• müridlerinin zekası ve hafızası ile dalga geçip onları masaya vurmuştur diye gaza getirebilen lider.
  • en büyük zaafının egosu olduğuna inandığım cumhurbaşkanı. etrafındaki yalakalarının en büyük düşmanı olduğunu düşünüyorum.

    mesela davutoğlu'nun dış işleri bakanlığı ve başbakanlığı dönemi dış politikası tam bir fiyaskodur. devlet olarak ne söylediysek istisnasız tersi çıktı ve itibarımız yerle bir oldu, aramızın iyi olduğu tek bir komşu ülke kalmadı. zardan adam kitabında bir karakter vardı, zar atarak ne yapacağına karar veriyordu. hah işte bu adam dış politikayı yönetse dış politikamız daha iyi olabilirdi. durum o derece vahim haldeydi. davutoğlu döneminde dış politikada tamamiyle mahvolmamızı hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    mesele sadece söylem, tutum meselesi de değil esasında. dış işlerinde yoğun bir temizliğe girişildiği söyleniyor. öte yandan yine davutoğlu döneminde, bırak atandığı ülkenin dilini, ingilizce dahi bilmeyen bürokratlar dış elçiliklerde istihdam edildi. dış bürokratların son derece yetersiz olması yüzünden avrupa'da pkk ve fetö lobileri, amerika'da da fetö lobileri muazzam propaganda imkanı buldu. dış devlet ilişkilerimizi, bürokratların yetersizliği sebebiyle fetö militanları dizayn etti. yine erdoğan bu durumu hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu da çok merak ediyorum.

    davutoğlu, cumhurbaşkanının kendimce en zayıf noktası olarak gördüğüm egosunu okşayarak, cumhurbaşkanımızı ortadoğunun lideri, yani islam dünyasının lideri olacağına inandırarak yaptığı faaliyetlerle ülkemizi ve haliyle cumhurbaşkanımızın itibarını ve etkinliğini ciddi manada azaltması hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum.

    kumpas süreciyle başlayıp kozmik odaya girişle devam eden, nihayetinde 15 temmuz darbe girişimine kadar uzanan uzun vadeli süreçte cemaatçi olmadığı halde kendisine teşvik etmesi yönünde telkinde bulunanlar hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum.

    masumane bir sivil direniş olarak başlayan gezi parkı direnişinde, ilk günden orantısız güç kullananların, medyada geziciler lehine veya aleyhine hedef göstermek suretiyle ağır provokasyon yapan medya organlarının ve aydınların dış devletlerin iç siyasete müdahil olmaya çalışmasına ve marjinal silahlı grupların kendince bir meşruiyet alanı bulmasına sebep olmasını mesela hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    gezi parkıyla artık nirvanaya ulaşan kutuplaştırma süreci neticesinde, halkın bir kısmı artık hükümete açıkça düşman hale gelmişken ancak belli grupların itidalli davranması sayesinde iç savaş teğet geçmişken, 17 aralık'ta operasyon yapan fetö ekibinin, yıllardır cemaatin mağdur ettiği muhalif halkta sempati yaratacak kadar güçlü bir hükümet nefretini kullandığı hepimizin malumu. merak ettiğim şu ki, gezi parkı aleyhine çok ağır provokasyon yapan fetö yayın organları bir tarafa, fetö harici yandaş olarak görünen bazı siyasilerin ve medya organlarının da çok ağır provokasyonlar yapmasının 17 aralık ve sonrasında yaşananlardaki etkisini hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    çözüm sürecinde, şehir içine silah yığan, hendek kazanlara müdahale edilmemesini tavsiye ederek dağdaki savaşın şehrin göbeğine taşınmasına sebep olanların faaliyetlerini hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    15 temmuz darbe girişimi öncesinde, anayasa'nın değişmez maddeleri, laiklik ve mustafa kemal atatürk hakkında inatla polemik yaratmaya çalışan siyasiler ve medya organlarının fay hatları üzerine oynayarak kutuplaştırmayı arttırma faaliyetlerini, rus uçağının düşürülmesini canhıraş savunarak rus ilişkilerinin daha da gerilmesine sebep olup da ülkeyi iyice abd'nin kucağına itenlerin zamanlamasının manidar olduğu çok aşikar. bu yapılanları hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    geldik en önemli kısıma: darbe girişiminden sonra özellikle son 10 gündür inatla laiklik tartışması açanların, mustafa kemal atatürk'e ve cumhuriyet değerlerine sallayanların, inatla abdülhamit tartışması açanların, gezi parkı katılımcılarını dış mihrak maşası olarak ilan edenlerin hem kutuplaştırmayı arttırması hem de gündemi fetö operasyonları ekseninden kaydırarak suni gündem yaratma operasyonu yaptıkları ortada. en önemlisi de, bireysel silahlanmaya teşvik ederek halkın eline iç savaş enstrümanı tutuşturmaya çalışanların maksadını şahsen öngörebiliyorum. cumhurbaşkanımız medyanın ve siyasilerin yaptıklarını bir hata olarak mı görüyor, yoksa bir kasıt olduğu inancında mı? mesela bunu çok merak ediyorum.

