• bazı insanların bazı sebzeleri ayıla bayıla yerken bazılarının tadını gerçek anlamda iğrenç bulmasının ardında genetik bir faktör yatıyormuş.

    feniltiokarbamid (phenylthiocarbamide) isimli bir organosülfür bileşik bazı sebzelerde yer alıyor. bu sebzeler arasında kişniş, brokoli, lahana ve kereviz gibi insanların bazılarının yerken bazılarının iğrenç gözüyle baktığı sebzeler var.

    dominant yolla bireye geçen bir tas2r38 aleli yüzünden (acı tatları almanızı sağlayan reseptör geni) bazı insanlar feniltiokarbamid tadını alabilirken bazıları ise alamıyor. tadını alabilen insanlar için bu bileşik son derece acı ve berbat bir tada sahipken (sabun yemek gibi) bu alele sahip olmayan kişiler gerçek anlamda hiçbir şekilde bu bileşiğin tadını hissetmiyorlar.

    bu alel dominant yolla çocuğa geçtiği için bu tür sebzelerin tadını iğrenç buluyorsanız ve bunu bu genetik farklılığa bağlayacaksak genellikle ya anneniz ya da babanızda da benzer bir durum olması gerekiyor.
  • böbrek nakli esnasında sorunlu böbrek yenisi ile değiştirilmez. vücuda üçüncü bir böbrek takılır.

    görsel
  • günaydın kelimesi 1910'lu yıllarda erken "öztürkçeleştirme" hareketleri kapsamında o tarihlerde kullanımda olduğu anlaşılan bonjour'a karşılık olarak üretilmiştir. 19. yy sonlarından önce türkçede eşdeğer bir sözcük yoktu. kelime 20'lerde yaygınlaşmaya başlamış, 30'larda devlet tarafından kişi adı olarak önerilmiştir.

    hayat kadını ifadesi esasen, anlaşıldığı kadarıyla 1920'li yıllarda, ev kadının zıttı; çalışan, meslek sahibi kadın anlamında ortaya çıkmış anlam değişimi 1950'li yıllarda gerçekleşmiştir.

    evetin karşıtı olan hayır, hayır işindeki hayır ile aynı kelimedir. 17. yüzyılda nezaketen evetin zıttı olarak kullanılması yaygınlaşmıştır.
  • bilenler bilir; abd'deki türk nüfusunun bir kısmı akaryakıt ve benzin işiyle uğraşır. öyle ki; new york, new jersey ve connecticut'ta 300'den fazla istasyonun sahibi türk ve türkiye'den göç etmiş ermenilerdir.

    abd'deki göçmenlerin akaryakıt ve benzin sektörüne giriş hikayesi ufkunuzu iki katına çıkarmaz belki ama bilgi olur.

    türkiye'den göç eden ermenilerin ve türklerin akaryakıt işine girmesine vesile olan kişi 1960 yılında abd'ye gelen, istanbul ermenisi ve araba tamircisi hamparsum (hampik) civan. 1970'de nj, fort lee'deki 'harry's amaco' isimli benzin istasyonunu açmış. civan, türkiye'den gelen yüzlerce türk ve ermeni göçmene yanında iş vermiş.
    2010'da 79 yaşında vefatından sonra işletmeyi kızları devralmış.

    nj'deki ilk benzin istasyonu sahiplerinden biri olan arev kerkorian, istasyon sahibi olmak için gerekli olan sermayeyi civan'ın yanında çalışarak kazanmış.

    civan'ın yanında çalışıp sonradan kendi istasyon ve tamirhanesini açanlardan biri de edgewater, nj'deki eurotech motors'un sahibi zenop tuncer.
    araba tamir yeri açan diğer ermeni ustalar dikran, arto, kirkor da yine civan'ın yanında yetişmiş.

    nj'in en eski akaryakıt istasyon işletmecilerinden olan bir diğer ermeni de ara alboyacian. istanbul avusturya lisesi mezunu olan alboyacian, 1971 yılında türkiye'den ayrılmış. ''1970'lerde bir istasyon $40-50k satın alınabiliyordu ama bir araba da $3-4k idi" diyen alboyacian, ilk önce kayınpederinin sahibi olduğu esso (eski exxon) istasyonunda çalışmış. 1975'de fort lee'de amaco sahibi olmuş.
    alboyacian, 30 yıllık iş hayatında 1000'e yakın kişiye istihdam sağlamış. türk öğrencilerin, abd'ye yeni gelenlerin, kalacak yeri olmayanların kapısını çaldığı alboyacian, nj'deki route 46 üzerinde iki adet bp istasyonu işletiyor.

