• başak cengiz'in katilinin annesinin savunması.
    anne yüreği, malum.
    keşke biraz daha insan yanını öne çıkarsa, ölenin ailesinin acısına da ortak olmaya çalışsaydı.
    bence böyle durumlarda akıl hastalarının suç fiillerinde, kendilerini onları himayeden mesul gören aileler de sorumlu tutulmalı. 'suçun şahsiliği' ilkesinde, sanığın parçalanmış bir şahsiyeti olduğu göz önünde tutularak bir istisna yapılmalı. o durumda mutlaka, 'akıl sağlığı' suç fiillerinde ilk sığınılacak korunak olmaktan çıkacaktır.
    edit: isim ve yazım
    zorunlu açıklama: bu olayda katilin akıl hastası olup olmadığı hakkında bir fikrim ve iddiam yok. derdim bu vesileyle hastalığın istismarına dikkat çekip öneride bulunmak.
  • aklını alacaklar zaten, rahat olsun.
  • keşke akılsız oğluna sahip çıksaydın o zaman.tek başına ev açıp samuray kılıcı alacak kadar kendi haline bırakmasaydın.önceden aklına gelseydi benim oğlumun akıl sağlığı yerinde değil her naneyi yiyebilir şuna sahip çıkayım diye.çok net bu cinayette o çocuk sen ve babası suçlusunuz.o gencecik kızın hiçbir günahı yokken sizin yüzünüzden hayattan koptu gitti.kötüsünüz,umursamazsınız ve bu dünyaya zararlısınız.
    edit:yazım hatası düzeltildi.
  • "oğlumun akıl sağlığı yerinde değil. bizim de pek yerinde olduğu söylenemez çünkü evde on beş (rakamla 15) tane samuray kılıcı var, sağa sola birilerini öldüreceğini yazıyor ve biz değil hastaneye yatırmak, 'oğlum sen hayırdır?' diye sormuyoruz bile" şeklinde devam etmesi gereken savunma.

    ana yüreği falan değil bu, düpedüz işgüzarlık. çocuk şiddete meyilli ve tehlikeli. aile bu konuda ne yapmış? hiç bir şey. öldürülen kızın anne babasının yüreği ne olacak peki? umrunda mi kadının? değil. çünkü ona göre oğlu deli olduğu için ne yapsa yeridir.
  • oğlun samuray kılıcı alırken senin aklın neredeydi? oğlunun akli dengesi samuray kılıcı satın almaya yetmiş ama ona ne demeli? hadi, haberin yoktu böyle canice bir silah alabileceğinden. neden başı boş bıraktın oğlunu? neden bir cana kıyma potansiyeli olan oğluna sahip çıkmadın? insan değilsiniz lan. bizim kapının önündeki kedinin 3 tane yavrusu var. geçenlerde bir yavru yola çıkıyordu, annesi yavrusunu ensesinden tuttuğu gibi bahçeye geri getirdi. yemişim analığını senin.
  • bir annenin ağzından çıkan cümle.

    benim bu "akıl sağlığı" ile ilgili bir önerim var aslında.

    şimdi "akıl sağlığı" yerinde olmadığı için suç işleyenler, ellerini kollarını sallaya sallaya geziyor ya. işte buna bir çözüm bulmak gerek.

    zira akıl sağlığı yerinde olmayan biri, aslında toplum düzeni ve güvenliği için bir tehdittir. çünkü ne zaman ne şekilde hareket edeceği belli olmaz ve bu durum, toplumun geneli için rahatsız edici olabilir.

    o nedenle, bu "dokunulmazlık" hani milletvekillerinin "kürsü dokunulmazlığı" gibi bir hale dönüştürülmelidir bence.

    öncelikle, herhangi bir doktor/sağlık kurumu raporu ile "akıl sağlığı" yerinde olmadığı belirlenenlerin, belirli yerlerde toplanması sağlanmalıdır. artık bu yeni hastaneler şeklinde mi olur yoksa bir tür "külliye" şeklinde yapılanmalar mı olur bilemem ama bunlardan her bir kentimize yapılarak, bu kişilerin toplum içinde olmaları engellenmelidir.

    orada yaptıkları, ettikleri için bir tür "dokunulmazlık"ları olabilir. hani "delidir, ne yapsa yeridir" mantığı o kurumlarda işletilebilir.

    ancak, toplum içinde işledikleri "tüm suçlar" için aynı diğer yurttaşlar gibi ceza alabilmelidirler.

    belki biraz gaddarca ve anti-hümanist bir öneri ama ben böyle düşünüyorum ve böyle olması gerektiğine inanıyorum.

