• gaffur havalimanından indiğinde işte yürekli yöneticilik, işte takımını sevmek demiştim. o zamanlar daha başkan yardımcısıydı. bu azim onu başkanlığa kadar götürdü.

    http://yenisafak.com.tr/…2001/agustos/17/8281s3.jpg

    http://www.biyografi.net/images/kisi/2542.jpg
  • beşiktaş'a gelmeden önce silkeborg'da müthiş penaltılar kullanan veteran kaleci. beşiktaş'ta penaltıları onun zamanında hep ahmet dursun kullandığından beşiktaş taraftarı onun penaltı attığını göremedi.
  • gercekten muthi$ bir kaleciydi.be$ikta$in en iyi yabanci transferlerinden birisiydi, ama ne acidir ki cok kolay harcadilar bu buyuk yetenegi.
  • be$ikta$'a kendisini gosterip avrupa'ya transfer olma umuduyla transfer olmu$tu, o donem 'danimarka'dan abim geldi' gibi sig esprilere konu olsa da iki mac oynadiktan sonra genclerin onunu acmak icin takimdan ayrilmasi giresunspor taraftarlarinin takdirini kazanmi$ti.
  • zamanında beşiktaş'a 500.000$ karşılığında getirilmiş danimarkalı kaleciydi. hakkında sinan engin'in asker arkadaşı, serdar bilgili'den 2 yaş büyük gibi espriler yapıldı ama serdar bilgili ve yönetimi tek bir açıklama yaptı. "tüm dünya ekonomik krizden çalkalanırken bundan daha yüksek bir maliyette kaleci alamayız. " o zaman taraftar olarak biz anlamadık bu transferi taa ki o senelerde serdar bilgili okan koç'u gençlerbirliğinden peşin paraya galatasaray'ın elinden kapıncaya kadar, maddi güç buydu cash para buna lazımdı. o zamanlar tabata'ya 8milyon € vermeyen bir başkan vardı klüp bütçesi için 500bin$ a askerlik arkadaşını getirebilen , şampiyonluğu verme pahasına nihat'ı satabilen ama karşılığında asper'i bedelsiz kiralayabilen yanına da thomas myhre 'yi koyan bir başkan vardı ama biz kıymet bilmedik.
  • daum'un ilginç transferlerinden biri idi. transfer olduğu gün ankara tatilinden istanbul'a dönmekte idim. aşti'den bir fanatik gazetesi almıştım yolda okumak üzere. gazeteyi ilk açtığımda birinci sayfasında eldivenleri ile elini açmış sarı iri bir adam, ama harbi adam ve üstünde başlık olarak "danimarka'dan abim geldi" yazısını görmüştüm. ulan bu kim lan demeye kalmadan kendisinin yeni kalecimiz olduğunu ve 36 yaşında olduğunu öğrendiğimde ben henüz 15 yaşında idim. daha sonra yine kendisinin sanırım bir bursaspor maçında yediği gollerde yere o hantal atlayışlarını görmem çocukluğumda derin izler bırakmıştı. neyse ki buralarda fazla kalmadı. türk gençlerine fazla kötü örnek olmadan yine sanırsam aberdeen'e postalanmıştı.

    ek: beşiktaş'a geldiğindeki görüntüsü için,
    http://www.afc.co.uk/…8d/26/0,,10284~5777037,00.jpg
  • 2001-2002 sezonunda beşiktaşın fıkraya benzer bir transfer politikasıyla transfer ettiği bir isveçli , bir norveçli , bir danimarkalı kalecinin danimarkalı olanı. genç oyuncuların abi mi , amca mı desem diye tereddüt edeceği yaş ve görüntüde iken ne yazık ki kurtarıcı olarak transfer etmiş ve ligin 2.haftasında bursa deplasmanında apar topar kaleye geçirmiştik. ilk maçında , kendisine gelen ilk top gol olmuş daha ikinci dakikada türkiye’de golle tanışmıştı.performans açısından iyi veya kötü olarak değerlendiremeyeceğim bu tonton danimarkalı yaşı dolayısıyla devamlı eleştirilere maruz kalırken onu transfer edenler de bu eleştirilerden nasibini alıyordu. lige çok iyi başlayamadığımız sezonda , ilhan ve tümer transferi nedeniyle aramızın açık olduğu samsunspor mağlubiyetinin ardından bileti kesilmiş ve sözleşmesi fesh edilmişti.işin ilginç yanı kaybedilen samsunspor maçında durum 1-1 iken kritik bir penaltı da kurtarmıştı ama bu kendini kurtarmasına yetmemişti. muhtemelen şu an torun sahibi olmuştur veya olması yakındır , onlara kısa süren bu ilginç beşiktaş macerasını anlatacağı günlerde yine yakındadır…

