• füruzan'ın gözyaşı avcısı satırları...

    boğazıma bir yumruk takıldıysa hiç üşenmem açarım bu öyküyü..baştan sona okur, bütün gözyaşlarımı akıtırım..boğazımda yumruk falan kalmaz...

    anne, saygılı sordu:

    - geciktik mi acaba?

    hademe kadın ilgisiz,

    -parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. hiç gecikmezler...
  • ece ayhan'ın bir röportajda bahsettiği şeyler önemlidir.

    "çünkü şimdiye kadar istanbullu zengin ailelerden çıkmış şiir. türkiye'de bir değişim vardı ve bunun şiire vurması bekleniyordu. ama bu hareket zengin akrabalardan beklenirken hiç alakası olmayan parasız yatılılardan çıktı. hiç kimsenin bilmediği taşralı çocuklar bunlar. ben, cemal, sezai karakoç, hem fakir bunlar, hem parasız yatılılar. pek beklenmiyordu ama oradan geldi."

    (bkz: cemal süreya)
    (bkz: sezai karakoç)
  • füruzanın istanbul'da 1950-1960'larda geçen hatırladıkça iç burkan garibanlık anılarından toplama, ve o'nun, en güzel ve en dokunaklı öykü kitabı fikrimce. rengi kahverengi diyen olmuş, olabilir. bana göre maviydi. mavi hüznün rengi diye öğrenmiştim bir yerlerden. alıp tüm öyküleri o renge boyamıştım sonra. parasız yatılı sınavlarını kazandığımı hatırlıyorum bir de. yatılıya göndermemişlerdi. burs olarak alıyordum bu kazanmanın karşılığını. üç ayda bir kim bilir kaç para, bir keresinde üç ay bekleyip, oyuncak bir ördek almıştım. annem 'al madem bunca istiyorsan' demişti. işte öyle bir para. bunlar da işte böyle öyküler.
  • -sen çıkınca işin bitip, gene yürüyerek iner, mısır çarşısı'ndaki beğendiğimiz börekçi var ya,kanarya kuşları olan, orda öğle yemeğimizi yeriz.n'olacak kırk yılda bir ziyafet. onun için cağaloğlu'na yürüyerek gidip gelmekten yorulmayız, değil mi benim kızım?istersek tatlı bile yeriz.köprü'den de eğlene güle döneriz

    ..diye başlayan,samimiyetin, anlatımın ve zamanın koşullarını ifadenin çok etkileyici olduğu hikaye ve bu hikayeyi içinde bulunduran kitabın adı..ilk baskısı 1971,bilgi yayınları..yapı kredi yayınları'ndan çıkıyo artık..
  • füruzanın 1972 sait faik öykü ödülü sahibi öykü kitabı. ayrı yataklarda akan ırmakların yer yer birleşip tekrar kendi yataklarına dönmesi ve sonunda birbirine çok yakın yerlerden denize dökülen ırmakları andıran üç bölüm ve on iki öyküden oluşan eser.
  • son derece kahverengi bir füruzan kitabı. okurken ve okuduktan sonra etrafı kahverengi görüyorsunuz. istanbul'da değilsiniz, hayır. bozkır olabilir etraf, kahverengi. çamur var, kahverengi. anadolu'dasın bu öykülerde. uzaktan gelen kekik kokuları uyduruyorsun. ve sonra..
    "çok acı çeken biri vardı, şehrin tüm pazartesileri ona kapalıydı ve diğer günleri de."
  • --- spoiler ---

    ben o yemekleri istemem anne. yalnız hani, " ördekleri temiz tutmak lazım", demişti ya, o kadını, ördeklerini anlatır mısın bana.

    anne susmuştu.

    --- spoiler ---

    bu satırları okuduktan sonra biri kalbinizi eline alıp sıkar. öylece kalırsınız. etrafa bakınırsınız. ve fakat bunun bir de öncesi vardır.
  • bir de bir zamanlar devlet baba, bu parasız yatılılar üzerlerine don gömlek alabilsin diye sümerbank'tan alışveriş kuponu tarzı birşey verirdi. biz zavallı parasızlar da sümerbank'a doluşup kareli gömlek falan bakardık. en bol yapılan geyik de, "keşke tekel bayii'nde de geçse alışveriş kuponları" olurdu.
  • füruzan'ın aynı adlı kitabı ve öyküsü. muşamba kokulu bir öykü bu her kelimesine insanın içini burkan bir yoksulluk sinmiş. gamlanmaya meyilli bir kalbiniz varsa özellikle de gecenin bir yarısı okumayın. size ihtiyacınız olan tüm kederi 7 sayfada verebiliyor. sonra bütün sınavlara hiç gecikmediği gibi hep erken giden çocukluğunuza ağıt yakarken buluyorsunuz kendinizi.
hesabın var mı? giriş yap