• her gün olmasa da düzenli olarak gerçekleştirebildiğim bir eylem.
  • rüyalar, cezasız günah işleyebildiğimiz sığınaklardır.
  • çok nadir rüya gören bir insanım. ama gördüğüm bir rüya var ki unutmam mümkün değil. bir süre aklımdan çıksa bile mutlaka bir sebep hatırlatıyor tekrar o rüyayı. işin enteresan tarafı sanki hayatımın geri kalanını bir sinema filminin fragmanları şeklinde spoiler vermiş gibi olması.

    bir süre rüyada yaşıyorum, sonra birden bire bir aracın şoför koltuğunda kendimi buluyorum, kapkaranlık, aracın farlarının bile en ufak bir aydınlatma yapmadığı bir tünele giriyorum, tünele giriş esnasında radyodan nur yoldaş'dan sultan-ı yegah çalıyor fakat sadece "ruhta ölüm karanlığının" cümlesi yankılanıyor kulaklarımda. ve bu aynı rüyada defalarca tekrarlanıyor. spoiler-tünel-spoiler şeklinde bir döngü. zaten en son tünel de inanılmaz yorgun ve terden sırılsıklam olmuş şekilde uyanıyorum. hayır, metafiziğe ve doğaüstü olaylara inanan bir insan da değilim.

    uzun yıllar oluyor bu rüyayı göreli. o zamanlar henüz üniversite öğrencisiyim. kız arkadaşımla aramızda bin kilometreyi aşkın bir mesafe var ve uzun süredir konuşmuyoruz. ben ege'de bir sahil şehrindeyim, o doğu'da kendi şehrinde üniversite öğrencisi. yani o zamanki durumlar bu rüyayı görmek için bir bilinçaltı da oluşturmuyor benim için.

    stage -1: üniversiteler bitmiş, biz barışmışız. mutlu hissediyoruz. her ikimizde atanmışız. fakat bu defa o bir sahil şehrinde ben ise bir doğu şehrinde. tünel ve kapanış.
    stage-2: evlilik hazırlıkları yapıyoruz fakat kasvetli bir durum var ortada. her şey yolunda gibi görünüyor ama hiç bir şey yolunda değil. iç sıkan bir durumdayız. gülümsüyoruz, ama mutsuz hissediyoruz. tünel ve kapanış.
    stage-3: ağaçların sıklığından gökyüzünü görmenin mümkün olmadığı bir ormandayım, yalnızım. ayrıldığımızı hatırlamıyorum ama ayrılmışız. ve farklı insanlarla birlikte olduğumuzu biliyorum. yüzüme büyükçe bir karıncanın tırmandığını fark ediyorum. tünel ve kapanış.
    stage-4: elimde bir silah, siperdeyim. etrafta kulakları sağır eden patlamalar. tam bir can pazarı yaşanıyor. mümkün olduğunca siperden kafamı kaldırıp karşılık veriyorum. bir sıcaklık hissediyorum vücudumda. tünel ve kapanış.
    stage-5: çalışıyorum. ama normalde yaptığım meslekte değilim. mutluyum. insanlar güler yüzle bakıyorlar bana. tünel ve kapanış.
    stage-6: kalabalık bir caddede yürüyorum, omuzlarımda oturan bir çocuk ile. kızım olduğunu biliyorum. karşıdan eşi olduğunu bildiğim biri ile el ele yürüyen eski kız arkadaşımı görüyorum. gülümseyerek geçip gidiyorum. beni fark etmiyorlar. tünel ve kapanış.
    stage-7: mezarlıktayım. birini toprağa vermişiz ve mezarın toprağını suluyorum. ağlamamak için zor tutuyorum kendimi fakat buna rağmen gözümden bir damla yaş süzülüyor. engel olamıyorum. tünel ve kapanış.
    stage-8: asya'da bir ülkenin küçük bir şehrinde bir otoparktayım. aracıma doğru yürürken arkamda bir kavga sesi duyuyorum. arkama bakıyorum ama umursamadan devam ediyorum. tünel ve kapanış.
    stage-9: bir odada çocuğumla oynuyorum. eşim odaya elinde iki çay ile geliyor ve deprem olduğunu söylüyor. bulunduğumuz evin 19. katta olduğunu biliyorum. çocuğumu kucaklarken birden duraksayıp burada değil memleketimde oluyor diyorum. tünel ve kapanış.

    7 stage daha var. fakat henüz onları anımsatacak bir şey yaşamadığım için onları yazmadım. yaşayacak olursam bir gün ve kısmet olursa burayı editleyeceğim. bu yazdıklarımı rüyayı gördüğüm andan bugüne kadar bazılarını bire bir bazılarını anımsatacak kadar çok benzerlik ile yaşadım. merakla filmin devamını bekliyorum.
  • eğlenceli etkinliktir. gerçek hayatta olabilecek ya da olamayacak her olayı rüyanızda gerçekmiş gibi yaşayabilir, görebilirsiniz. rüyalarda hayat hep film tadında.
  • korkunç olanlarını görmeyi sevdiğim beyin oyunu.
  • yarı uykulu halde rüya görmek çok yoruyor. sabah 6:00 alarmımı kurarak uyudum. rüyamda alarmı duymuyordum. uyandığımda saat 9:30 du. bunun bir rüya olduğuna kendimi inandırdım ve uyanmaya zorladım kendimi. uyandım, telefona uzandım, saat 02:30. olamaz, çünkü bir süredir uyuduğumu hissediyorum. yatarken saat 01:30 du. tekrar zorladım kendimi uyanmak için ve bingo! telefonu elime aldım ve saat 05:30.

    endişelerimi paylaşacak, kafamdakileri birilerine yüz yüze anlatacak bir durumda değilsem, yalnızsam kısacası, bundan en çok rüyalarım etkileniyor. korkularım, ufacık bir düşünce bile kendini gösteriyor rüyamda. en çok bundan yoruldum. uykunun kendisi dışında hiç birşey düşünemeyecek kadar yorgun olmadan uykuya dalmak daha yorucu. neredeyse bir senedir yatağım yerine salondaki koltukta uyumamdan kaynaklı da olabilir bu. sürekli bir değişiklik uğraşı halindeyim. yaşadığım şehir, çalıştığım iş, etrafımdaki insanlar... tatminsizlik had safhada. şımarıklık denebilecek kadar. bunu çözmeden yatağımda uyumamaya karar verdim. yastığa kafayı koyar koymaz uyanmak istiyorum. ben uyurken beynimin bana oynadığı oyunlardan çok sıkıldım. neyi çözeceksem uyanıkken çözeceğim. rüyalarım serbest kalacak sonunda. bir tek bunu biliyorum.
  • insanın aptal bilinç altının ve beklentilerinin olur olmadık zamanlarda ortaya çıkıp, onu dumur etme hadisesidir.
  • ya kardeşim biri bana içinde “azalmadın mı ömür bir bana” cümlesi geçen bir şarkının olduğunu söylesin çatlayacağım valla
  • merak ediyorum. az önce tüyada gördüğüm kişide aynı anda beni görüyor mu rüyasında ?
  • içinde hayatta olmayan özlediğim kişiler yer almayacaksa reddettiğim durum. ben artık 1.5 saatte anlatabilmenin mümkün olduğu yarım saatlik rüyalar görmek istemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap