• 131 dakikalık, 2019 yapımı film. 8 / 10.

    diğerleri gibi değilseniz; saçınız, kilonuz, tipiniz, konuşmanız diğerleri gibi değilse toplumda işiniz çok zor. her zaman zordu, insanların yapısı gereği hele ki şu instagram çağında bundan sonra da zor olacak, daha da zorlaşacak.

    richard jewell de aslında bu, hayatı zor insanlardan biri. küçüklüğünden beri alay edilmiş, lakaplar takılmış, zorbalığın * çeşitli şekillerini görmüş. buna rağmen annesi tarafından iyi bir vatandaş olması da ögütlenmiş, kendince bir yaşam sürmeye çalışıyor. yaşlı kurt clint eastwood bu iki paragrafta yazdıklarımı duygu sömürüsü batağına düşmeden, seyircinin gözüne gözüne sokmadan o kadar iyi anlatmış ki, herşeyden önce; bu mesafeli stille, usta kendine bir kez daha hayran bıraktı. hikayenin böyle bir yaklaşımla anlatılması, ufacık sekanslarda jewell'a yaklaşıp çekilmemiz filmi olgun kılan en önemli etkenlerden.

    bu naif anlatıma derli toplu, dengeli biçimin yanısıra sam rockwell'in iyi, paul walter hauser'in ise çok iyi oyunculuğu eklenince nefis bir biyografi ortaya çıkmış. kadrodan bahsetmişken, kathy bates , jon hamm, olivia wilde gibi zevkli isimlerin de güzel iş çıkardıklarını ekleyelim.

    richard jewell, son yılların kaçırılmaması gereken biyografilerinden. iyi ki varsın eastwood.
  • algıların değişimini en iyi yansıtan filmlerden biridir, şimdiden. yaşanılanları, devletin ve medyanın tutumunu nedense bizim ülkeye çok benzettim. ama oradaki, yine fark olarak hukukun üstünlüğü ağır basıyor tabiki!

    bu arada (bkz: clint eastwood) 89 yaşında çekti bu filmi ve yine çok kaliteli bir film ortaya çıkarmış. bu yaşta hâlâ sinemada kaliteli bir şey yapıyorsan sen gerçek bir efsanesin clint reis. bu arada başroldeki elemanda çok başarılı bir performans sergilemiş. dram ve duygusallığını çok realist ve çarpıcı buldum. yan rollerde de kaliteli oyuncuların oynaması da filmin artılarındandı. bu tarzdaki filmleri hep sevmişimdir...
  • yukarıda biri filmdeki karakter için kartondan kahraman benzetmesini kullanmış.
    adam zaten 2007'de 44 yaşında ölmüş. ne kahramanından bahsediyorsun.. clint eastwood bu filmi çekerek en azından adama kaybettiği saygınlığını kazandırmayı amaçlamış.
    kartondan kahraman olarak görmek için insanın içi çürümüş olmalı.
  • clint eastwood'un sinematografisini, film dilini, hikaye anlatıcılığını biraz daha yükseklere taşıdığı son filmidir. adam çektikçe, çıtayı çıkarıyor yukarılara. çok sade, çok yerinde diyaloglar, espiriler, tiradlarla anlatısına muazzam bir şekilde çekerek, sürüklüyor sizi. ayrıca çok iyi bir oyuncu yönetmeni eastwood. onun filmlerinde oyuncular, hikayeyi çok daha şahane, güçlü akıtıyor. elbet burada senaryoyu yazan billy ray'i de ayrı tebrik etmek gerek.
    -spoiler-
    aslında film, sadece kurallara, protokollere inanılmaz bağlı ve takıntılı olan bir güvenlik görevlisinin hikayesini anlatıyor. bu nedenle yaptığı bir takım şeyler, çok abartılı gözüküyor geçmişinde. asıl konudan önce, richard'ın bu yaşantılarının anlatımı, sona dair, onun suçsuz olduğuna dair güçlü bir önseme sunuyor. belki tek kusuru bu gibi gözükebilir filmin lakin kusur değil aslında bu. sadece richard'ın görevine ve kurallara ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor. işte fbi, bunun üzerine, bu abartılı hadiseler üzerinden giderek cehenneme çeviriyor richard'ın hayatını. belki de her kolluk kuvveti, güvenlik görevlisi, bu protokollere ve kurallara sıkı sıkıya bağlı kalsa ve kendilerine çizilen demokratik sınırlar içerisinde kalsalar, bunun dışına çıkmasalar, mesela boş yere insanları yere yatırıp, kelepçeleyip, sırtından, boynuna doğru dakikakalarca diziyle bastırarak insanları öldürmeseler, daha doğru işler yaparlar, demeye getiriyor film, bu manada. belki de gerçekten öyle olur. kim bilir?
    son olarak, watson bryant ve nadya light'ın evliliğinden olan iki çocuklarına, her hafta sonu bobi jewell'ın baktığını gösteren yazı belirdiğinde ekranda ki öncesinde beliren, richard'ın kalp yetmezliği sonucu ölüm yazısı üstüne bu yazı belirdiğinde, göz yaşartan film olmuştur.
    -spoiler-
  • --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    izlerken akıllara fetö'yü getiren filmdir. tıpkı ergenekon kumpası gibiydi. şayet birinin suçlu olduğuna karar mı verildi ? artık olmadık komplolar mı dersiniz, sahte deliller mi dersiniz işlerin nasıl kılıfına uydurulduğunu görüyoruz filmde. tüm ülke sizi kahraman olarak tanısa da farketmez, medya bir günde zemini hazırlar. bir bakmışsınız artık bir hain terörist olmuşsunuz.

