• 1980'de ordinary people ile en iyi yönetmen oscar ini kazanmistir.
  • robert redford, 70'lerdeki politik sinemanın iki kült filmi; cia'nın kirli çamaşırlarını döken three days of condor(akbabanın üç günü) ve hapishaneler ve adalet kavramıyla ilgili brubaker filmlerindeki rolleriyle unutulmazlar arasına girmiştir. ancak 90larda kurduğu film şirketi batınca, tipik hollywood filmlerinde oynamak durumunda kalmıştır ve oynadığı iki film de bir nevi, brubaker(gene hapishanede geçen the last castle) ve three days of condor(gene cia ajanı rolündeki spy game) filmlerindeki rollerinin, ironik biçimde ters yüz edilmiş halidir, kimbilir belki de muhalif filmlerde oynamanın cezasını böyle ödetmek istemiştir hollywood...
  • kucukken seyrettigim beyzbolla ilgili bir filmine hayran kalmıstım daha sonra aklım ermeye ve sinemaya ilgi duymaya baslayınca butch cassidy and the sundance kid ve brubaker filmi ile oyunculugu hakkında daha iyi bir fikre sahip oldugum aktordur. sacları beni kıskanclık krizlerine sokmaktadır zaten zamana karsı bir tek sacları karsı koymaktadır.
  • alirsin ford olursun robert redford; bu igrenclikten suraya gelmek istiyorum, robert redford alimli bir adamdir. ne giyse yakisir.
    hatta o vazgecemedigi beyaz bogazli kazagin her filminde portlemesi beni hasta eder. nasil hugh grant gomlegi denilen bir nane varsa, robert redford bogazli kazagi diye de bir kavram olusturmustur kafamda. heyhat, super adamdir. super bir film festivali oturtmayi basarmistir; hem de utah gibi mormonal dengenin bozuldugu bir dagda.
  • yaşlandıkça sütlaca dönen oyuncu. oysa bakınız çağdaşı paul newman'a öyle mi, hala diri, diri... yani; topluma mal olmuş güzel insanlar kendilerine bakmalı... ha, görsem öpmem mi yanaklarından, dudaklarından, öperim, severim orası ayrı...
  • inside the actors studio'da anlattigina gore paul newman ile karsilikli sakalasmayi seven golden boy lakapli, siir ve resim hobileri olan sinemaci...
    anlattigina gore paul'e 50. yasgununde tamamen hurda olmus bir porche gondermis.. ustunde sadece kirmizi bir kurdele ile, hic not birakmadan, on kapisina koydurtmus... paul'den hic ses cikmamis ama bi kac hafta sonra bob eve geldiginde icerde buyukce bir sandik gormus... icini acinca gonderdigi porche'un sikistirilmis halinin geri geldigini anlamis.. o da o metla kutlesini aldirip erttirmis ve heykel yaptirmis.. heykeli de paul'un bahcesine koydurtmus.. heykel hala oradaymis ve sira da paul'deymis.. ama ikiside bu konu hakkinda hic ama hic konusmamislar..
  • sinemanın altın çocuğu olarak bilinir. colorada ünv'de tiyatro eğitimi almıştır. beyzboldaki üstün başarılardan dolayı burslu okumuştur. paul newman'ı her daim kıskanmış ve bunu açıkça belirtmekte hiç bir sakınca görmemiştir. sinemaya aktör olarak başlasada yönetmenlik yapmaktan geri kalmamış, çektiği ilk film olan ordinary people ile en iyi yönetmen oscarını kazanmıştır. politikayla da ilgilenmiş ama hiç bir zaman aktif bir üyesi olmamıştır. sundance film festivalini kurarak sinemaya özgün eserler kazandıran hayırlı bir iş yapmıştır. zirvede olduğu dönemler gerçekten çok başarılı işler yapmıştır ancak 90'lardan itibaren sadece para kazanmak için saçma sapan filmlerde oynamış kariyerinin imajını çizdirmiştir.
  • hemen her filminde boynunda parildayan bir zincir ve parmaginda armali bir yuzuk gorebileceginiz basarili ve en az basarisi kadar da yakisikli aktor.
hesabın var mı? giriş yap