• hipertiroidi hastalarının bu hastalıktan kurtulmaları için cerrahi müdahale dışındaki tek yol.

    hastalara, tatsız ve kokusuz olan, radyoaktif iyot içeren bir sıvı içirilir. bu sıvı hastahanede, kurşun plakalarla kaplı bir odada hazırlanır ve yine böyle bir odada içirilir.

    ardından bu iyotlar vücuttaki tüm organları es geçerek tiroit bezine ulaşır ve burada, gereğinden fazla büyük ve etkin olan tiroit bezlerinin içinde kalır. böylece, iyot atomlarının yaydığı gamma ve beta ışınları tiroit hücrelerini yok etmeye başlar ve büyük olan tiroit bezi küçülür.

    bu tedaviye başlayanlar birkaç gün tek başlarına yatmalı, ayrı çatal & bıçak kullanmalı, hamile kadınlara ve bebeklere pek yaklaşmamalıdır.

    ayrıca hipertiroidi ile tiroit kanseri vakalarında kullanılan dozlar oldukça fazladır. hipertiroidi de düşük yoğunluklu bir tedavi uygulanırken tiroit kanserinde, radyoaktif iyot hastaya adeta pompalanır. bu sebepten dolayı tiroit kanseri hastaları atom tedavisinden sonra birkaç gün boyunca kurşun kaplı özel odalarda istirahat eder.

    tedaviden çok sonra gelen edit:

    evet, bazen gerektiğinden fazla küçülebiliyormuş tiroit bezleri. yani hipertiroitten kaçarken hipotiroid'e yakalanmak içten bile değilmiş.
  • yaklaşık 3 hafta önce benim de aldığım tedavi. tiroidimin ürettiği nodülcüğü kontrol amaçlı gittiğim hastanede tamamen tesadüfen öğrendim. rai *tedavisi total tiroidektomi ve boyun diseksiyonu operasyonu da dahil olmak üzere başlayan serüvenin belki de en acısız, sancısız ve basit olanı. elbette 2 gün bir insan evladı görmemek insanı psikolojik olarak yıpratıyor ama sabırlı olarak geçici ne de olsa mantığı ile hareket etmek işi kolaylaştırır.
    tedavi şu şekilde cereyan eder:
    efendim öncelikle sizin için hazırlanan kurşun kaplı odaya 3 farklı kapı geçtikten sonra hemşire hanımla birlikte girersiniz. hemşire hanımefendi size yatağın nasıl ayarlandığını, acil durumda nasıl irtibata geçileceğini ve her gün en az iki defa duş almanız gerektiğini anlatır. ayrıca tükürük bezlerinde minimum etkilenme olması için bol limon ve sıvı tüketilmesi gerektiğini söyler. biraz bekledikten sonra nükleer tıp görevlisi elinde termosa benzer kurşun kapla gelir ve hapı yutturur. 1 saat içinde bir şey yenilmemesi söylenir. sadece su içilir. zaten hiç bir şey hissetmezsiniz. ben havai fişek gösterisi falan yapabileceğimi sanmıştım ama olmadı. * boyun bölgesinde bir hareketlenme olduğunu yaklaşık 3-4 saat sonra hafif acı hissi duyarak anladım. yemek konusunda çok şanslı olduğunuzu söyleyemeyeceğim. tamamen tuzsuz yemekler ile birlikte bol limon ve elma gelir. zaten bu tedavi için belli bir süre yaptığınız iyot diyetinin üzerine altın vuruşu hastane yemekhanesi yapar ve suda haşladıkları tavuğu tatsız çorbayla birlikte servis ederler. odadan iki günün sonunda ilk dışarı çıktığımda kendimi oğlu tarafından 8 zindan kapısı geçildikten sonra kurtarılan battal gazi gibi hissettim. yaydığım radyasyon miktarı ölçüldü ve vücut taramasına alındım. yaklaşık 20 dk. süren taramadan sonra nükleer tıp doktorum tarafından tutulumun boyun bölgesinde yoğunlaştığını ama ağızda, tükürük bezlerinde ve az da olsa mesanede de olduğunu ve tam sonucu öğrenmek için bir hafta sonra tekrar gelmem gerektiğini öğrendim. bir hafta sonraki taramada radyoaktif maddenin tamamen boyun bölgesinde olduğunu ve bu maddenin kalan hücresel tiroid dokusunu parçalayacağından bahsetti. 6 ay sonrası için tekrar taramaya gireceğimi de ekledi. fakat o konuşmanın benim için en önemli tarafı iyot diyetinin tamamen bitmiş olmasıydı. ömür boyu kullanacağım levotironun dozlarını belirleyip 1.5 ay sonra kan tahlili yaptırmam gerektiğini öğrendikten sonra hani kuşlar ağaçlar modunda hastaneden çıktım.
  • alinan radyasyonun derecesi ile bilgi vermem gerekirse soyle; gecenlerde sintigrafi icin nukleer tipa gittigimde icerideki radyoaktif bekleme salonunda benim gibi farkli farkli dozlarda tedavi almis insanlar vardi. konusuyoruz oyle aramizda. biri telefon konusurken telefonun cok isinip eline yapistigini soyledi, digerinin de yuzunu yakmis. ben de evde dusunuyorum bu telefon boyle isinmiyordu hayirdir diye. o yuzden alinan doz ve olay cok tehlikeli. doktorlar ne diyorsa yapilmasi gerek en kisa surede vucuttan atmak icin.

    bir de bu tedaviyi alan hastalara 1 ay insan icine karisma diyorlar. radyasyonun insanlara zarar vermemesi adina. bizim cehalet yuvasi teyzelerden biri iftar yemegine katildigini anlatiyordu orada. ben boyle curet boyle vebal gormedim. nasil odeyecek o kadar insana maruz biraktigi seyi? doktorun dedigi hicbir seyi dinlemedin, verdigi brosuru okumadin ve gotu basi sallaya sallaya iftara gidiyorsun. cahilde curet aranmiyor gerci.
  • iyot kısıtlı perhizde:
    süt ve tüm süt ürünleri yasak.
    koyu kırmızı renkli sebze (kapya biber, vs) ve meyveler (çilek, vs) yasak.
    koyu yeşil yapraklı sebze (brokoli, marul, vs) ve meyveler de yasak.
    salça, turşu, dondurulmuş birçok sebze (bezelye, bamya, vs) yasak.
    balık yasak.
    yumurta sarısı yasak.
    taze baharat (nane, fesleğen, vs) yasak.
    pul biber, karabiber, öğütülmüş kişniş gibi birçok baharat da yasak.
    paketli gelen tüm gıdalar yasak (makarna dahi yiyemezsiniz).
    hazır ekmek yasak.
    baklagilin alayı yasak.
    muz yasak.
    çikolata yasak.
    tuzlu kuruyemiş yasak.
    kurutulmuş meyveler yasak.
    poşet çaylar yasak.
    konserve gıdalar yasak.
    hazır kahveler ve suya batırıldığında renk veren tüm hazır içecekler yasak.
    tentürdiyot ve betadin gibi kahverengi solüsyon kullanımı yasak.
    iyot içeren el kremi, yüz maskesi, saç kremi, losyon yasak.
    saç boyatmak yasak.
    öksürük şurubu, multivitamin gibi iyot içerikli ilaçlar da yasak.
    diş dolgunuz düşerse bu esnada, dolgu yaptırmak da yasak.
    yasaklılardan ziyade serbest olanları yazsak daha kısa tutardı.*

    kırmızı gıdalar yasak çünkü, iyot içeriyorlar.
    koyu yeşil yapraklı gıdalar yasak çünkü, vücutta iyot tutulmasını güçleştiriyorlar. sizden istenense vücudu iyottan mahrum bırakırken, radyoaktif iyotun tutumunu engellememek. karalahana sarmasıyla vedalaşmanız gerek yani bir süre.

    bazı gıdaları "makul" miktarda tüketebiliyorsunuz.
    kuruyemiş mesela. ceviz, badem, fındık yenilebilir ama günde birkaç taneyi geçmeyecek şekilde.

    patatesi kızartabilir, haşlayabilir, yemeğini yapabilirsiniz ama kabuklarını derin derin soymak şartıyla.

    balık eti hariç et tüketebilirsiniz ama perhizin son günlerinde iyice azaltmak kaydıyla.

