• seksenküsür senedir, tepeden inme, kazanılmamış, sindirilememiş saçmasapan bir özgürlük anlayışıyla yetiştirilmiş ve evet gençliğinde öpüşmemiş, çoğunluğu aşk evliliği yapmamış, yine geneli ilk regl olduğunda tokatlanıp hayatının geri kalan kısmında da, erkek egemen toplum tarafından sindirilmiş çalışmayan, okumayan, üretime katkı sağlamayan ve bu özellikleriyle gurur duyan kadınlar tarafından büyütülmüş bir topluma ait korkunç özelliklerden yalnızca biri. böyle durumlarda üç beş tasviri takiben bir iran kelimesi geçmese götümü keserim zaten. yıllardır mükemmeldik de şimdi..of. "al kadın! senin artık seçme hakkın var denmiş" gerisi koyverilmiş, "al artık sen demokrasiyle yönetileceksin" denmiş, bunun ne denli zor kazanılan bir hediye olduğunu öğretmek es geçilmiş, avrupa şu siktiğim tahammülsüzlüğü yüzünden kıvranıp aydınlanma diye bir şeyi doğururken bundan haberi bile olmamış, bu yüzyıla gelmiş hala onun kafasına taktığı bezle, bunun kafasına takmadığı bilmem neyle uğraşıp birbirini yiyen, etiketleyen, sorgulamayan, başına örülen ağlardan, hırsızlardan, pisliklerden bihaber, eğitimsiz, cahil, sadece benim yaşamaya hakkım var bir diğeri geberse de olurumcu, aydınları yakan, aydınları yakıp, yakanların ardından sloganlarla zır zır ağlayıp cenazeler düzenleyen, elle tutulur zerre bir eğitim almadığı o zavallı üniversitelerinde sırf başına bir bez parçası bağlıyor diye okuldaşını tartaklayan, mini etek giydi diye kendi öğretmeninin bacağına kezzap atan toplumların sikik ortak özelliğidir evet. bunun sebebi ne din, ne gelenek, ne de başka bir tırıvırıdır. kendi yaşamına, ahlak kurallarına bilmem neyine uymuyor diye bir diğerini "ötekileştirmenin", rahatsız etmenin, zarar vermenin tek sebebi yalnızca ve yalnızca beyinsizliktir, üstüne yapıştırılmış ama asla sahip olamadığı kimliği sindirememişliktir, eğitimsizliktir. yazık.
  • sadece öpüşen gençlere değil neredeyse hiçbir şeye tahammülü olmayan toplumdur.

    kendisi gibi olmayana tahammül edemiyor, diyeceğim. o da değil. kendisinin o anda içinde olmadığı her duruma karşı tahammülsüz, ama beş dakika sonra o tahammül edemediğini kendisi de yapabilir.

    kendini tasvip etme makamı sayan bir grup insan. artık bu farazi "onlar"dan da sıkıldım. o, onlar, sen, ben, biz... hepimiz. herkes başkalarından durmadan rahatsız olur buralarda.

    misal yıllardır yurdumuza gelen turistlerin nispeten açık giyinen, şortlu, askılı atletli kadınlarından rahatsız olan adam, kara çarşaflı arap turistten de rahatsız olur. e kardeşim, bi karar ver. o açık, o çok kapalı. ne olsun? tam ne kadar olsun? kot t-shirt giysin bütün kadınlar istersen. ama kot dar olmasın, bluzun yakası çok açık olmasın. bu mu istediğin? hadi bunu sağladık, bu sefer eminim ki giydiği renklerden rahatsız olur, altına giydiği ayakkabıdan, koluna taktığı çantadan rahatsız olur... oğlunun sevgilisini süzen türk anası gibi. bu ne be?

    bu toplum gülenden de rahatsız olur. ben toplum içinde gülen insana bu kadar ters bakan başka millet görmedim bugüne kadar. otobüste giderken yanındaki arkadaşınla şakalaşıp gülsen, kahkaha atmasan bile emin ol ki yandaki iki teyze, üç amca, belki yaşıtın birileri size kıl kıl bakar. yeterince yandaş bulabileceğine inandığı anda da cık cıklar. gülmeye bu kadar kıl olan toplum, sokakta ağlayan birini gördüğünde de durup "kardeş, neyin var?" demez, ona da tahammülü yoktur çünkü. yıllar önce kuzenim vefat etti. doğal olarak ağladım. ertesi gün komşu apartman arasında görünce "dün çok ağladınız, çok rahatsız olduk. bir daha ağlayacaksanız sokakta ağlayın. apartman burası." dedi. acıdan zaten dünyam sarsılmış, çıkıp sokakta bir de buna ağladım ben yahu.

    bu toplum bir şey yiyenden rahatsız olur, bir şey içenden rahatsız olur, yürüyenden rahatsız olur, durandan rahatsız olur, oturandan rahatsız olur... yaptığın veya yapmadığın her şey, herhangi bir insanı, herhangi bir zamanda rahatsız eder. o insanın rahatsız olduğu o şey her neyse, o insanın aynı şeyi birkaç dakika sonra yapmasını da engellemez üstelik. beş dakika önce güldün diye cık cıklayan, yanına bir tanıdığı geldiğinde kahkaha atar.

    sokakta düşen olsa, kaldırmak yerine kınar millet. yok o ayakkabıyı giymeseymiş, yok önüne baksaymış diye. üstelik bir anda töhmet altında kalırsın. ay duydun mu şekerim, böyle düşüyor numarası yapıp yardım etmeye kalkanın cüzdanını çalıyorlarmış... bak bak bak!

    ne pis toplum olduk be.
  • başlığa konu olan haberi tıklayan insanlar, şu vahşetle karşılaştılar;
    zonguldakta bir doktor amca, bankta oturan ve öpüşen sevgilileri uyarmış, sonra "sana ne ulan?" diyen genci ruhsatsız tabancasıyla kurşun yağmuruna tutmuş.
    ben bunu haklı gösterebilecek gerekçe üreten ahlakı s.keyim afedersiniz. hatta hiç affetmeyin beni, lüzumu yok. "umuma açık yerde çiftleşmek medeniyet değil" diye var gücünüzle bağrırken siz, "yol ortasında adam vurmak medeniyetin direğiyse, size girsin o direk" diyeyim de tam olsun.

    geçenlerde bir gün, artık yerinde yeller esen beşiktaş çay bahçesine indim. o mekan, koskoca beşiktaşın denize yakın çay içip hava alabildiği yegane noktaydı 15 senedir. artık yok. idareler, istanbul boğazının kenarında yaşayan halkın, istanbul boğazını kullanmasını, ona yakın çay içebilmesini fazla gördüler bu halka. kimselerin gıkı çıkamadı.

    iki çocuk, yaşları 13-15 deniz kenarında duruyorlar. öpüştükleri bile yok şerefsizim, çünkü sevgi pıtırcığı bakışlarımla gizliden izliyor, fotograflarını çekmeye çalışıyorum. en fazla fazla, oğlan kızın omzuna değdirdi elini. temas bundan ibaret. işte o sırada polis kabininden dışarı uğrayan kelli göbekli, pala bıyık sivil amca, üstlerine yürüdü çocukların. küfürün bini bir para. ana avrat, soy sop, sikertmeli. kovdu ordan çocukları.

    vay anam, demek ki bu medeniyet, demek bu insancılllık, demek buymuş hoşgörü dini, naif ahlakımız.

    ahlak dediğiniz şey ne tam olarak bilemiyorum artık, yeminle. gencecik insanların onurunu kırmak, onları vurmak, genç kızları bakire çıkmadı diye abisine vurdurtmak, kızların otopsilerde bakire çıkışları... ah güzel ahlaka bak, beri gel. insan öldürmek, insanın insanlığını öldürmek, ne zamandan beri ahlak oldu efendiler? bunu götünüzün kenarından uyduruyor olmayın sakın?

    ister sevişin, ister hiç sevmemiş olun, ister hayatı doya doya yaşayın, ister hiç yaşamamış olun, vallahi de umrum olmaz. hesabı size yazılır en fazla. ama yaşatmamak, işte orda duracaksın arkadaş. orada ben sana çizgiyi çiziyorum, sadece ben değil, hukuk, kanun anayasa da çiziyor. bu memleket hepimizin ve senin burda bizi gönlümüzce yaşatmama hakkın yok.
  • eleştirenleri karşı eleştirenlerin vurguladıkları her şey yanlıştır.

    bir, bu eylem iki kişi arasında gizli kalmalıdır deniyor. niye? niye gizli kalsın ki.. hayır efendim gizli kalması gereken bi şey değildir. ya da ne bileyim en azından tartışılır ama sanki evrensel bi doğrudan bahsediyormuş gibi "zaten gizli kalması gerek" demeniz salt kendi doğrularınızı tek doğru sanmanın -ki her zaman (istisnası yok neredeyse)- sağcı, muhafazakar kesimin düşüncesinin eseridir.

    insanların birbirlerini sevebildiklerini göstermeleri hayvan boğazlamaktan daha seyredeğer bi şeydir. hatta kıyasa bile gerek yok.. ikincisi zaten gizli kalmalıyken birincisinin gizli kalması fikrine ölümüne karşıyım.

    iki, amerika da böyle, niye ülkenize bok atma derdine giriyorsunuz lafı. amerika'nın çağdaş olduğunu iddia eden mi oldu. sadece teknolojik gelişme sağlayan, bu gelişmeyi de dünyanın her köşesinden beyin göçü almaya borçlu ama zırcahillikte türkiye'yle yarışan (evrime en az inanan ülke sıralamasında bizden bi yukardalar, uluslararası lise matematik problemleri çözümünde de bizden bi basamak yukardalar.. altımızda bi tek meksika var o listede de) amerika'yı çağdaş sayan çıkmış mıydı ki..

    bu olayda "canım gençlerin de yaptığı doğru değil" yaklaşımı olayın vahametini azaltmaya çalışan muhafazakarların eseridir. sokakta öpüşmenin zerre yanlış tarafı yoktur kanımca.. ve aksini savunan da gözümde evet çağ dışıdır.

    bu kadar kesin bi dille yazınca nasıl da itici oldu değil mi..
  • o toplumdur ki herşeyin uslubunu bilir ;

    otobüste ayakta olan kadına fortçuluk yapar.
    otostop yapan kadına tecavüz eder
    dul kadınlara belki yüz bulurum diye sarkar.
    biriyle birlikte olduğu kadınlara benimle de olacaksın yoksa... şantajı yapar
    tecavüzcü arkadaşı arayıp kadın var deyince polisi arayacağına kadına ya da çocuğa kendisi de tecavüz etsin diye ormana koşarak gider.

    yolda birbirini öpen, seven, öpüşen çift görürse işte o zaman iş değişir. ikiyüzlü ahlak anlayışının gerekliliği olarak ya bağırır çağırır ya da şiddet uygular.
  • öpülmeye ihtiyacı olan toplumdur ...
  • gençken, çiftler halinde öpüşememiş toplumdur. bir yandan garipsiyor bir yandan kıskanıyorlar.

    edit: ben bunları söyledim ama az önce haberlerde gösterdi, doktorun biri çekip, sekiz el ateş etmiş, öpüşen bir çifte. bana da yukardaki yazıma eklemek kaldı, aynı zamanda dangalak dolu bir toplumdur.
  • halbuki mesela sokakta karısını/sevgilisini döven adama, kavga eden çiftlere hiçbir şey demeyen toplumdur. hastadır bence.
  • ama ne hikmetse hüseyin üzmez gibilere tahammül gösteren bir toplumdur. hatta ne tahammülü hüseyin üzmez gibileri el üstünde tutan bir toplumdur.
  • çocukluklarından itibaren sevgi yerine nefret ekilen bireylerin sonucudur...
hesabın var mı? giriş yap