• bazilari insani supheye dusurebilen notlar.

    sinav kagidinin ogrencilerin sorulardan aldigi puanlarin yazildigi kutucuklara ogrenci tahmini puanlarini yazmistir, toplama da "46, what i expect; 35, to be honest :)", aldigi not 17.
  • iki soruluk bir sınav var, final, ilk soru hayvan gibi kapsamlı, ikinci soru basit bir ezber sorusu. ya biliyorsunuz, ya bilmiyorsunuz ve ikinci soruda hiçbir şey yazamadım...

    sınavın sonuna;

    "hocam ben bu sınava gerçekten çok çalıştım. zaten ilk soruyu gayet iyi yaptım sizin de görebileceğiniz şekilde. sadece ikinci sorunun çıktığı konuya çalışmadım, daha doğrusu ezberlemedim. bu dönem çok fazla dersim bütünlemeye kaldı ve sanırım bir kaç tanesini de alttan almak zorunda kalacağım. bir de bu dersten kalmam gerçekten çok büyük sorun olur. bakarsanız zaten vizeden de kötü bir not almadım çünkü ona da çalışmıştım, bu yüzden 50 verseniz geçiyorum. lütfen, 50 verin geçeyim..."

    yazdım çıktım.

    sonuç; 50 alarak dersi geçtim...
  • hocam sizi çok seviyorum yazmak yanında kalp yapmak gayet ilginçtir.
  • "sayın hocam. farkındaysanız bu dersi 3.ye alıyorum. deli gibi çalışmama rağmen görüyosunuz ki kağıt bomboş. hazırladığım kopyalardan bile sormayarak ben zavallı öğrencinizin hayellerini bi sonraki seneye devrettiğini belirtme ihtiyacı doğdu nedense. saygılar hörmetler."
  • aldığı not kısmına geçmek için almaları gereken notu silik şekilde yazmaları.
  • "hocam, kötü not alacağımı biliyorum, yazdıklarım yanlıştı. ama önemli olan katılmak değil mi?"
  • bomboş kağıdın ön yüzünde: devamı arkada.
  • yazdığı essay'in sonuna basım yeri ve sayfa numarasına kadar üç beş eserlik bir bibliografya döşenmişti bi öğrenci, ne akla hizmet hala çözebilmiş değilim.
  • biz lisede 5-10 kisi matematik sinavinda "sana deger verip aski bulacagima, x'e deger verip y'yi bulurum" yazmistik. o zaman komik gelmisti ama simdi hatirlayinca cok sacmalamisiz zamaninda.
  • akışkanlar mekaniği sınavı ve her zamanki gibi bir ramazan selver mucizesi. buyrun:

    a4 kağıdın 2/3'lik kısmını kaplayan mini destan modundaki masalımsı soruda, odtü'nün bahçesine bir havuz yapılacağı ve bu havuzdaki fıskiyelerden fışkıran suyun bilmem kaç metre yükseğe çıkabilmesi için fıskiye nozullarının çapının kaç olması gerektiği sorulmaktadır.
    ancak soru bu noktaya yani esas önemli kısmına gelinceye kadar binbir hendek atlamış, her türlü maceradan geçmiş, odtü'nün kuruluşundan bugüne kadar yaşadığı önemli tarihi olayları yad etmiş, arada sanayi devriminden bir iki bukle sunmuş ve her türlü mühendislik verisini bilimsel çerçeve içersinde kabul edebileceğimizi öngörüp, buyrun çözmeye başlayın demiştir.

    böylesine dolambaçlı bir soruyu hayatında ilk defa gören, ramazan selver'in şöhretinden haberi olmayan ve masumane bir şekilde sınavına çalışıp gelen bahtsız arkadaşım beyni makarnaya dönmüş bir şekilde harıl harıl cevap aramış. normal olarak da yazacak hiç bir bok bulamamış.
    ancak sonra birden final tanrıları bizim elemana acımış olsa gerekecek, birden bir şimşek çakmış bizimkinin kafasında ve o an için kendi mantığına en uygun gelen süper ötesi cevabını kağıda yapıştırmış:

    "hocam bu benim değil, odtülüler'in problemi. onlar çözsün."

    sonuç:
    100 puan.
hesabın var mı? giriş yap