• lütfen ama lütfen bakınızlarının sonuna üç nokta koymasın artık, verdiği bakınız bir şekilde devam edecek sanıyorum, ama yok bir devamı, gelmiyor.
    lütfen. üç noktadan soğudum yeminle.
  • sözcü gazetesi gibi.
  • bir tek konuda bile anlaştığımızı düşünmediğim bir yazar(dı) omnbudsman. hemen her konuda haber sitelerinden alıntıladığı entrilerinin de eksikliğini hissedeceğimi sanmıyorum. çoğu zaten konuyla ilgili bir merakınız varsa ulaşılabilecek türden linklerdi.

    fakat bu, omnbudsman'ın sözlükten uçurulmasının adaletsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. kimseye saygısızlık ettiğini görmedim. ama yanlış ama doğru, haklı olduğunu düşündüğü noktaları dile getiren kendince seviyeli, ilkeli, tutarlı bir yazardan söz ediyoruz.

    entry silinme istatistikleri de bunu destekler nitelikte. girdiği entry sayısına kıyasla sözlük formatına pek çok yazardan daha fazla hakim olduğu görünüyor. moderasyonun yazarları gözden çıkarma noktasında bir ölçütleri var olsa gerek. fakat görünen o ki bu ölçüt her neyse bizim anlayamadığımız kadar karışık ve en önemlisi adaletsiz.

    sorunun formata hakim olmaktan daha derin bir başka açıklaması olmalı.

    eğer değilse omnbudsman'ın tabi olduğu ölçütler, sözlükte yazar bırakmaz.
  • bel altı imalarla dolu seksist bir dil kullanması mazur görülmelidir. diline vurur insanın ne de olsa.
  • trt'nin müzik arşivi gibi bir dolu bkz arşivi olduğunu düşündüğüm yazar. ulan adam hangi bakınız'ı verirse versin içi dolu çıkıyor, şaka gibi.
  • kendisi vesilesiyle bir kez daha hatirlatalim:
    (bkz: yazar ucurmak andavalliktir)
  • eğer bahsettiği gibi 60'ına merdiven dayadıysa, yazdığı entryleri de referans alarak diyebilirim ki, çöpçüler kralındaki "yazıyorum bunu gazeteye" diyen yaşlıdan farkı yoktur. bir de çok sıkılıyor belli ki tüm mesaisini sözlüğe harcıyor.
  • sozlukten sogumama neden olan sozluk yazarlarinin sayisi her gecen gun artiyorken ve hala sozlukte fink atiyorlarken, boylesine bir ismin sozlukten ucurulmasina anlam veremiyorum. tek sucu cok eski olmamasi, dogrularin ustune fazlasiyla gitmesi, komik anketlere entry girmemesi, inandigi seylerin pahasina hicbir seyden korkmamasi oldu. ifade ozgurlugunun kurbani oldu. actigi mezar basliginin icine itildi.. hic olmadi hic..

    entry editlemeyi pek sevmiyorum ama soylemeden edemeyecegim.. uzun zamandir en begenilenlerin zirvesine entry cikmiyordu. ama bu entry 12. sirada su an.. sozlugun buyuk bir cogunlugunun onun geri gelmesini istemesinden kaynaklaniyor sanirim bu durum.. keske boyle bir entry girmek durumunda kalmasaydikda, omnbudsman burda olsaydi.

    bir daha edit ulan.. : yeniden yazarligi acilmis.. hos geldin diyoruz kendisine...
  • gencay ozan’dan sonra ellerimi dizlerime vura vura kaybım için böylesine ağlamamamıştım. ne söyleyebileceğimi bilemiyorum ama çok fazla şey söylemek istiyorum.

    biz hayırsız bir sebepten tanış olduk, eşinin rahatsızlığı nedeniyle amerika’dan takviye vitaminlere almak gerekti ve gelenimiz gidenimiz oldukça rica minnet bu siparişleri getirttik. tam iki yıl. son seferi bu ay sonunda elimle götürüp teslim edecektim. yine eşine teslim edeceğim elbette ama...

    bir gün olsun siparişlerini verdiğimde beni eli boş karşılamadı. tek yaptığım amazon üzerinden adresleri ekleyip siparişleri girmek ve getirldiğinden emin olmak teslim almak idi. her seferinde bazen çikolata kutuları bazen zeytinyağları zeytinler bazen türk kahveleri. hatta kefirin önemini keşfedince kefir mayası ve termometre bile getirmişti. hiç yapmadım diye kızdı bile. ama saklıyorum hala. bazı insanların nezaketleri karşısında ezilirsiniz. beni çok çok ezdi.

    saatlerdir aklım başımda değil. ağlamaktan gözlerim ağrıyor.

    bana getirdiği türk kahvesini özel yerinden alıp taze çektirip getirirmiş çünkü. bir gün keşke diğer kızım da sen olsaydın demişti. hastanedeyken aradığım söylendiğinde gülümsemiş...

    hayatımda kalpten bağlandığım saygı duyduğum bana öğrettiklerini hep aklımda tutacağım hocamı kaybettim bugün. çok umutlanmışken, hastanede durumu iyiye gidiyor diye düşünürken, eve çıkacak evde bakılcak diye umarken kaybettik. bu kaybın yerine bir şey koyamıyorum. üzüntümü ifade edemiyorum.

    çok üzgünüm hocam. huzurla uyuyunuz.

    “o birine yardım ediyor olmanın verdiği, her insanda olmayan, çok az insanın gözünden okunan heyecanını ve samimiyetini kendi gençliğimden biliyorum. sana güveniyorum abla.”
  • bundan altı sene önce başarısız bir intihar girişimim olmuştu.. yazdığım entry sebebiyle ekşi sözlükte de duyulmuştu olay. bir sonraki gün telefonumdaki cevapsız aramalarda mesajlarda tanıdığım, tanımadığım onlarca numara vardı. hiç birini arayacak yüzüm yoktu ve aramadım.

    bilmediğim bir numaradan gelen mesajlarda öyle şeyler yazılmıştı ki "ben iyiyim" demek için geri arama mecburiyetinde hissettim kendimi. arayan , mesajları atan coşkun abiymiş. numaramı nasıl buldu bilmiyorum çünkü o zamana kadar çok bi muhabbetimiz de olmamıştı. telefonla konuşurken "beni üzdün çocuk... sabaha kadar ağladım senin yüzünden" demişti.

    ah be coşkun abi! oldu mu şimdi? ödeşmek zorunda mıydık...
hesabın var mı? giriş yap