• onca projenin icinde bir tanesi de turkce'yi tum dunyanin ogrenmeye calistigi bir dil yapmak olur hevesiyle bastan sona okudum gene bu dunyanin en akilli insaninin kitabini. maalesef bulamadim; halbuki ben projenin temelini atmistim buraya: (bkz: ekşi sözlük okuyabilmek/#14739344)
  • yazarı kimdir nedir bilmem. sahtekar ve gereksiz biri dendiğini duydum. ama kitap gayet iyi. yaratıcı fikirlerden, doğru lan aslındalardan, neden olmasınlardan ve keşkelerden çok güzel bir derleme ortaya çıkartılmış ve hikayeleştirilmiş.
  • kitap, naravenya adıyla aslında türkiye’yi anlatmakta (türkiye ab ilişkiler vs) ve ülkenin kalkınması adına çeşitli projeler sunmaktadır. kitap 2009 da yazılmış ancak 2016 yılından itibaren başlıyor. ilginç!
    kitabın şuan 270. sayfasındayım.

    --- spoiler ---

    200. sayfasına kadar çok güzel, gidiyordu ancak 200 den sonra önerilen projeler bana saçma ve çok ütopik geldi.
    --- spoiler ---

    bakalım devamı nasıl olacak.

    edit: spoiler içerir.
    kitap, 300. sayfadan beri toparlamaya başlıyor.

    kitapta yer alan başbakan barkudza, inanılmaz çılgın fikirlere sahip. bu fikir/projeler sayesinde ülke kalkınmaya başlıyor. ancak bazı fikirleri çok uç (saçma). mesela tıp fakültelerini 6 yıldan 3 yıla, 4 yıllıkları da 2 yıla düşürüyor. sebebi de zaman kaybı olmaması. ancak ciddi güzel fikirleri de var. mesela bir bilim merkezi kurduruyor. adı da beyin imparatorluğu. bir de özgeçmiş yerine "özgelecek" fikrini beğendim. insanlar iş başvurularında özgeçmişlerini değil ne yapacaklarını, hayallerini anlatsınlar diyor.

    kısaca kitap fena değil. daha bitmedi, 407. sayfadayım. ama şuana kadar iyi.
  • yıllar önce okuyup gayet beğendiğim bir kitap. erdal demirkıran kafasındaki ideal dünya düzenini bu kitapla anlatır, aralarda çok ütopik fikirler olsa da sürükleyici, eğlenceli, yer yer hüzünlü; okunası kitap.

    kitaptaki olaylar hayâli bir ülke olan naravenya cumhuriyetinde geçer. ülkenin başbakanı barkudza’ya gönderilen isimsiz mektupların barkudza’nın ve ülkenin kaderini nasıl değiştirdiğini konu alır.

    “hayatı boyunca hiç kaybetmeyen tek adamım ben.
    bir ölümsüz gibi yaşamayı başardığımı düşünüyorum ve öleceğime hiç inanmıyorum; ama olur da bir gün ölürsem, benden bahsederken sakın ‘hayatını kaybetti.’ diye bir ifade kullanmayın; çünkü ben ölmüşsem asla hayatı kaybetmemişimdir.
    ben ölmüşsem mutlaka ölümü kazanmışımdır.”
hesabın var mı? giriş yap