• yarinki iki sinavdan** sonra daha bi guzel gidermis bu film sanki...oyle diyorlar...
  • izlemek ve duymanın otesinde koklanmak istenen film.
  • türkiyede vizyona ne zaman gireceği şiddetle merak edilen film.
    (bkz: film soruyorum hemen silicem)

    edit: doğum günü hediyem.
  • patrick süskind'in das parfum adlı romanından sonunda uyarlanan sinema filmi.
    senelerdir birçok ünlü yönetmene bu romanın sinemaya aktarılması için teklif götürülmüş, hiçbiri elini taşın altına sokmaya kalkmamış, hatta kubrick bu romanın "unfilmable" olduğunu iddia etmiştir.
    ancak roman sonunda tom tykwer tarafından filme çekilmiştir.
    gayet de güzel olmuştur.

    http://imdb.com/title/tt0396171/
  • tasvirler, kokuların isimleri, detaylı olay örgüsü dolayısıyla kitaba nazaran sığ kalsa da çok güzel bir seyirlik*.
    anlatımdan* ziyade görsellik ön planda.. süreyi çok uzatmadan, kitabı okumadan izleyenlere sıkıntı vermemeye çalışarak kompakt hale getirilmiş bir film bu.
    okunduğunda "filmi olsa ne güzel olurdu, olur muydu, olamaz ki lan nası olsun" dedirten bir kitap herhalde ancak bu kadar uyarlanabilirdi.
    hayır bir kere çok orijinal ya, mutlaka görülesi.
  • izlendikten sonra koklama duyusunun açıldığı sanrısı yaratan film. fransızca çekilseymiş kusursuz olurmuş dedirtmiştir.
  • sinemaya gelinceye kadar dayanacagim dedigim ama nefsime yenik dusup izledigim olaganustu bir uyarlama kelimenin tam anlamiyla bir basyapit. hayatim boyunca beni en cok etkileyen tas catlasin 3 kitaptan biri olan patrick suskind ustadin bu muhtesem eseri ancak bu kadar guzel bir film olabilir, asil ozu, asil kelami ancak bu kadar saf yalin guzel bir sekilde anlatilabilirdi. aa surasi sole aa burasi bole diye bik biklanmama firsat bile birakmadi tom tykwer resmen agzimi actirmadan ordan oraya surukledi beni izlerken sanki hic duymamisim gibi anlatti bana bu muhtesem hikayeyi hatta grenouille gibi damitti kitabi o asil esansi koklatti...

    --- spoiler ---

    bazi bolumler detaylar degisikmiydi? gerceklikten tamamen koptugu o muhtesem magara bolumleri yokmuydu? varsin olmasin kitabin o korkunc guzel diliyle anlattigi bolumleri cekme gibi bos bir cabaya girecegine kitabin asil ozune konsantre olmus gibi geldi bana yonetmen. grenouille'nin ikilemleri, cehaleti, dehasi, hayata tutunma cabasi, varolus amacini suskind'in kitapta kelimlerle anlatmasi gibi resmen karelerle imgelerle anlatti yonetmen agizlari acik birakacak kadar guzel bir portre cizdi benim icin. ayrica filmin gorselligine diyecek kelime dahi bulamadim aval aval seyrettim tum bunlarin ustune kitabin sonuna bu kadar sadik bir son ve filmin climaxi olan orgy sahnesiyle benim istedigim basyapiti yaratmis tykwer...

    --- spoiler ---

    fernando ribeiro zaten konu hakkinda* solenebilecek en guzel seyi yillar evvel* solemisti;

    "i am your vulture, your immoral sculpture
    mirrorman, who understands
    i am you, i know you
    your fantasy and reality"
  • sanki kitapla birlikte evrende hep vardı da, kendini daha şimdi bizimle paylaştı hissi veren muhteşem film. biraz alakasız olacak ama, keşke o da izleseydi: (bkz: scentless apprentice).
  • önyargılarımın hepsini keyifle yedirmiş bir film.

    --- spoiler ---
    sahneler çok ama çok başarılı olmuş. hele köprüde baldininin evinin yıkılması sahnesi enfesti.
    grenoille karakterinin tek eksikliği kokusu olmamasından faydalanarak yaptıklarını yaptığının yeterince vurgulanmaması olmuş. başından beri yokmuş gibi yaşaması kitapta daha çok vurgulanmıştı. "kokusu olmayan şey-kişi yoktur" fikri kitapta daha açıktı. filmde biraz herhangi bir şanslı seri katil havası vardı. oysa her yere rahatlıkla gidip gelebilmesini sağlayan kokusuzluğu yani yokluğudur. vurgulanabilirdi. inzivada kaldığı süre kısa tutulmuştu haliyle oysa kitapta nedense sanki çok vurgulanmış gibi gelmişti -belki de bana öyle gelmiştir-
    bir diğer nokta parfüm için kullanılan kadınların hepsinin çok güzel olmasıydı. güzel seçilmişlerdi evet.
    grenoille'in şehrin kokularıyla ilk karşılaştığı sahne ve parfümeri enfes betimlenmişti. kitaptan geri kalır yanı yoktu.
    gerçi 10 sene önce okunmuş bir kitabın kafamızda efsaneleşmiş olması da bir olasılıktı ama hiç hayal kırıklığı yaşatmadı.
    özellikle de orgy sahnesi ve son sahnenin hakkının verilip verilemeyeceğini çok merak etmiştim. verildiğini gördüm. ancak orgy fazla romantize göründü. son sahne ise biraz daha kanlı olabilirdi.
    yine de herşeyiyle kitabın hakkını vermiş bir film olmuş, ki kitabı da zaten hele ki best seller için enfes idi.
    izlenesi.
    --- spoiler ---

    ha bir de fransızca olmalıymış evet.
  • kitaptan uyarlanan filmler arasinda fikrimce en basarilisidir."koku nasil tarif edilir" sorusunun gorsel sanatla verilmis cevabidir bilhassa ilk sahnelerinde kitabin ilk 20 sayfasini okuyorsunuz
    --- spoiler ---
    oldurmeyi hakli gosteren bir temasi olmak birlikte en ufak bir ayrinti gozden kacirilmadan cekilmis. jean baptiste rolunde oynayan adam kitabindaki cirkinligine istinaden kismen yakisikli gorunsede oyunculukla kapatilmis. kitapta jean tamamen yok sayilan, farkedilmeyen bir kisi olarak gosterilmesine ragmen filmde sadece tek bir sahnede kopegin yanindan gecerken kopegin havlamamasiyla verilmis.son oldurulen kadin ,ilk kadindan daha guzelken ,son kizin babasi rolundeki adamin oyunculugu ayakta alkislanacak kadar basarili
    ve son olarak akilda kalan sahneleri ise kizin dans ettigi bolum ,tasin, kedinin nesnelerin kokusunu yaratamayacagini anladigi zaman yasadigi hayal kirikligi , bebek sahnesi , herkesin soyunup birbirleriyle sevistigi sahne vs..
    "stone ...
    cold stone
    wet cold stone " * (bkz: bir suru spoiler vermek istiyorum)
    --- spoiler ---

    herseyini yazmak istediginiz 256 sayfalik film
hesabın var mı? giriş yap