• akillara ah belinda'yi getiren nick. ard arda telaffuzu kendiliginden bir diyalogtur. ortami hayal etmek kolay. bir bayan nicki oldugunu da yeni idrak ettim ki $a$irticidir.
    "- ah belinda!"
    "- ohh jim..."
  • günlük uykusunu, 4'er saatlik iki seansta uyuyarak "düzene sokma" girişimi, malzeme bereketi konusunda rekor kıracağa benzemekte olan uykucu kabak çiçeği.

    - imza toplamalı mı gittin sen?
    + ne diyorsun?
    - imza toplamalı gittim demedin mi?
    + ne imzası? ne diyorsun? uyuyorsun galiba sen hala?
    - öyle olmuş. mumble...

    - zaman kovalarını çözdürmek lazım.
    + ne?
    - zaman kovalarını çözdürmek lazım.
    + zaman kovalarını çözdürmek mi lazım?
    - evet. zaman kovalarını çözdürmek lazım.
    + puhohoho! "zaman kovaları" ha? bu sefer yazıyorum artık sözlüğe.
    - yapılmasın... mumble...

    eh, neyse... 5500 olmasın da... öne çıkan soruları yanıtlamayalım da... suyun doluluk oranı var tabi bir de... yüzde olarak!

    edit: uzay gemisinin meğer 5 bölmesi varmış ve bu bölmelerden birinde "zaman kovaları" bulunuyormuş. kusuruma bakılmasın; ben bilemedim.
  • manicsi kanlı canlı görmüş dinlemiş, hayatında bir ukteyi doldurmuş, biraz büyümeye hak kazanmış, diğer yandan özünü hatırlamış çok mutlu bi çocuk.
  • çok kıyak kadın.
  • eski brownicilerdendir.
  • sozlukte yazmaya basladigini farkedince yuregimi hoplatan, hakkinda cok entry girmek istedigim ama kelimelerle anlatamayacagim, canim dostum. hayatimda en cok bozustugum sonra yeniden baristigim ve her seferinde eskisinden daha da yakin olabildigimiz dost. istanbuldan uzak oldugum su aralar cok ozledigim biri.
    birkac yildir her gun ayni makyaji yapar, aylarca ayni seyi giydikten sonra fikir degistirmistir sanirim bu aralar her gun baska etek giyiyor, fakat ayakkabilari ve cantasi ve sac modeli kesinlikle degismez.
    ..
    bir replik olarak ohh jim'i ele alacak olursak i am a fugitive from a chain gang'in sonunda helen da james allen'a der bunu: "ohh jim, it was all going to be so different..."
    ..
    zevklerimizin ve duygularımızın çoğunlukla paralellik göstermesi dışında, fiziksel olarak da onun kafa şekli ve benim omzum bir yapbozun parçaları gibi birbirine oturacak şekilde tasarlanmış olduğu için pek bir kafa dengim bulurum onu. kafası hayvanlar gibi çalışır yine de bu zekayı derslere harcayamadığı için sınıfta kalmanın* eşiğine gelmiştir. bir acaip kokan bir evi vardır kendine ait, komün hayatı yaşanılır orda ara ara. sonracığıma dostluğumuz açısından efsanevi saydığımız orta 2 senesinde bizim evin mutfağında donmuş kıymayı döve döve çözmeye çalışırken manic street preachers'ı keşfetmiştir, bu da hayatını bayaa bir etkilemiştir desem kızmaz heralde. niye kızsın, sakin bir arkadaşımızdır o, easygoing, bugünü yaşayan, gülen, iyi espri de yapan, tamamen anlayabilmeniz için uzun süre tanımış olmanız gereken pek hoş bir insandır. jarvis'in en yakın arkadaşı bir de. hakkında sayfalarca yazıp olayın bokunu çıkartmamaya kasıyorum. bu kadarcık anlatımla onu tanıdığını zanneden yanılmaktadır. evet böyle. evet evet böyle..
  • orqan karsida olacak yanliz basima gecmiyim diyerek bizi kullanmaya calisan*. bizi evine davet ettiginde ayakkabilarimdam dokulen camuru el yordamiyla elektrik supurgesini (el yordami ve elektrik supurgesi!!?) kapip temizlemeye calisirken, evde olmadigini sandigim annesiyle yuzyuze gelip utancimdan anneeeeeeeeeeeeeee!.. anneeeeee! diye bagirmak istedigim hatun. ohh arkadasimin askisin jim
  • son sarhoslugumuz sirasinda*, en nefret ettigi eylemleri* benle paylasan, makyajdan sorumlu bakan, ohh jim...
hesabın var mı? giriş yap