    özgür ve akıl sağlığı yerinde olan birinin, akıl sağlığı yerinde olmayan biri tarafından hayattan koparılmasının, toplumun genel düzeni için daha tehlikeli olduğunu ve bunun engellenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü.
  • oğlunun akıl sağlığının yerinde olmadığını bildiği halde, akıl hastanesine yatırmak yerine, birilerini katletsin diye ortalığa salan anne.

    bu ifadesi üzerine kendisinin de yargılanması gerekir avukat hanımın.
  • yalanın kuyruklusudur.
    bu olayın münevver karabulut olayından farklı olmadığını düşünüyorum.
    ne tesadüf katilin babası mimar kurban da mimar. her ikisinin babası da mhpde görevli. bir de aynı sitede oturuyorlar.
    o kızı tanımadığı yalan.
    muhtemelen göz koydu. yüz bulamayınca öldürdü. ve ya ailesi bak falancanın kızı ne kadar başarılı mimar oldu sen baban mimar olmasına rağmen paralı ic mimarlığı bile bitiremedin dediler. kıskanıp öldürdü. ama bunu da bile isteye yaptı. aile de gayet iyi biliyor.
    birisi planlayarak cinayet işlerse ağırlaştırılmış müebbet cezası alır. akli dengesi yerinde değilse akıl hastanesinde bir süre yatırıp ardından iyileşti diye bırakırlar. bu yüzden tanımıyordu ve akıl hastası savunmalarına sığınıyorlar. ayrıca kurbanın katili tanımaması katilin de onu tanımadığı anlamına gelmez.
    edit: mesaj kutuma kurbanın otelde kaldığını iddia eden mesajlar damladı. hürriyet haberindeyse kurbanın aynı sitede çalıştığı şirketin kiraladığı bir evde kaldığı yazıyor.
    ifade de aynen şöyle:
    --- spoiler ---

    başak cengiz, normalde ankara'da yaşıyor ve istanbul'a bir iş için gelmiş, çalıştığı firması cinayetin işlendiği lüks sitede bir yer kiralamış.

    ve kadın akşam işten çıkıp, konakladığı o rezidansa geliyor. bina önünde yürürken hemen devreye katil zanlısı giriyor, can göktuğ boz. kapşonlu kıyafet giymiş, sıfır kol bir tişört giymiş ve elinde samuray kılıcıyla genç kadını takibe başlıyor.
    --- spoiler ---
    edit: biri de babası mimar değil mühendis diye bağlantıyı çürütmeye çalışıyor. babası türk dünyası mühendisler ve mimarlar birliği adlı bir oluşumun sekreterliğini yapmış. bu da mimar ve mühendislerden oluşan bir heyetle 3. köprüyü övme ziyaretine gittiği bir etkinlikte verdiği demeci içeren bir haber. bir gazeteci şu birliğin üyelerini biraz daha araştırsa muhtemelen bağlantı daha da kesinleşecek.
  • bu çocuğun yaptığı korkunç fakat anne babanın insanların vicdan mahkemesin de yargılanmaları dahada korkunç! kimse bir katil dogurmayi hayal etmez anne babalar en güzel hayallerini çocuklarının üzerine kurarlar fakat bazen işler umdukları gibi gitmez.mantiktan yoksun kurulan sözcükler duygu ile hareketin ne denli bir hezeyan olduğunu gösteriyor.kadir şeker'in öldürdüğü çocuğun annesinin dedikleri içimi çok acımıştı"benim oğlum öldü ve insanlar acıma bastılar" iyi olacağız diye sucludan daha sadist olmaya gerek yok.klavye duyarlılığı çok saçma .beyler bir kadın olarak desemki hadi toplanın çıkın sokaklara hakkımı savunun.hzi isa"nin ilk taşı günahsız olan atsın da dediği gibi klavyeden usulca uzaklaşır siniz.bilmediginiz yaşamların ahkamini kesmekten vazgeçin.
  • ulan bu ulkede bir kere de ölen degil de ölduren suclu olsun. yok , hep öldurenler hakli, hep bir bahane var. bu akil sagligi meselesinin de cogu yalan. hastaneden sahte rapor alip istediklerini yapiyorlar.
hesabın var mı? giriş yap