    benzin istasyonları içerisinde en büyük zincire sahip olan isim atlantis management'in kurucuları tümay başaranlar ve kuzeni jimmy koçhisarlı. atlantis'in ny ve nj’de 100'e yakın istasyonu var. bunlardan 15'i nj’de, geri kalanı da long island, queens ve bronx'ta.

    nj'deki 25 istasyon ile başka bir büyük zincire sahip olan isim, ilk istasyonuna rochelle park'taki exxon ile başlayan istanbul ermenisi hagop uzatmacıyan.
    new jersey'de exxon, gulf, bp, sunoca gibi farklı marka istasyonları bulunan uzatmacıyan, oğlu avak'la birlikte işleri yürütüyor.

    kevork uçar, nj'de hagop uzatmacıyan'dan sonra en fazla istasyona sahip işletmecilerden biri. kevork uçar'ın 8 farklı yerde benzin istasyonu bulunuyor.

    istanbullu adnan kirişçioğlu'nun da long island, ny, nj, pa, va'de toplam 25 adet istasyonu var.

    pontus rum'u lefter çember'in yağlidere'den başlattığı abd'ye göçün ilerleyen yıllarında önce babası, sonra kendisi meksika'dan illegal yolla abd'ye gelen cevdet özdemir, bir süre başka işler yaptıktan sonra nj'de 4 benzin istasyonu sahibi olmuş.

    bir diğer istasyon zincir sahibi barış alkoç. babası süleyman alkoç’la istasyon işletmeciliğine atılan ailenin, singin oil markası adı altında south jersey'de 15’e yakın istasyonları bulunuyor.

    türkiye'de subay olan kenan ödemiş, 81 yılında kurduğu kenaco istasyon zincirini upstate ny'da 23 adede kadar çıkarıp 1984'te hepsini atı istasyonlarına satmış.

    abd'ye 1987 yılında gelen ve benzin istasyonlarında pompacılık yaparak ise başlayan levent sertbaş, 1995'te yanında çalıştığı patronunun teklifini kabul ederek ortak olmuş ve ilk istasyonunu 2002'de paramus'ta, ikincisini 2007'de east rutherford'da satın almış.

    nj’de ziya erdemir ve üzeyir şahin 7 farklı istasyonu ortak işletirken, nj'deki en eski akaryakıt işletmecilerinden biri de halen üç exxon ve bir valero istasyonu sahibi olan ismet akar. istasyonları oğlu ayhan akar işletiyor.

    başarı hikayelerinin yanı sıra suça bulaşan benzin istasyonu sahipleri de olmuş:

    new york polisi, kara para aklayan ve kaçak işçi çalıştıran türk benzin istasyonları ile bakkallara düzenlediği operasyonda 57 kaçağı gözaltına aldı, 7 kişi ise tutuklandı..

    new york'ta sahibi oldukları beş benzin istasyonunda zengin müşterilerinin kredi kartı bilgilerini kopyalayarak, değişik yerlerde yaptıkları alışverişlerle müşterilerinin hesaplarını boşaltan türk çetesi yakayı ele verdi.
  • sonunda -it eki olan hastalıkların iltihabi hastalıklar olması. örneğin; sistit, sinüzit, bronşit, romatoid artrit gibi.
  • matrix filmindeki sentineller , senaristin tamamen hayal gücünün ürünleri değildir. arkeolojik kazılarda ortaya çıkan jimbicrinus bostocki isimli türün crinoid fosilleridir.

    bu fosiller 300 milyon yıllıktır ve günümüzde 600 civarı yaşayan örneği bulunmaktadır. günümüzde bu canlılara deniz zambağı diyoruz.

    görsel:sentinel

    kaynak : evrim ağacı
  • peynirde bulunan bir süt proteini olan kaseinin, enzimlerimiz tarafından parçalandiğinda kazomorfin adı verilen peptidler oluştuğu ve bunların eroinin de dahil olduğu opiyat grubundaki uyuşturucular gibi bağımlılık yaptığı ortaya çıkarılmıştır.

    ancak yine de peynir yeme bağımlılığı psikoaktif madde bağımlılığı gibi zararlı bir durum değilmiş.

    çok şükür bugün de bağımlı olmadığımızı anladık.
  • mars’ta atmosfer oluşturulabilir mi?

    mars’a bir gün yerleşmeyi düşünüyorsak,orada sera etkisi yaratacak gazlara sahip bir atmosfere ihtiyaç duyacağımızı söyleyebiliriz. mars’ta günümüzde bu görevi görebilecek gazlar olarak yalnızca karbondioksit ve su buharı bulunuyor. fakat ne yazık ki bunların miktarı, bir atmosferi destekleyecek kadar fazla değil. mars’ın günümüzdeki atmosfer basıncı 6 milibara denk geliyor, dünya’da ise bu miktar deniz seviyesinde 1 bar. mars’ın atmosfer basıncını 1 bara çıkarabilirsek, sıcaklığını da sıfır derecenin biraz yukarısına çekebilir ve böylece sıvı halde suyun bulunmasını ve dolayısıyla yaşamı sağlayabiliriz. bitkiler de rahatça büyüyerek oksijen miktarını yükseltebilir.fakat mars’taki tüm karbondioksidi serbest bırakmayı başarabilseydik basıncı yalnızca 20 milibara kadar yükseltebilirdik. üstelik bu sorunu aşabilseydik bile, mars’ta azota da ihtiyaç duyardık. işin o noktasını çözmekse,şu an için yalnızca bilimkurguyla halledebilecek kadar zor.

    konuşma ne zaman evrimleşti?

    aslına bakılırsa bu,cevap verilmesi hayli zor bir soru. yemek yerken ve nefes alırken konuşabilmek için atalarımızın
    göğüs, boğaz ve ağız kısımlarında kompleks değişimler yaşaması gerektiğini biliyoruz. diğer primatlara göre nefes alış verişimizde çok daha fazla kontrole sahibiz, bu da konuşurken her nefesimiz arasındaki süreyi farklı ayarlayabilmemizi sağlıyor. dilimiz ise sesli harfleri söyleyebilmemizi sağlayacak özgün bir şekle sahip. fosillerden elde edilen kanıtlar bu gerekli
    değişimlerin 160 bin yıl önce gerçekleştiğini söylüyor; fakat karşı fikirde olanlar da var. 350 bin yıl önce yaşayan homo
    heidelbergensis’lerin kulak kemiklerini bilgisayar ortamında yeniden oluşturan bilim insanları, duyma yeteneklerinin bizle aynı olduğunu, bu nedenle onların da konuşabiliyor olacağını düşünüyor.

    kuşlar diğer gezegenlerde de uçabilir mi?

    öncelikle diğer gezegenlerde kuşların var olduğunu düşünsek bile,dünya’daki kuşlardan daha farklı gözükebileceklerini söylemek gerek. bununla birlikte,dünya’daki kuşların diğer gezegenlerde uçmalarını engelleyecek bir sebebin olmadığını belirtelim. tabii bunun olması için diğer gezegendeki atmosferin çok ince olmaması veya kuşun o atmosferde uçamayacak kadar ağır olmaması gerekiyor.

    kaynak
  • kivi yeni zelanda'da 3 farklı anlama geliyormuş

    1.si bizim bildiğimiz kivi meyvesi ki yeni zelanda önemli bir kivi ihraçatcısı
    2.si kivi kuşu (sadece yeni zelanda'da yaşayan kanatsiz bir kuş) (2015 yılında açgözlülük neticesinde nesli tükenmiş.)
    3.sü ise yeni zelanda halkı kendilerini kivi olarak tanımlıyorlar, nasıl avustralyalılar kendilerine ozzy diyorlarsa yeni zelandalılar da kendilerine kivi diyorlar…

    (bkz: yeni zelanda)
    (bkz: kivi)
  • sonu it ile biten hastalıkların hepsi enfeksiyon hastalığı değildir. otit bir orta kulak iltihabı iken (enfeksiyöz kökenli) romatoid artrit enfeksiyon hastalığı değildir. romatoid artrit enfeksiyöz kökenli olmayan eklemlerin yangısal (inflamatuar) hastalığıdır.
hesabın var mı? giriş yap