• ilkokulda tanıştığım, altında "çocuklar sanata ısınsın canım, el becerileri de gelişşin di mi ama" fikri yatan aktivite.

    ne sebeptendir bilinmez, örtmenin "yarın herkes patates ve sulu boya" getirsin diye buyurmuş olması duyulmamıştır, ertesi gün olup da, resim dersinden önceki tenefüs bittiği zaman, hiçbir zaman panoya asılmayacağını bildiğim, herkes minyatür formatında şeyler çizerken, "perspektifsiz çalışmam abi" diyerek ortaya çıkardığım tuhaf resimlerimden birini çizmek üzere resim defterimi ve sulu boyamı çıkarırken, herkesin sıraların üstüne patır kütür patatesler çıkardığını görünce, "oyyy, yerli malı haftasıymış, hani benim mandalinam!" şeklinde hayıflanmıştım.

    birkaç dakika sonra bu hayıflanma, eyvah patates baskı diye bişey yapacakmışız, bende patates yok şeklinde bir panik havasına dönüştüyse de, olm koskoca milli eğitim! bana da bi adapazarı patatesi ayarlasınlar, idare etsinler artık diyerekten sakinleşmiştim.

    o zamanlar çok sevdiğim örtmenim gelip, patates kontrolü yaparken, hiç beklemediğim şekilde enseye bir şaplak patlatınca işin vehametini anlamıştım. bi tek bende patates yoktu. niye böyle asi biri olup çıkmıştım? oysa bu milletin o kadar ekmeğini yemiş, simidini kemirmiştim. şimdi ise topluma zararlı bir birey olma yolunda ilk emareleri sergilemeye başlamıştım. örtmene değil kendime kızmıştım. öyle ki yıllar sonra boyum kendisini bir buçuk karış geçip de bayramda elini öpmeye gittiğimde, aklıma bile gelmişti bu olay.

    o gün bana bir şekilde bir patates ayarlandı. ama dolu dolu gözlerle o patatesi ne yontmak geldi içimden ne de boyayıp kağıda şekiller çıkarmak. sınıfta o gün en populer şekiller ay-yıldız, yonca ve çiçekti. normal bi günde, iç içe geçmeli, modüler kalıplar yapacakken, o gün ben de çiçek yapmıştım, olsun bitsin diye.

    patates yerine turp veya havuç kullanarak daha uzun süreli kullanılabilecek baskı kalıpları üretmek, dört kalıbı ard arda kullanarak cmyk teknolojisini geliştirmek, hatta kimsayallarla patates ofset baskı teknikleri geliştirmek gibi faaliyetlerde bulunabilecekken, bu çocukluk dönemi travması yüzünden, her türlü matbaa teknolojisinden ve sebze-zerzevatla yapılan tüm sanatsal aktivitelerden nefret ettim, kızgın yağda haşşşşşşşş diye kızaran patateslere psikopat gibi baktım.

    öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.
  • patatesleri kullanarak resim yapma yöntemi, bu yöntemle verilmiş bir eser duymadım ben...
  • ilkokul 2'deyken hem el becerilerimiz gelissin, hem de kisilik bilincimiz otursun diye ogretmenimizin kullanmaya tesfik ettigi ilkel baski teknolojisi. belki de sipalar bisilerle ugrassinlar, kafam dinlensin demis de olabilir tabi, bilemiyorum. adimizin ve soyismimizin basharflerini muhur yapmamizi istemisti kendisi, iste o zaman ismimin basima bela acabilecegini ogrenmistim. isminiz m ile, soyisminiz a ile basliyorsa gayet zorlu bir deneyim oluyor bu meret. patates baskisinda duzgun gozukmesi icin ters yazmak gerektigi dusunulunce, 6 yasindaki bir cocuk icin patatese oyarak am yazmanin derin izleri oluyor yasaminda. en azindan patatesi cok seviyorum..
  • neden başka bir şeyin baskısı yapılmaz da patates baskısı yapılır?bu soruya beni sormaya iten küçük alisya'ya teşekkürü bir borç bilirim.
    küçükken ertesi gün okulda baskı yapılıcağnı eve duyurunca,ben hariç herkes telaşlanırdı.
    annenin telaşları başlar:
    -ay acaba evde patates var mı?
    -ay şimdi şekil çıkarmak lazım bu çocuğa.
    ailenin bütün yaratıcı beyinleri devreye girer.
    acaba ne yapsak?
    -diğer ailelerin yapacağı şekillerde önemli bizim yaptıklarımız farklı olmalı,bizimkilerin kimsede olmaması gerekli.
    altı üstü patates bu yarın basılıcak,sonra ya parçalanıcak ya da kararıcak,atılıcak.hayır sen bir patatesten en fazla ne kadar değişik şekil yaratabilirsin ki?dünyanın fiziki şekli,yada michelangelonun rölyef şeklinde pietası mı?
    küçükken anlamıyor insan.mesela ben elmadan yapalım anne olmaz mı?diye sormuştum.niye başka bir şey değil de patates?hayır yarın okulda basıcam ben onu kağıda böyle bir güzel boyayayıp,iki gün sonra önüme koyucaksın patates yemeği bu ye diye,oynayınca kızıcaksın.bence şöyle düşünülmüş olabilir.'bu patates denen şey ucuz,aileleri zora sokmayalım,hem herkesin evinde bulunur,en iyisi müfredata koymak'.hayır soğandaha ucuz ama kokar.bence kokmasaydı çok da güzel olurdu baskısı.soğanın dokuları çıkardı kağıda,hem şekil verme derdi de olmazdı.boya,bas...

    (bkz: entry boyunca saçmalamak)
  • çocuklari ileriki yaşamlarinin kaşeler ve mühürlerle dolu bürokrasi dünyasina hazirlayan el işi etkinliği.
  • yaziktir, gunahtir. o patatesler soyulur, kizartilir, ketcap-mayonez-bira uclusuyle afiyetle yenilir.

    (yas kucukse bira, kolayla degistirilmelidir.)

    hala sanat yapma arzusundaysaniz, tabakta kalan ketcap-mayonezle isim yazilabilir, kalp yapılabilir.
  • okuma-yazma bilmeyenler için gerekli bir yöntem.

    -eşiniz intihar etmiş,size de bu garip şekiller olan kağıdı bırakmış.
    -hühühühüü,okuma yazması yok idi,patatiz baskısı yapmış yiğidim...

    (bkz: yiğit özgür)
  • yuvadayken ve ilkokulda resim-is dersinde en sewerek uyguladiim konuydu.patatesin ikiye bolunup bir yuseyine istenilen sekil kabartma seklinde yapildiktan soona sulu boya ile renklendirilip kagit userine basilmasindan ibaret bi sanat dalidir.yaraticilik kokar buram buram
  • anasınıfındayken öğretmen hadi bakalım çocuklar herkes patatesine yıldız şekli versin demişti..easy bi köşede aglamış,his yapmıştı:
    -örtmenim ben ay çizsem olur mu...soora evdeki bütün pateteslere yıldız şekli verilmeye çalışılmış ama(bkz: annenin senden vazgecmesi)
  • bu yöntemle nikah davetiyesi hazirlamak bile mümkündür. hem ucuza çikar, hem de mevzuyu tiye almak için münasip harekettir. örnekleri mevcuttur nikah masasi literatüründe..
hesabın var mı? giriş yap