    çay içebilirsiniz ama poşet çay olmamalı. poşet çayların bazen içeriğinde, bazense poşetin yapımında iyot bulunabiliyor.

    bulabilirseniz taze dil peyniri veya mozarella yiyebilirsiniz ama haftada iki günü ve yediğiniz günlerde bir kibrit kutusunu toplamda geçmemek kaydıyla.

    salatalık ve domates yiyebilirsiniz ama kabuklarını soymanız gerek.

    hazır ekmekler yasak ama yumurta, bal, iyotlu tuz ya da süt/yoğurt/tereyağı kullanmadan evinizde cevizli mısır ekmeği yapabilirsiniz.

    alkol derdine düşenlere ise iyi bir endokrinolog görmelerini tavsiye ederim. adam akıllı bir tahlil yapsınlar da görsünler alkolün anasını tersten. zaten tsh olmuş iki yüz, karaciğer değerleri ya dipleri görmüş, ya gökleri. mağnezyum düşük, kalsiyum düşük, çinko düşük, d vitamini düşük, demir düşük, ft3 düşük, ft4 düşük, kolesterol tavan. kalp çarpıntısı ve tetani yaşarken, dahi resmen kanser tanısı konmuş tedavisi devam etmekte olan bir hasta olarak, alkol serbest mi, diyorsanız hala, evet serbest. öncelikleriniz şahaneymiş.

    ilk seferinde 33 gün yaptım iyot kısıtlı perhiz. şimdi ikinci defa yapıyorum ve 21 gün sürecek. şu anki tek moral kaynağım, ikinci defa perhiz yapıyor oluşumun sebebi tarama için olduğundan levothyroxine almaya devam ediyor oluşum. yoksa, şu entry'e katılıyorum: (bkz: #88005471).

    son olarak, burayı okuyorsan büyük ihtimalle ya sana ya sevdiğin birine radyoiyot tedavisi yolları gözükmüştür. kendini iyi hissetmiyorsundur. aklından geçen milyonlarca soru gecenin bir körü seni uykundan uyandırıyordur. umarım her şey yoluna girer senin için. korkma, yalnız değilsin. hepimiz aynıyız. birkaç ay içinde bu günler yaşanmış kötü ama uzak birer anı olarak kalacak.
  • tiroid kanseri teşhisi konulması durumunda ameliyat sonrasında yüksek bir olasılıkla göreceğiniz tedavidir. ameliyatta kalan tiroid dokularını işlevsiz hale getirmek için uygulanır. tedavi öncesinde atomun dokular tarafından arzu edilen düzeyde yakalanabilmesi için iyot diyeti uygulanır. diyet gereği doktorunuzun vereceği listeye göre iyotlu olduğu bilinen besin, ilaç vs. nelerin tüketilmemesi gerektiği belirtilmiştir ve arta kalan kısmen sağlıklı denebilecek şekilde beslenmeniz gerekir. her bünye bu kadar sağlıklı beslenmeyi kaldırmaz, sıkıntılı bir süreçtir. tabi ki çok daha sıkıntılı nice hastalıkları da göz önünde bulundurduğumuzda çok da gözünüzde büyütmemeniz gerekir.
  • halk dilinde atom tedavisi