    (bkz: thomas myhre)
    (bkz: mattias asper)
  • geçen sene beşiktaş'ta hayal kırıklığı yaratarak beni üzüntülere gark etmiş kaleci. şu sıralar hiç de revaçta olmadığının altını çizmek isterim.
  • beşiktaş'ın o acayip 2001-02 sezonunda takıma dahil olan arkadaş. kulüp, post-süleyman seba döneminde şerefli ikinciliklerden mutlak şampiyonluk parolasına dönülmüş, 90'ların beşiktaş'ını sırtlayan mehmet özdilek, ertuğrul sağlam, alpay özalan, oktay derelioğlu, sergen yalçın gibi adamlar takımdan ayrılmış, teknik direktör desen almanya türkiye arasında dava nedeniyle mekik dokuyor. felaket bir dönem yani.

    hani beşiktaş'ın her noktasında bir sıkıntı var da kaleci mevkiisi iyice boş kalmış. shorunmu gitmiş, beşiktaş da sezona fevzi tuncay ve yasin yıldız ikilisiyle başlamış. fevzi de iyi kalecidir de bir önceki sezon kafayı direğe vurmalar hafızalarda. sezona da trabzonspor mağlubiyeti ile girilince kaleci aramaları başlıyor. ve karşınızda peter kjaer. kjaer de danimarka'nın trabzonspor, bursaspor tadında takımlarında yıllarca kaleyi korumuş, danimarka milli takımının da yedek kulübesinin baş sahibi (ee şımaykıl'dan kaleyi almak kolay değil) hafızam adamcağızın apar topar getirildiğini söylüyor. kalıplı, kocaman da bir adam.

    e 36 yaşında beşiktaş gibi hedefleri büyük bir kulübe transfer olunca, en ufak hatanda seni çarmıha gererler. kjaer, bunu nerden bilsin? ilk maçında murat sözkesen iki tane salladı ona. ikinci maçı cenabet samsunspor maçıydı. daha 11. dakikada maç saha koşulları nedeniyle iptal edildi. üçüncü maçında alban bushaj salladı bi tane. ankaragücü maçında 3 tane yese de mağlubiyeti sağlayamadı. kocaelispor da iki tane yazdı. sonra da samsunspor, yarım kalan maçın acısını iki golle çıkarınca kjaer'e kapı gözüktü.

    tam olarak iki ay kalıp, cm 01-02'de beşiktaş'ın bir yabancı hakkını gaspedirdi, o yüzden sevmem. gerçi o dönemki yabancılardan sixten veit de gaspeden başka bir varlıktı. kjaer'e kızamıyorum ama, 36 yaşında kendi çapında iyi bir para kazanacaktı. hem danimarka soğuğundan sonra istanbulda süper bir sonbahar geçirmiş oldu. gerçi sonra gidince beşiktaş savunmasına çok saydırdı. beşiktaşın o sene savunmasında ronaldo, khlestov, bayram bektaş ve ümit bozkurt vardı.

    ilginç olan şey beşiktaş'a gelmeden bir kaç ay önce ilk kez milli olan kjaer, süper performans gösteriyormuş gibi iki ayda iki kez milli maça çıktı. daha da sonra gitti, aberdeen'de oynadı. hatta ve hatta türkiye dünya üçüncüsü olurken, kendisi turnuvada danimarka yedek kulübesinde bekledi. beşiktaş ise kasım ayında thomas myhre'yi aldı. myhre'nin sakatlığında formayı fevzi tekrar alsa da, başarılı bulunmadı. fevzi-yasin ikilisi ile başlayan beşiktaş kalesi, kjaer fırtınası sonrası, myhre ve devre arasında gelen mattias asper ikilisiyle kapandı. (bir takımda iki yabancı kaleci olması da çocukluk tramvalarımdandı, bir hafta biri bir hafta öteki oynuyordu neredeyse)

    peter kjaer'in başını çektiği tüm bu olaylar, beşiktaş'ın lucescu ile şampiyonluğu yakalamasından sadece bir sene önce oluyordu. bu nedenle bile lucescu'nun kıymeti anlaşılabilir.
  • türkiye liginin gördügü en iyi kalecidir
hesabın var mı? giriş yap