• 22 nisan ıstanbul prömiyerinden eve yeni dönen biri olarak söylüyorum: güzel ama mükemmel olamamış müzikal; sebebi ise malum; ingilizce ol-ma-mış...

    baştan alalım;

    zorlu psm gerçekten göz kamaştırıcı bir mekân... gayet estetik; organizasyon eksiksiz; ses ve görüş açısı her yerden gayet iyi.v
    cast oldukça iyi; herkesin sesi müzikalin adını taşıyor. tek sırıtan belki de quasimodo ama orada da çıtayı garou abi zaten çok çok yukarı koymuş durumda.
    herşey güzel ama işte bu müzikal maalesef fransızcadan başka olmuyor. ingilizce çevirisi eğreti ve oldukça basit kalmış. dolayısıyla da notre dame de paris'i az çok bilen biri için birşeyler eksik kalıyor.

    yine de türkiye'de izleyebilmek çok güzel oldu; emeği geçen herkese teşekkürler.
  • dilerim oyun bitimindeki extras tadını sadece ilk oyun olduğu için yapmışlardır (yarın gidenlere yapmazlar umarım :)
    bize özel.
  • hala etkisinden çıkamadığım, günlerdir beklememe değen müzikal.

    kötü olan tek şey ortamın inanılmaz sıcak olmasıydı. son dakikalarda nefes alamaz hale geldim. nefes alamamam yaşadığım hazdan dolayıda olabilir tabi.
  • 22 nisan 2014 istanbul galasıyla seyircilerine büyük bir sürpriz yapmış hayatımda izlediğim en muhteşem müzikal.

    daha önce orijinal fransızca versiyonu için hayranlığımı fazlasıyla belirten bir yazı yazmıştım; (bkz: #37096586)

    istanbul galasında ise müzikalin bestecisi richard cocciante'ı görmek herhalde hayatımda yaşadığım en hoş sürprizlerden biriydi.

    oyun bittikten sonra gringoire "size konuklarımızı tanıtmak istiyorum" dedi. ben arkadaşlarıma richard cocciante gelse keşke dedim ama en az onun kadar bu müzikalin büyüsüne çok önemli katkı sunan koreografları davet etti. büyük sürpriz az sonra gelecekti; richard cocciante. notre dame de paris müzikalini tutkuyla seven, o melodilere aşık olmuş biri olarak kendisini sahnede görmek ayrıcalıktı. bunun hak edilmiş bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum.

    oyuna gelirsek tüm performanslar son derece başarılıydı. özellikle gringoire, frollo ve dansçılar kusursuzdular. ingilizce olmasına rağmen tu vas me detruire(your love will kill me) yorumu resmen tüylerimizi diken diken etti. bir çok yerde dansçılar performanslarıyla ayrıca alkış aldılar.

    ıngilizceye burun kıvırdım, kıvırmakta da haklıyım fakat bu haliyle dahi muhteşem kelimesinin zayıf kaldığı bir gösteri oldu.

    öte yandan bu ingilizce oyundan sonra garou artık gözümde peygamber mertebetisine yükseldi. o kadar muhteşem bir sese sahip ve o sesi o kadar etkileyici ki quasimodo'yu ondan sonra canlandıran herkes adı gibi yarım kalıyor.

    velhasıl kelam harika bir gösteri. canlı canlı izlemek ayrı bir zevk.
  • zorlu psm'deki galasını izlediğim müzikal. dekor ve ışık kullanımı mükemmeldi, bunun dışında çok keyif vermedi açıkçası. orijinal fransızca versiyonunu dvd'den izlemiştim, neden bilmiyorum ama video olarak izlememe rağmen daha çok etkilenmiştim. sanki fransızca bu müzikale daha çok yakışıyor.

    bu arada bir gözlem aktarmalıyım: türkiye'de sanatsal etkinlik izleyicisi gerçekten ayrı bir kitle. hanımlar gayet şıktı, erkeklerin kot pantolonlu olanları bile ceketliydi. nezih bir ortamdı, tıpkı akm'nin eski zamanlarındaki gibi. işin ilginci, bir tane dahi türbanlı kadın yoktu, neden ki acaba?
  • son üç aydır gitmeyi heyecanla beklediğim müzikal. fransızca halinin daha etkileyici olduğu muhakkak ki doğrudur, ama bu hali de hiç fena değildi bence. belle en çok merak ettiğim bölümüydü herkes gibi. belle dışında ise "the age of cathedrals" (gringoire tarafından söylenen) çok görkemliydi. yalnız müzikalden önce kardeşimle merak ettiğimiz bir şey oldu (kitabını da okudum ben) neden quasimodo katedralde esmeraldaya ihtiyacı olduğu zaman üflemesi için düdük veriyor, quasimodo zaten sağır değil mi? muhakkak atladığımız bir ayrıntı var, ama bulamadık. sözlük ahalisinden yardım bekliyoruz.
  • zorlu center'daki müzikaline ingilizce deyip burun kıvırmanın yersiz olduğunu düşünüyorum. şarkılardan la monture hariç hiçbiri dilden dolayı etkileyiciliğini yitirmemişti. yalnız esmeralda'nın dans sahnelerinde çok fazla iteratif dans figürü kullanılmış, diğer dansçılar bile figür zenginliğiyle esmeralda'dan daha fazla göz dolduruyordu. hugo'nun tasvirleriyle zihinlerde muhteşemleşmiş esmeralda'nın güzelliği ve dansının hakkı biraz daha verilebilirdi sanki. bu haliyle büyüleyici olmaktan biraz uzak olmuş.
  • büyüleyiciydi..
    orijinal kadro olsaydı tadından yenmezdi tabe, o ayrı!
    ama yine de şimdiye kadar izlediğim bir çok şeyden daha fazla heyecanlandım..
  • az önce zorlu center'da canlı canlı izlediğim müzikal. yanımda oturanlardan birisi konser başlamadan önce "orkestra sahne altında mı yoksa müzikler playback mi?" dedi ve bütün o sıranın içine kurt düşürdü. herkes elindeki kağıtları kurcalamaya başladı ve gördü ki kadroda herkes vardı ama müzisyenler veya orkestra şefinin adı yoktu. zaten müzikler başlayınca artık hepimiz playback olduğuna emindik.

    müzikal ile ilgili, daniel lavoie - garou ikilisinin yerine kimi koyarsanız koyun aynı etkiyi yapmayacağı gerçeği dışında ve de tabi fransızca yerine ingilizce olması dışında başarılıydı diyebilirim.
  • geçtiğimiz hafta önünde kambur durarak poz verdiğim yer.

    iğrenç olabilir ama yapılmalıydı.

    içerisi de dışarıdan görünüşü de çok güzel. zaten dini mekanlar, mabedler her zaman ince işçiliğin ve fedakarlığın sergilendiği yerler olmuştur. ayrıca tanesi 2,3 ve 5 euro olan mumlardan alıp yakabilirsiniz ki bence cami altı market girişimciliğinden daha bir hoş uygulama. cami-market veya cami-avm uygulamasından müslüman bir birey olarak tiksiniyorum açıkçası.

    neyse, paris'e gidildiğinde muhakkak gidilmeli, görülmeli. oradan da seine nehri'ne kaptırın, asma kilidinizi asın.
hesabın var mı? giriş yap