• paul dano sevenler için (fragmanın da etkisiyle sallıyorum ki) 2012'nin en güzel filmi olacak gibi duruyor.
  • filmekimi'nde "hayalimdeki aşk" olarak boy gösterecek neyyin nessi.
    keşke yalnız bunun için sevmeseydim seni.
    hayalimdeki aşk ne olum! peki... sen, üç, üçmilyeearyediyüzellimilyon, seeen, milyar. sen palavere bırağk bırakh bırahhkkk.
  • dun amsterdam'da izledigim film.
    bence:
    ruby sparks = eternal sunshine of the spotless mind + stranger than fiction

    --- spoiler ---
    erkekler, bizi yazabilseniz de olmayinca olmuyor. en iyisi mi oyuncagi bozmadan birakin gitsin.
    --- spoiler ---

    not: dede, anne ve baba yazarsa kız da yazar! aile meslegi
    (bkz: elia kazan)

    edit: dibini gor'un uyarisi uzerine bir yanlis anlasilma ortadan kalkti.
    "dede, anne ve bana yazarsa kız da yazar! aile meslegi"
  • yüzme sahnesini acayip şekilde take this waltz 'dakine benzettiğim film.
  • feel good movie dir ama kadin-erkek iliskilerine cok iyi celme takar. zamanla karsisindakini degistirmeye calisan, hayatini limitleyen, aliskanligi yuzunden birakamayan hastalikli ciftlere mesaji var bu filmin! hele ki ruby'nin filmin sonlarina dogru cildirdigi an!

    zoe kazan cok seker film boy, devotchka'nin elinden cikan muzikleri de.
  • filmekimi sayesinde izledigimiz sahane filmdir. bence ve (umarim) ileride "askin 500 gunu", "eternal sunshine of the spotless mind" gibi kult romantik komedilerin arasina girmeyi basarir. dano zaten sahane, kazan da pek sevimli bi seymis, kimyalari uymus.

    --- spoiler ---

    yalniz o calvin'in annesinin evi hem sahane hem tuhaf, ne kadar utopik bi yermis yahu.
    --- spoiler ---
  • sicak cikolata gibi film. insanin icini isitiyor, mutlu ediyor, ama baymiyor. surekli gulumseyerek izledim filmi, uzun zamandir boyle bir film izlememistim. izlerken asik olasim geldi ama sonra bunun kotu bir fikir oldugunu dusundum, deli misin hayatini yasa dedim kendi kendime.*calvin karakterinin yaptigi sey, benim hep hayallerimde kurdugum birseydi (kim kurmaz ki) resmen herseyiyle benim istedigim gibi bir sevgili, benim yarattigim. ama o da olmuyor iste, herseyi mahvediyor. film bunu cok tatli bir sekilde gosterdi. iyi ki izlemisim..
  • açıkçası, filmekimi'nin son gününe kadar seçkinin en iyisi pieta diyordum. ta ki, bu harika ve olağanüstü modern klasik ruby sparks'ı izleyene kadar. bu yönetmen çifti ve harika senarist zoe kazan, daha çok film yapmalı birlikte. hayatımda izlediğim en özgün romantik komedilerden birisiydi. hatta ve hatta, little miss sunshine'dan daha çok etkilendim bu filmden. benim için senenin en iyi filmi. daha iyisi çıkana kadar da en iyisi bu. emeği geçen ve romantik komedinin bu yılda bile hakkını veren tüm ekibe teşekkür az gelir.
  • filmekimi'nin ikinci gününde erzurum'da izlediğim film. çok keyifliydi, hiç sıkmadı. çok içten, çok samimi. bundan sonra hiç bir filmi izlemesem de olur, bu film yetti de arttı bile.
  • acayip freudian bir film olmus bu. bir psikoterapist olarak kis kis gulerek izledim. ozellikle calvin'in arizaya bagladigi ve ruby'e istedigini yaptirdigi omnipotence odakli sahneler tuylerimi diken diken etti. guzel film, cok guzel film. ancak eve gelip sozlugu acinca hayatimda en eglenerek izledigim filmlerden biri olan little miss sunshine'in yaraticilarinin elinden ciktigini farkettim, vay be dedim. daha da yaptiklari bisey olursa kacirmam asla.
hesabın var mı? giriş yap