    5 cm boyutundaki, biyopsi sonucu temiz nodülü olan hipertiroid sorunum nedeni ile önümüzdeki pazartesi günü bana da yapılacak bu uygulama. devlet hastanesindeki endokrin doktorumun "ameliyat olacaksın" ısrarı ile yaptığım araştırmalarda keşfettim bu yöntemi. hemen doktorumla paylaştım. "hayır ameliyat olacaksın" ısrarı devam etti. doktorum konuşmayı pek sevmezdi.

    ameliyat deyince adettendir. sorunu başka doktorlarla paylaşmak ve aynı sonuç mu yoksa atom tedavisi mi önereceklerini öğrenmek, merakımı gidermek amacı le izmir medical park hastanesi'ndeki endokrin doktoruna gittim. o ana kadar yaptırdığım tüm tetkikleri gösterdim. önce aç sonra tok karnına 2 tahlil yaptırdı. şekerim de biraz yüksekti çünkü. adam 1 saat boyunca bana durumumu anlattı, sorularımı yanıtladı. sonuç olarak ameliyat olmama gerek olmadığını, atom tedavisi ile yüksek bir başarı oranı ile tedavi olabileceğimi söyledi ama t3 ve t4 değerlerim biraz yüksek olduğu için 1 ay süre ile tiroid ilacımın günlük dozunu 2 katına çıkardı. 1 ay sonra tekrar gittim. bu kez t3 ve t4 değerlerim normal seviyenin altına düşmüştü. bunun normal olduğunu söyledi ve tiroid ilacımı yarı doza düşürdü. atom tedavisi için süreci başlatabileceğini, kararın bende olduğunu söyledi. doktor öyle güven veren bir doktor ki tereddütsüz kabul ettim ve süreci başlattım.

    beni nükleer tıp uzmanına yolladı. oradaki doktor da son derece ilgili, her şeyi anlatan, her soruma cevap veren bir doktordu. 1 aya yakın sürecek olan, bol yasaklı bir diyet süreci başlattı. tuz evet zaten yasak... çay, kahve, süt, peynir, domates ve türevleri, kalın yapraklı sebzeler ile başlayan bir sürü yasaklı yiyecek... of ki ne of. yiyecek bir şey kalmamıştı.

    uyguladım bu diyeti ama müthiş zor bir süreçti. sürekli evde olsam çok sıkıntı yoktu. bir şekilde yiyecek uygun bir şey bulunurdu ama sürekli seyahat edip yemeğimi çoğunlukla dışarıda yemek zorunda olduğum için neredeyse hep aç kaldım.. domatesin ne kadar muhteşem bir sebze olduğunu keşfettim. neredeyse her yemekte var bu... günlerce, serbest olan sade et ve tavuk eti yemek zorunda kaldım. bazen bunları da bulmakta zorluk çektim.

    sürecin tamamlanmasına az kaldı. 2 gün sonra nükleer hapı yutup 5 gün tecrit sürecinden sonra artık atomun etkisini bekleyeceğim. umarım o yüksek başarı oranı beni de içerisine alır.

    atom sonrası editi: uygulamanın üzerinden 2 ay geçti. son tahlillerimde sadece t4 değeri normalin biraz altındaydı. t3 ve tsh değerlerim normal seviyede. doktorum tiroid ilacımı günde 1 den günde yarıma düşürdü ve "atom tedavinizin başarılı olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

    atom sonrası editi 2: uygulamanın üzerinden 4 ay geçti. son tahlillerimde bütün değerlerim normal çıktı ve artık ilaç kullanmıyorum. tedavi başarı ile sonuçlandı.

    edit 3 : tedavi sırasındaki ilaçları artık kullanmıyorum ancak hormon üretebilecek bir tiroid organım olmadığı için ömür boyunca her gün küçük bir ilaç kullanmak zorundayım.
  • tiroid kanseri ya da bazı tiroid fonksiyon bozukluklarının tedavisi için uygulanır. iiab sonrası tiroid kanseri olduğunuz tespit edildikten sonra tiroidin tamamıyla birlikte komşu lenflerde bir şüphe görünüyorsa oradan da bir kısım lenf çıkarılabilir. bende öyle oldu. çok şükür ki metastaz yoktu.