    şahsen yukarıda saydığım olaylara bakarak, yapılanların tamamen maksatlı olduğunu düşündüğümden cumhurbaşkanının çok daha itidalli davranmasını, bu sefer kandırılmamasını, en önemlisi de herhangi bir siyasi partinin neferliğini yapmayı şahsına hakaret olarak gören bir sade vatandaş olarak en büyük yalakalarını etrafından uzaklaştırması gerektiği kanaatindeyim. zira başımıza ne geliyorsa bu yalakalardan geliyor, gelmeye de devam edecek.
  • ekonominin yapraklara yan bastığının bir göstergesidir lozan ile ilgili yorumları.
  • ne iciyor acaba o kafaya ulasmak icin gercekten cok merak ediyorum. dibine kadar yalanci ve sahtekardir
  • bizim milletimiz gote got diyemedigi icin hala cb makamindadir bizde korkak ve cahil oldugumuz icin olene kadar orayi meskul edecektir
  • ülkeye yüz yılda gelebilecek adam gibi adam.
    lozan çıkışı, dünya beşten büyüktür demesi hepsi cesaret örneği cümlelerdir.
  • ülkeyi durduk yere ikiye bölen türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanıdır. bugün itibari ile hiç bir sıkıntı sorun yokken herkes işinde gücünde iken lozan sevenler ve sevemeyenler diye ikiye bölmüş şahıs
  • parmagindaki yuzuk cok degerlidir.
  • atatürk'ün yerine geçmeye çalışan adam, artık iyice belli etti bunu.
    atatürk'ü deli gibi kıskanıyor ve itibarsızlaştırıp yerine geçmeye çalışıyor.

    atatürk'ün adını dahi ağzına almaktan korkan, arkasından ayyaş vs. diyerek dedikodusunu yapmaktan çekinmeyen, kendisine binlerce odalı saray yaptırıp anıtkabir'e salıncak, kaydırak yaptıran tayyip...

    atatürk'ün milli mücadele yıllarında oluşturduğu milli birlik ve beraberliği darmadağın eden, ülkenin kurtuluşunda büyük rol oynayan ulus bilincini ortadan kaldıran, halkı birbirine ölümüne düşman eden tayyip...

    atatürk'ün kısa bir süre içinde ülkeyi ortadoğu batağından çıkarıp getirdiği modern, muasır medeniyet seviyesinden alıp hızla dibe çeken, yobazlaştıran, yetmezmiş gibi bir de ortalama bir avrupa ülkesi kadar ne idüğü belirsiz arap'ı ülkeye dolduran tayyip...

    atatürk'ün kalkınma adına attığı tüm adımları, kurduğu fabrikaları, milli tesisleri, savaşarak geri kazandığı toprakları, başta araplar olmak üzere yabancılara bir bir, karış karış satan tayyip...

    atatürk'ün işgalcilere karşı yıllarca direnişi ve savaşı sırasında sonuna kadar hak ederek kazandığı başkomutanlık rütbesinin üstüne hiç utanmadan ve sıkılmadan konmaya çalışan, yalakalarına kendine bu şekilde hitap ettirten tayyip...

    atatürk'ün savaştığı zihniyeti ülkeye baş tacı yapan, yıllarca birlikte kardeş kardeş güçlenen, sonra bu kendi elleriyle beslediklerinin giriştiği çakma darbeden paçayı kurtardıktan sonra bunları ya işten attıran, ya da hapse attıran, ama kendisi sadece bir "kandırıldık" ile işten sıyrıldığını zanneden delikanlı tayyip...

    atatürk'ün önderliğinde ülkenin kurtuluşunu simgeleyen, gururumuz olan milli bayramların kutlamalarını yasaklatan, ama kıytırık bir darbe girişiminden paçayı zorla kurtarmasını milli bayram ilan eden tayyip...

    atatürk'ün vefatının yıldönümlerinde hastalanıp ortalarda görünmeyen, ülkenin kurucusu hakkında tek kelime dahi etmekten kaçınırken, arap kabile reisi öldü diye ulusal yas ilan eden tayyip...

    atatürk vefat ettikten sonra, halkın kendisine olan sevgisinin tecellisi olan okullara, cadde ve sokaklara verilen isimleri kaldırtıp yerine, daha görevi devam ederken, üniversiteye, okullara, cadde ve sokaklara, hatta stadyumlara dahi kendi ismini verdirmekten zerre kadar arlanmayan, yakında paraya da kendi resmini bastıracağından zerre kadar şüphe duymadığım tayyip...

    atatürk'ün yerine geçeceksin, öyle mi?

    atatürk'ü, sen ne kadar uğraşsan da, itibarsızlaştırmaya çalışsan da, bu halk unutmayacak, ama sen öldüğün gün, bugün sana taptığını zannettiğin, aslında sadece paraya ve güce tapan yandaşların seni hemen unutacak.

    senden değil atatürk, o'nun tırnağı dahi olmaz. bırak bu işleri artık.
hesabın var mı? giriş yap