• evrenin yaşı 13.8 milyar yıl iken çapı nasıl 93 milyar ışık yılı olabilir?

    en güncel ve hassas hesaplamalara göre evren' imizin yaşı 13.798 milyar yıldır ve bunun üzerinde 37 milyon yılı hata payı vardır. yani %95'ten yüksek bir ihtimalle evren'in yaşı en az 13.761, en fazla 13.835 milyar yıldır. ancak gözlenebilir evren'in yarıçapı 46.5 milyar ışık yılı, çapı ise 93 milyar ışık yılıdır! peki bu nasıl olabilir? eğer evren'deki hız limiti ışık hızıysa, 13.8 milyar yıllık bir evren'in sınırları nasıl olur da büyük patlama'da bir noktadan başladıktan sonra 46.5 milyar ışık yılı mesafeyi kat edebilmiştir? evren, ışık hızından hızlı mı genişlemiştir?

    bu konuda birçok farklı açıklama bulunmaktadır. örneğin, bu açıklamalardan biri, evrensel hız sabiti olarak bilinen ışık hızının sadece uzay-zaman içerisindeki "nesneler"in hızını sınırlandırdığını, uzay-zaman düzleminin kendisini sınırlamadığı ile ilgilidir. bu açıklamaya göre, evren'in ilk anlarından itibaren görülen aşırı hızlı büyüme (enflasyon) evresinde ışık hızından hızlı bir genişleme yaşanmış olabilir. fakat astrofizikçilerin çok büyük bir kısmı bu açıklamaya karşı çıkmaktadırlar.
    evren içerisindeki cisimlerin birbirlerinden olan uzaklıklarından bahsederken, o iki cisim arasında şu anda görülen mesafeden bahsederiz. ancak unutmamak gerekiyor ki, milyarlarca ışık yılı uzaktaki bir cismin şu andaki görüntüsü, bize ulaşabilmek için aradaki mesafeyi ışık hızında kat etmek zorundadır. fakat kat ettiği bu yol boyunca ilerlerken, evren de bir yandan genişlemeyi sürdürmektedir! yani ışık onca mesafeyi kat ederken, bir yandan da genişlemeden kaynaklı ek yolu kat etmek zorunda kalmaktadır. dolayısıyla 13.8 milyar ışık yılı uzaktan geldiğini düşündüğümüz bir foton, aslında çok daha uzaktan gelmektedir.

