm en güzel pis şehir.
  • 2 yıl önce bir projede çalışmak için gittiğim şehir.tabi kabul edildiğimi öğrenince hemen hakkında ekşi sözlükte vs bilgi aramaya koyuldum.o kadar kötü şeyler yazılmıştıki hakkında gitmesem mi acaba diye düşünmeye başlamıştım.garibaldi meydanındaki tren istasyonunda indiğimde acayip bir korku vardı içimde.tarlabaşımsı biryer gibi göründü gözüme.elimdeki krokide istasyondan gideceğim yer 10 dklık yürüme mesafesinde olmasına karşılık taksiye binmeyi düşündüm.o 10 dk.lık yolda başıma ne gelecekse artık. piazza nazionale'ye vardık fakat sokağı bulamıyoruz tam arkadaşımla.bir patisserie gördük önünde yaşlı amcalar oturuyor elimizdeki adresi gösterdik.ingilizce bilmedikleri için anlaşamadık.kağıttaki telefon numarasını arayıp konuştular bize beklememizi gösteren işaretler yaptılar.tabi bu sırada bu amcaların bize iyilik yapıyor olabileceği gelmiyor aklıma, sözlükte o kadar kötü şeyler okumuşumki paranoyaya bağlamışım.bunlar kesin organ mafyası diye düşünüyorum o sıra.arkadaşıma arabayla almaya gelirlerse arabaya binmeyelim kimliklerine bakalım filan diyorum.sonra eli yüzü düzgün proje sorumlularımız yürüyerek geldi de içim rahat etti. daha sonra o amcaları hergün gördüm hergün selam verdim.öğrendiğim az italyancayla sohbet etmeye çalıştım.günler geçti ben napoliye iyice alıştım gece 2lere kadar dolaştık.kalabalık yerlere, konserlere festivallere gittik.hiçbirşeyim çalınmadı çok şükür hiçbir ters hareketle karşılaşmadım.tabi bu karşılaşılmayacağı anlamına da gelmiyor.demem o ki; türkiye'de herhangi bir şehir ne kadar tehlikeliyse bu şehir de o kadar tehlikelidir. hakkında yazılanlar sizi korkutmasın.zamanla o kadar alışıyorsunuzki kendinizi oranın bir parçası hissediyorsunuz.insanları o kadar samimiki bir anda arkadaş oluveriyorsunuz size hediye şaraplar limoncellolar alıyorlar.pizzaları bir harika söylememe bile gerek yok aslında.bir de bu şehir roma gibi müzedesin hissi vermiyor.burada bir hayat var burada insanlar yaşıyor hissiyatı veriyor.
    amalfi, positano ve sorrentoyu görmeden gelmeyin eğer bu şehre gideceksiniz çünkü huzur dediğimz şey buralarda dolaşıyor.bilmiyorum ben mi fazla anlam yükledim bu şehire ama her köşesi ayrı bir mutluluk vermişti bana
hesabın var mı? giriş yap