    ameliyattan 35 gün kadar sonrası için radyoiyot tedavisi planlanıyor. radyoiyot alıp almamanız ameliyat sonrası patoloji raporuna göre değişen bir şey. tümör boyutu ya da tümör küçük ama invazyon benzeri bir durumun oluşması vs. benim tümörüm 1 cm den küçük ama tiroid kapsülüne invazyon yaptığı için alacağım. 35 günün son 15 günü iyot diyetine girmeniz gerekir ki işte bu aşamada ne yiyeceğinizi şaşırırsınız. zaten moral olarak kötü olduğunuz bu dönemde tedavinin faydasını arttırmak için iyotsuz beslenmek eh haliyle pek kolay olmuyor. çünkü bu iyot denen madde neredeyse her besinin içine çöreklenmiş :/ yine de çekilmeyecek kadar büyük bir sıkıntı değil.

    yememeniz gerekenler için belli başlı bazı bilgiler verilir ama bu durum listede olmayan her şeyi serbestçe yiyebilirsiniz anlamına gelmiyor. zaten yiyebilecekleriniz sınırlı onları da en aza indirgeyerek yiyorsunuz. iyotlu tuz, süt ve süt ürünleri, deniz ürünleri, hazır gıdalar, dışarı yemekleri, bazi ilaç ve vitaminler yasakların başını çekiyor.
  • gebelik sırasında uygulanmıyor. bu nedenle, tedaviden 48 saat önce gebelik testi yapılmalı ve tedavi uygulandıktan sonra da 6 ay gebe kalınmamalı.
  • mekanizması tiroidin iyotu diğer dokulara göre daha yoğun olarak tutmasına dayanır. verilecek iyot miktarı öyle bir ayarlanır ki diğer dokular iyot tutarken alacakları doz minimumda tutulurken tiroid işe yarayacak miktarda tutar.

    benzer bir teknik de kemik strontium'u diğer dokulara göre daha iyi tuttuğu için kemik kanserlerinde kullanılır.

    alınan her doz tehlike arz eder. yalnız günlük hayatta da doğadan deli gibi radyasyon alıyoruz ama bu kabul edilebilir dozdadır ama yine de etkisi vardır. bu tedaviler ile çevrenize ışıyacağınız doz yüksek değildir. yine de çok az bile olsa bir risktir ve doktorlar bu riskten dolayı uyarır. gelin görün ki bu tip tedavileri alan kişilere radyoaktif atık muamelesi yapmanızı gerektirecek bir tehlike yok. sonuçta sizin yanınızda 15 dakika duracak insana çok büyük tehlike arz edecek dozda iyot izotopunu vücuda alsanız canlıyken çürümeye başlarsınız.

    peşinen not: bu tip yazılar yazdığımda genellikle bana "çok biliyorsun tabiee" diye mesajlar gelir. evet, çok biliyorum.

    edit: imlâ
  • tiroid nodülü ile ilgili başlayan serüvenimizin son kısmı olan atom tedavisi ile ilgili başımızdan geçenleri detaylı olarak aşağıda bulabilirsiniz.

    nödülü nasıl farkettik?
    ameliyat süreci nasıldı?
    iyottan fakir rejimde neler yedim

    son kısmı yine eşimin ağzından direkt olarak iletiyorum;

    "rejimi layığı ile yaptıktan sonra, doktorunuzun belirlediği tarihte hastaneye aç bir şekilde gidiyorsunuz.
    hemen kan tahlili yapılıyor, boyun ultrasonu çekiliyor. bu sonuçlara göre doktorunuz size uygulanacak doza karar veriyor. bana 72 gram ilaç verilmesine karar verildi. bu rakam "yüksek doz almana gerek yok" olarak bana açıklandı. siz hesaplayın artık.

    evet internette yazan bilgiler tahmin edersiniz ki burada doğru. (tüm uyarılarıma rağmen internette araştırma yaptığınızı biliyorum)

    bu süreçte sizi bir odaya kapatacaklar ve insan temasınız kısıtlı olacak. bu süreçte önemli olan aldığınız dozaj ve vücuttan atma hızınız.

    ilaç için ölçümler vs yapıldı ve geldik odaya. ben bu süreçte de amerikan hastanesini tercih ettim. ilaçtan önce oda ve imkanlar ile ilgili bilgi vereyim.
    odada insan temasınız gerçekten kısıtlı. sadece mümkün olan durumlar dahilinde özel kurşun yelekler ile yanınıza görevliler geliyor. eş, dost, akraba kesinlikle yasak.
    görevli de serum takmak ya da ölçüm yapmak, veya size ilacı getirmek dışında yanınıza gelmiyor.
    ilk tercih ettikleri yöntem, kapınızın iç kısmındaki masa. yani yemeğinizi veya normal ilaçlarınızı hiç içeri girmeden, kapıyı açıp girişte bulunan masaya bırakıyorlar.

    ikinci tercih -illa girilmesi gerekirse- odanın belli bir bölümüne kadar geliyor ve kurşun kaplı paravan arkasından sizle görüşüyorlar.

    ve üçüncü -ve de son- seçenek olarak full koruma ile yanınıza geliyorlar. baya hannibal gibi oluyorlar o yeleklerle.

    ilacı alacağınız ilk günde yeme içmeniz kontrol altında. sadece hastane yemeklerini yiyebilirsiniz. iyotsuz tuzunuzu yanınızda getirmeyi unutmayın.

    gelelim ilaç seremonisine;
    öncelikle ilacı nasıl alacağınıza dair size kısa bir bilgi ve uygulamalı bir eğitim veriliyor. oldukça basit. bu eğitimde çöp kutusu kullanımı gibi konular da var. zira kullanılan çöp kutusu da tahmin edersiniz ki korumalı.

    demir kapaklı ağır bir kavanoz gibi bir ilaç kutusu düşünün. bende bundan 2 tane vardı.önce kapağını açıyorsunuz ve kaldırıyorsunuz. kapak ciddi ağır. sonra size bir tüp veriyorlar. ucu vida gibi. bunu kapağını açtığınız ilaca takıyorsunuz. böylece ucuna sizin ilaç olan 2. küçük tüp takılmış oluyor. dolayısıyla ilaca hiç temas etmeden içebiliyorsunuz. bu tüpü ağzınıza götürerek ilacı bir bardak su ile içiyorsunuz.

    ilaç bildiğiniz kapsül ilaç bu arada.

    hemen etki eden, çözülen bir ilaç değil. dolayısıyla hemen midem bulandı, başım döndü triplerine girmeyin. ben de akşam yemeğinden sonra sadece ağzımda garip bir tat oluştu. onun dışında hiçbir yan etki hissetmedim.

    her saat başı bir bardak su içiyorsunuz.
    göz damlası veriliyor. gözlerde kuruluk olabiliyormuş.

    yanınıza ilk gelirken burada giyip vedalaşacağınız kıyafet getirin. ben ilk gece onlarla yattım. 2. gün öğlen banyo yapmanıza izin veriliyor. banyodan sonra onları atıyorsunuz.

    benim gibi otel terlikleri ile rahat edemiyorsanız burada bırakacağınız terlik getirmenizde fayda var.

    odaya yanınızda telefon bilgisayar vb. elektronik alet getirebiliyorsunuz. ancak oda özel korumalı olduğu için (duvarlar kurşun kaplı oluyor) internet zayıf olabiliyor. dolayısıyla hazırlıklı gelin. mesela ethernet converter mantıklı bir önlem olabilir. benim odada kablo vardı ama converter yanımda değildi. (netflix’te dizi biriktirdiyseniz hayal olmasın)

    kitap ve dergi hayat kurtarabilir. ben internetin zayıflığına çok takılmadım. bu yazıyı da odadayken yazdım diyebilirim.

    kulaklık; telefon yanınızda olacağı için arayan soran çok oluyor. hem telefon ile çok yakın olmamak hem de konfor açısında çok faydalı oluyor. bir de bu serum aleti ses yapıyor. ondan bir nebze olsun kurtulmak için de iyi oluyor. (ilaç etkisini daha hızlı göstersin diye serum takılıyor)

    ikinci gün yeme içme serbest olacağı için canınızın çektiği şeyleri getirebilirsiniz. güzel vakit geçiyor. ben 10 gündür hasret kaldığım çay ve simit ile partiledim :)

    odada serum takılı olduğu haller dışında mümkünse yataktan çıkın koltukta yada kanepede oturun. bir süre sonra yatmaktan sırtınız ağrıyor, yüzünüz şişebiliyor. nasıl olsa gece mecbur yatacaksınız.

    küçük tuvaletinizi oturarak yapmanız gerekiyor. bu evde devam edecek süreç için önemli bir alışkanlık. hastanedeyken edinin.

    ıslak mendil. içerde malum durumdan dolayı tribe girebilirsiniz. nereye dokunsanız insan ister istemez elini silmek istiyor. o yüzden yanınızda getirin.

    bu süreç genelde 2 gün hastanede ve 10 gün evde olmak üzere kontrollü bir şekilde devam ediyor. hastanede her gün gelip "vücuttan ilacı ne kadar attınız" diye radyasyon ölçümü yapıyorlar. dolayısıyla insan temasına olan mesafenizin de +/- sine karar veriliyor.
    hastane kısmına kadar olan deneyimlerim şimdilik bu kadar. taburcu işlemlerinden sonraki bölümler için güncelleme yapacağım."

    hastane sonrası editi:
    "hastaneden çıktıktan sonra, eve taksi ile gittim. hastaneye yakın oturduğum için taksiciye çok zarar verdiğimi düşünmüyorum. evde yaklaşık 1 hafta yalnız kaldım. aynı tuvaleti, tabak/çanağı kullanmamak için aldık bu önlemi eşimle.
    ilk günlerde evden çıkmadım. hele ki hastanedeki tecritten sonra evimde olmak inanılmaz bir huzur ve mutluluk verdi. perşembe günü taburcu oldum, pazar günü biraz sokağa çıkıp insanların az olduğu bölgede yürüyüş yaptım. sonrasında haftaiçinde parkta biraz koşup hem ter attım, hem de günlerdir süren hareketsizliğime biraz ara vermiş oldum.
    evde bol bol *su içtim.
    bu süreçte ne kadar su içerseniz, o kadar çok tuvalete gidiyorsunuz ve böylece vücuttaki radyasyon da o kadar hızlı atılıyor.
    taburcu olduktan tam 1 hafta sonra kontrol ölçümü için hastaneye gittim. radyasyon ölçümü ve sintigrafi çekimi yapıldı.
    o gün itibariyle insanlarla aramda olan mesafe bir kol mesafesine düştü. ve eşim eve geri gelebildi. mesafeyi koruyarak bir kaç gün geçirdikten sonra (ayrı yerlerde uyuduk, yemek masasında çapraz oturduk, koltukta köşelerde oturduk vs.) çok şükür bugün son ölçüm yapıldı ve an itibariyle tamamen kurtulduk bu iletten.

    doktorumuz onur demirkol 2 ay sonra tekrar görmek istedi. bundan sonra her gün aç karnına 200mg euthyrox içeceğim. öncesinde de bazı tahliller yaptıracakmışım.
    16 yaşından küçüklere ve hamile kadınlara 1 hafta süreyle sarılmam ve çok yaklaşmam yasak. onun dışında yetişkinlerle herhangi bir kısıtlamam kalmadı."
hesabın var mı? giriş yap