    filmin dikkate değer diğer mesajı kahramanımız richard jewell'in kendisine kurulan tüm komplolara rağmen federallere saygı duymaya devam etmesiydi. nihat genç'in film hakkındaki makalesinde yer alan tespiti çok doğru. jewell, milliyetçiliği devlet ve devlet bünyesinde çalışan 'şahıslara' mutlak bağlılık olarak algılayan bir karakter. öyle ki federallerin hayatını mahvetmesine işin ucunda idam tehlikesi olmasına rağmen tepki vermediği halde, eşcinsel olduğu iddia edilince küplere bindiğini görüyoruz. jewell'in avukatının bu şahıslar hakkında "onlar devlet değil, devlet için çalışan üç hıyar" yakıştırması yerine cuk oturmuş.

    film hakkında hoşuma giden detaylardan biri de medya kuşatmasının verdiği rahatsızlık hissinin güzel aktarılmasıydı. bir anda popüler bir soruşturmada adınız geçiyor ve bütün medya kapınızda. her an izlenmenin ve göz önünde olmanın verdiği rahatsızlık. her gün hakkınızda çıkan doğru-yanlış haberler ve bunlara cevap veremiyor olmak. henüz mahkum olmadan cezalandırılmak böyle bir şey olsa gerek. her ne olursa olsun masumiyet karinesinin önemini hatırlattı tekrar richard jewell olayı bizlere.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
  • clint eastwood'un yönettiği, paul walter hauser, sam rockwell, olivia wilde, jon hamm ve kathy bates'in başrolünde olduğu gerçek bir hikayeden uyarlanan film.
    iyiliğin ve hayatları kurtarmanın para etmediği günümüz dünyasında kolluk kuvvetleri ve medya tarafından, önce kahraman sonra terörist ilan edilen güvenlik görevlisi saftirik bir adam olan richard'ın bu dönemde yaşadıklarını izlediğimiz, gerçek olaylardan alınmış bir film.
    richarda o kadar iyi niyetli ve saf bir adam ki zanlıyı bulamayıp kendisini elektrikli sandalyeye göndermek isteyen bu iki kuvvet için yardımda bulunuyor.

    https://planetdp.org/…itle/richard-jewell-dp93002#2

    richard jewell, 1996 atlanta olimpiyatları’nda centennial olympic parkı’nda yaşananlara odaklanıyor. 1996 yılında düzenlenen yaz olimpiyatları sırasında centennial olympic parkı’nda bombalı saldırı düzenlenmiştir. yaşanan olayların suçlusu ise richard jewell görülür. güvenlik görevlisi olarak çalışan richard jewell, saldırı sırasında onlarca insanın hayatını kurtarsa da basında çıkan haberler onun terörist olduğunu söylemektedir. olayın ardından hayatı tepetaklak olan jewell’in suçsuz olduğu ise birkaç ay sonra ortaya çıkar. gerçek suçlunun ortaya çıkması ile aklanan richard jewell’in hayatı ise asla eskisi gibi olmaz.
  • #richardjewell 1996 atalanta olimpiyatlarında meydana gelen bombalı saldırıyı konu alan film, yaşanmış gerçek hikayesi ve iyi oyunculukları ile izlemeye değer bir biyografi/drama olmuş. ya kahramansındır ya da hain. 10/7
  • toplum tarafından önemsenmese bile işini umursayan ve hakkıyla yapan bir insanın başına gelebileceklerin anlatıldığı bir filmdir. gerçek hikayelerin anlatıldığı filmleri severek izleyen biri olarak olaylar yaşanıp bittikten sonraki karakterlerin hayatlarının anlatıldığı son sahneleri iki dakikaya sığdırmak yerine daha uzun anlatsalardı daha güzel olurdu.
  • başrolün bu kadar “cuk” oturduğu az film vardır. richard jewell hem 2019 yapımı clint eastwood filminin adı hem de gerçek bir karakter. richard rolüne hayat veren (bkz: paul walter hauser) role cok yakışmış . kendisini ilk kez izledim ve oyunculuğuna bayıldım.

    bunun dısında film çok çığır açıcı değildi. klasik abd yargısındaki ve fbi kanserindeki bitmek tükenmek bilmeyen önyargıya dayalı hatalardan biri daha işlenmiş. adamların en büyük sorunu “önyargı”. bu kadar mültikültürel bir ülkede yaşa, bu kadar önyargılı ol. hayret doğrusu.

    6/10
  • --- spoiler ---

    saflık derecesinde iyi niyetli bir insan richard, tüm olan bitene rağmen kabahati kendinde bulmaya çalışıyor. suçu kendinin işlemediği zaten biliniyor ama kahrolası medya ve lanet olası federaller mevzuyu öyle bir aşamaya getiriyorlar ki zaman zaman ''içine ettiğimin bombasını haber vermesen, etliye sütlüye karışmasan ne olacaktı sanki'' deyip duruveriyor insan. ama insanların canı tehlikede oluyor bu sefer de, vicdan denen bir şey var. sırf işini hakkıyla yaptığı için yoktan yere bir çuval saçmalık ile yüzleşmek zorunda kalan vicdan sahibi bir insanın hikayesi. neyse ki iyi niyet taşlarıyla örülen yolun sonu bu sefer cehenneme değil cennete çıktı. merhametten maraz doğmasına ramak kalsa da öyle olmadı. 8/10.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap