• iradeden bağımsız olarak ve hatta kimi zaman bilincin dışında gerçekleşen, kendiliğinden bir faaliyettir.
    otomatizm, kelimesi kimi zaman vitalizm ve animizme karşıt olmak üzere descartes'ın biyolojik mekanizm anlayışını belirtmek için kullanılır. çünkü bu teori, bedenin bir makine olduğunu ve ileri sürmekte ve descartes, bedeni, insan tarafından imal edilen otomatlara benzetmektedir. kimi zaman, otomatizm denince, daha dar bir anlamda, hayvanların veya makine-hayvanların otomatizması kastedilir. bugün, insanın yalnız bitkisel hayatında değil aynı zamanda kas hareketlerinde ve hatta zihni hayatında bile otomatizmin belirli bir payı olduğu kabul edilir.
  • (bkz: jean arp)
  • (bkz: automatism)
  • hintlilerde iki kere doğuşu simgeler aynı zamanda. bunlardan biri insanın ilk kez doğması, ikincisi ise kendini farkederek kendi kendini doğurmasıdır.
  • gectigimiz gun ingilterede bir adam karisini oldurmus ve sucu da otomatizme atmistir.

    mahkemeye cikan adamin kendini savunmasi ise soyle: eve hirsiz girdi sandim, refleks olarak tuttugumu dogradim. rahmetli benim karim olur, cok da severdim kendisini.

    bilirkisi raporlariyla adamin otomatizmi kanitlanirsa adam ceza almayacak ya da cok dandik bir cezayla yirtacak.
  • otomatizm, zihnimiz üzerindeki kontrolümüzü kaybettirir; düşünüyorum o halde varım demekle yetinir, kendimizi otomatiğe alırsak eğer bilinki otomatizm olmuşuzdur. düşündüğümüzü sanırız ancak baktığımızda her şeyi yaşama ihtiyacımızı karşılamak ya da moda olan her güncel fikir akımı tarafından hedef alındığımızı fark eder isek otomatizmden çıkmaya yüz tutmuşuzdur. sanırım bir çoğumuz otomatizm hastasıyız. suçluların sürekli bizim dışımızda birileri olduğunu da düşünürsek evet evet otomatizm.
  • resimde otomatizm, sanatçıların bilinç denetimi olmaksızın, bilinçaltının itkileriyle biçim yaratmaları tekniğidir.
  • dereceleri vardır ve ikiye ayrılır.

    birincisi şuur ve iradenin müdahalesi olmaksızın meydana gelir. bunların arasında bazı müdafaa ve ifade hareketleri mevcuttur.

    ikincisi ise, hareketin başında irade ve şuurun kontrolü mevcuttur. fakat hareketin sonrasında beyin o aksiyonu otomatikleştirir. yürümek bunun en güzel örneğidir.

    benim derdim ise türkiye genelinde bu psikolojik refleksin bilinmemesi.

    kendi çocukluğumdan beri önümdeki her şeyi belli bir simetri doğrultusunda düzenleme ve günlük yapacaklarımı belli bir saati olmasa da planlamak var. fakat bu yaptıklarım sadece kendi hayatımı hedefleyen hareketler, gidip asla başkasının odasını toparlama ihtiyacı hissetmem.

    ama ne zaman kendi önümdekileri toparlasam ve ya planlarım yolunda gitmeyince sinirlensem hemen beni mükemmeliyetçi ya da simetri hastası olarak damgalıyorlar. hatta bazen benle konuşmak istemeyenler bile oluyor. sebebi ise yüz yüze konuşurken masayı ya da üstümü başımı düzeltmem. sanki onlarla göz teması kurmayınca ve ya başka bir şeyle ilgilenince onları dinlemediğim algısı.

    bu çok normal, yadırgamıyorum fakat; siz normal insanların nasıl yürürken konuşabilme ve duyduğunu algılayabilme yeteneğiniz varsa, benimde ortalığı düzenlerken sizi dinleyebilme fonksiyonum var.

    yani yürürken sürekli birbirinize bakarak yürümüyorsunuz, önünüze bakıyorsunuz.

    ben de kendi eşyalarımı ve kıyafetlerimi düzenleme hareketimi yürümek kadar otomatik hale getirdim ve bu hareketleri yaparken zihnim sizin konuşmalarınızda oluyor. sizi etrafınızdaki gözünüzün içine bakan fakat aklından başka şeyler geçen onlarca insandan daha iyi anlıyorum.

    keşke bu psikolojik olayı bütün hayatıma entegre edebilseydim. araba sürerken kafada matematik problemi çözmek, tv izlerken elde kumanda çevirmek kadar kolay olurdu.

    kullanmasını bilen için harika bir olay.
  • kişinin bilinçli kontrolü veya bilgisi olmadan yaptığı fiziksel faaliyetlerdir. kol hareketleri, yazı yazmak, çizmek, müzik çalmak, vs. gibi.

    ayrıca motor otomatizm olarak da bilinir.
  • genellikle bilinç dışı simgesel bir etkinliği temsil eden bir ya da daha çok sayıda eylemin otomatik olarak gerçekleştirilmesi.
hesabın var mı? giriş yap