    bunu şöyle izah edelim:
    diyelim ki evren'in yaşı 14 milyar yıl. bu süre zarfında ışık, 14 milyar ışık yılı mesafe kat edebilir. ancak ışık harekete başladığı andan itibaren evren de genişlemeyi sürdürüyor! örneğin, ışık yolun yarısını kat ettiğinde (7 milyar yıl sonunda) evren, ışığın yola çıktığı andaki boyutlarından 1.59 kat daha büyük hale gelmiştir (bunun hesabına aşağıda değineceğiz). dolayısıyla yolun yarısına göre yapılan analize göre ışığın geldiği uç sınır, 14 milyar ışık yılı uzakta değil, 14 x 1.59 = 22.3 milyar ışık yılı uzaktadır! işte böylece, evren'in çapının neden evren'in yaşından büyük olabileceğini görmüş olduk. peki ama neden 93 milyar ışık yılı? 22.3 milyar neden değil?
    yukarıdaki hesapta 14 milyar yıl öteden gelen ışık için tek bir ara nokta/basamak aldık ve 7 milyar yıla yerleştirdik. ancak unutmayın ki ışık, 14 milyar yıl önce başladığı yolu 2 dev sıçramayla almamaktadır. yani bir anda 7 milyar ışık yılına ulaşıp, bir sonraki anda 7 milyar ışık yılı daha kat ederek bize ulaşmamaktadır. hem ışığın hareketi, hem de evren'in genişlemesi süreklidir; kesintili değil. bu yüzden 7 milyar yıl (yolun yarısı) değil, çok daha küçük zaman aralıklarındaki sürekli genişleme analiz edilmelidir. örneğin, 7 milyar yılda tek bir ara nokta (dolayısıyla 2 sıçrama) değil de, 3.5 milyar ve 10.5 milyar yılda olacak şekilde 2 ara nokta (dolayısıyla 3 sıçrama) hesabı yapacak olursak, hesabın sonucu 26.1 ışık yılı çıkmaktadır. görülebileceği gibi, ara noktaların sayısı artıp, hesap daha isabetli hale geldikçe, 14 milyar yıl önce yola çıkan ışığın kat etmek zorunda olduğu mesafe de artmaktadır. ancak her bir ara nokta artışı eklediğimizde, bu artış miktarı giderek azalır ve sonunda artık sonuca etki etmemeye başlar. örneğin bu şekilde 3, 4, 5, ... diye aldığımız ara basamak sayısını 8192'ye çıkardığımızda, 41 milyar ışık yılına ulaşırız (görebileceğiniz gibi aralık sayısını binlerce kat arttırmamıza rağmen sayı sadece 2 kat artmıştır).
    işte bu hesabı, 13.798 milyar sayısıyla başlatıp daha hassas analizlerle limit hesabı yaptığımızda, 46-47 milyar ışık yılı sonucuna ulaşırız. bu, evren'in tek bir yöne baktığımızda 13.798 milyar yıldır hareket halindeki ışığın aldığı yoldur. dolayısıyla bir küre olan gözlenebilir evren'in yarıçapıdır. bunu ikiyle çarparak, 92-93 milyar ışık yılı çapında bir gözlenebilir evren içerisinde olduğumuz sonucuna varmaktayız.
    peki gördüğümüz ışığın 42 milyar ışık yılı uzaktan geldiğini nereden biliyoruz? ya aslında gerçekten de 13.798 milyar ışık yılı uzaktan geliyorsa da, evren onun geldiği bölgenin dışına doğru genişliyorsa? ilk olarak, eğer böyle olsaydı, kırmızıya kayma dediğimiz olayı gözleyemezdik. çünkü uzaktan gelen ışığın dalga boylarının daha düşük frekanslı kırmızı renge doğru kayması, onun uzay-zaman genişlemesinden etkilenmek zorunda olduğunu göstermektedir. bu durumda ışık, genişleme mesafesini de kat etmek zorundadır; dolayısıyla yukarıdaki hesap isabetlidir. aksi takdirde uzaktan gelen ışığın dalga boyu ve frekansında hiçbir değişim gözlemememiz gerekirdi. fakat bunun haricinde, teorik hesaplamalar da bunu doğrulamaktadır.

    örneğin bizden 42 milyar ışık yılı uzakta, 14 milyar yıl önce oluşan bir galaksiyi ve fotonu düşünün. astrofizikte, bu mesafe ile süre arasındaki oran, bir integral hesabıyla belirlenir ve ışık hızıyla geçen sürenin çarpımı cinsinden ("ct" olarak) ifade edilir. bunun nasıl yapıldığını bilmek çok önemli değildir, ancak bu oran sabit kaldıkça hesap doğru demektir. 42 ile 14 arasındaki oran, 3ct'ye denk gelir (42/14 = 3). eğer aradan 0.1 milyar yıl (100 milyon yıl) geçerse, evren 1.0048 kat büyüyecektir. burada bir parantez açarak, bu büyümenin hesabından kısaca bahsedelim:
    işin kalkülüs kısmına girmeyeceğiz, ancak basitçe, evren'in bir zaman aralığındaki büyümesi, incelenen aralığın iki ucunun birbirine oranının 2/3'üncü dereceden kuvvetiyle hesaplanır. örneğin, birkaç paragraf yukarıda, 2 sıçramada yaptığımız analizde, 7 milyar yıldaki değişimi (ki sonucu 1.59 olarak vermiştik) şu şekilde hesaplanmıştır:
    (14/7)2/3 = 1.59
    1.59 sayısı, 14 milyar yıl öncesinden 7 milyar yıl öncesine kadar geçen 7 milyar yıllık zaman diliminde evren'in başlangıca göre kaç kat büyüdüğüdür. yani bu durumda evren, 7 milyar yıl içinde 1.59 kat büyümüştür. burada 14 milyar ışığın başladığı zaman, 7 milyar alınan zaman diliminin diğer ucudur. 14'ün 7'ye oranı buradan gelmektedir. 2/3, kritik yoğunluk hesapları sonucunda bulunan bir sabittir, hep aynıdır.
    şimdi, geri dönüp "ct" oranına göre yaptığımız analize bakacak olursak, 14 milyar yıl öncesinden başlayıp, 0.1 milyar yıl geçtikten sonrasına odaklanacak olursak, zaman aralıklarımız 14.1 ile 14 olacaktır. bu durumda ışık bu sürede yol alırken evren'in ne kadar genişlediği şöyle bulunur:
    (14.1/14)2/3 = 1.0048

    yani 0.1 milyar yılda evren 1.0048 kat büyümüştür. bu durumda 42 milyar yıl uzakta olan galaksi, artık 42*1.0048 = 42.2 milyar ışık yılı uzaktadır! ancak ışık, galaksiden 0.1 milyar ışık yılı uzaklaşmıştır, çünkü unutmayın ki ışık, bulunduğu galaksiye ve çevresine göre hareket etmektedir. biz, bağımsız bir referans düzleminde (dünya'da) bu hesabı yapmaktayız. bu nedenle, yine hesabı bizim referans düzlemimize çekecek olursak, 42.2 milyar ışık yılı mesafenin üzerine 0.1 milyar ışık yılı da eklenmelidir, böylece 42.3 milyar yılı mesafeden söz etmekteyiz demektir. bir diğer değişle, artık 14.1 milyar yıl geçmiştir ve o galaksiden sıfırdan çıkacak bir foton alınması gereken mesafe 42.3 milyar ışık yılı olmuştur. yeni halinde 42.3 milyar ışık yılının 14.1 milyar yıla oranı da "3ct" değerine denk gelmektedir. bu da, hesabımızı doğrulamaktadır.

    yani bu mesafenin yaştan büyük olma nedeni, ışık bize ulaşana kadar evren'in de genişliyor olmasıdır.

    hazırlayan: çağrı mert bakırcı
    kaynak
  • eski türkçe de elma = alma
    elma ne? yasak meyve
    alma amk.
  • koca internetin kedi videolarından oluşmasına rağmen kedilerin bundan haberi olmaması.
  • bbc world service - the inquiry podcast

    http://www.bbc.co.uk/programmes/p029399x
  • mental yorgunluğun aslında metal yorgunluğu olması. vay arkadaş dedirtmiştir.
  • imdb kullanma rehberi

    ne diyor bu değişik demeyin. bir çoğunuzun imdb'yi kullanmayı bilmediğinizi biliyorum. filmlerle ilgilisiniz ama film seçmede hayvan gibi sıkıntı yaşıyorsunuz. ben film seçerken fazla zaman kaybetmeden ne istediğimi bulabiliyorum. sizlere de kısaca anlatacağım.

    öncelikle şuradan imdb'nin geniş arama özelliklerinin olduğu sayfaya giriyoruz.

    sayfa ingilizce amk ben anlamam deme dur iki dakika. bir bok yok zaten. film mi izleyeceksin o zaman title type yazan yerde feature film kutucuğunu işaretle. diğerlerini geç. film bakacaz şimdi.

    release date yaza yere geldik. iki tane kutucuk var. mesela 2016 yılındaki filmlere bakalım. o zaman her iki kutucuğa da 2016 yaz. tamam.

    number of votes var. onu kesin doldurman lazım. yoksa saçma sapan filmlerle dolar seçeneklerin. oraya benim tavsiyem 20000 yazman. istersen 10bin veya daha popüler filmlere bakacaksan 70-80 bin de yazabilirsin. geçtik.

    genres kısmından istediğin türü seçebilirsin. ama geçelim onu da geniş bir arama yapalım.

    in taa aşağılara kadar. sayfanın alt kısımlarına gel. display options var. oradan user ratings descending 'i seçtik. ve search'e bastık.

    şu sayfa gelecek dağ filmi listenin başında geldi mesela. diyelim ki bu liste size çok geniş geldi. bana şöyle 2016'nın en sağlam filmlerini getir. o zaman 20000 yazdığımız yere 100000 yazalım.

    bu geldi burada 50 filmi listeledi. özellikle ilk 25 film civarı izlenmesi gereken filmler olarak söyleyebilirim. eğer izlemediyseniz onlardan başlayabilirsiniz.

    aynı mantıkla 100 bin üzeri oy almış 2010 dan sonrakileri de size kolaylık olsun diye şuracığa bırakıyorum.

    2010
    2011
    2012
    2013
    2014
    2015
    2016
    2017
  • bugün araba kullanıyorum trafik sıkışık, güneş gözümün içinde yolda mal mal düşünürken bir taraftan radyo dinliyorum. radyoda 31 çekmek ile ilgili saçma bir espiri yapıldı.

    güneş ışığı altında sulanmış beynimde birden ışık yandı. dedim neden masturbasyon olayına 31 çekmek demişler. hani nerden gelmiş, ilk kim demiş, saymışlar mı ki filan diye beynim bir kısır döngüye girdi...

    neyse efenim eve geldim webden bikaç sayfada aramaya koyuldum.

    aslında olay tee osmanlıya dayanıyormuş.

    o dönemde insanlar bu aksiyona "el çekmek" diyorlarmış. lakin ulu orta böyle şeylerden bahsetmek kolay olmadığı için, bunu nasıl dillendiririz diye düşünmeye başlamış bizim dedeler.

    sonrasında akıllarına "ebced hesabı" nı kullanmak gelmiş. (ebced hesabı: bir çok kültürde bulunan, harflerin belirli sayılara denk geldiği bir şifreleme sistemi olarak anlatılabilir kısaca.) "el çekmek" in el kısmını ebced ile hesaplayınca; osmanlı alfabesinde e harfi için kullanılan "elif" (1) ve l harfi için kullanılan "lam" (30) harflerinin sayısal değerlerinin toplamı olan 31 sayısına ulaşmışlar.

    gel zaman git zaman derken el çekmek olmuş size 31 çekmek.

    ufkum genişledi lan.

    aha da kaynak...
    (bkz: el cekmek)

    edit: sağolsun @beerhaspozitif yeşillendirdi. isim benzerliği taşıyan türküsü bile varmış;
    el çek tabip el çek sinem üstünden
  • nukleer denizaltilarin su alti gorev surelerini kisitlayan tek sey murettebat icin gerekli olan gida. belki psikolojik sikintilar da kisitliyor olabilir ondan cok emin degilim. denizalti demisken avustralya’nin fransa ile milyarlarca dolarlik denizalti filo gelistirme, satin alma, know-how tedarik vs. projesi imzaladigini fakat ulke capinda murettebat bulma sikintisina halen bir care bulamadigi gercegi de ufkumu iki katina cikarmisti.
  • otoban*'ın aslında adolf hitler'in icraatı olması. (projeleri 1920'lerde çizilmiş ancak ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklardan dolayı bir türlü hayata geçmemiş. hitler'in dönemindeki ismi "reichsautobahn")

    *otobanların yapılmasının temel sebebi: yayaların, hayvanların, bisikletlerin olmadığı, federal yapıda bulunan almanya'nın eyaletleri arasındaki ulaşım ve ticaretin arttırılması. ayrıca askeri açıdan üretilen tankların taşınmasında benzinden tasarruf etmek.

    *1933 - 1941 arası yapılan otoban toplam 3.819km'ye dayanmış. bu dönemde 130.000 kişi doğrudan, 270.000 kişi ise dolaylı olarak istihdam edilmiş.

    (bkz: fritz todt)
  • osmanlı'da ulemaların türkçeyi-osmanlıcayı güzel ve doğru konuşmalarına çok önem verilirmiş. bu yüzden karadenizliler ve kürtlerden ulema yapılmazmış. türk-tatar-boşnak-pomak-arnavut kökenliler ulema sınıfında daha kolay ve öncelikli yer bulurmuş.
hesabın var mı? giriş yap