aynı isimde "şahsiyet" başlığı da var
  • 3. bölümün başında (bkz: fazıl say) yorumuyla çalan (bkz: yeni bir gülnihal) tebessüm ettirdi. bu dizinin ses ve görüntü yönetmenlerini takdir ediyorum
  • dexter'a benzetilmiş şiddetle karşı çıkmaya geldim. dexter'da her bölüm büyük ekşınlar ve yüksek doz gerilimler vardı. bunda ne var alla aşkına? merak, gizem, merak, gizem, niye, neden. ve verilen tek bilgi; aaa hemşerilermiş.

    çok sıkıcı bi dizi. (şimdilik) haluk bilginer ve oyunculuğuna sözüm yok, o olmasa asla izlettirmez zaten.
  • --- spoiler ---

    murat 131'in farlarını açık bırakıp gidiyor. araba sabaha kadar öyle kalıyor ama aküsü bitmiyor sabah ilk marşta çalışıyor. dizide bitmeyen akü kullanılmış.
    --- spoiler ---
  • eminim muazzam bir dizi ama beni sarmadı ilk iki bölümü.masumda beni sarmamıştı galiba vizyonsuz bir insanım.
  • ilk bölümde agâh bey ile rakı içen oyuncunun ilber ortaylı'ya benzerliği dikkat çekmiştir.
  • haluk bilginer yine muhteşem yine muhteşem.
  • jenerik müziği, hotline miami müziği olan future club'a benziyor. özellikle 30.saniye sonrası. future club
  • masum'dan sonraki en iyi 2. internet dizisi, bakalım gelecek bölümlerle birlikte belki ondan da iyi olduğu söylenebilir. fi baya bi baymıştı özellikle 2. sezonu rezaletti bence. ama şahsiyet ciddi derecede kaliteli ve ilgi çekici bi senaryoyla ilerliyor. biraz yavaş ilerlese de ben asıl patlamanın gelecek bölümlerde olacağını düşünüyorum.
  • türk halkına kaliteli dizi diye pompalanan, aylardır reklamları dönen mehmed bir cihan fatihine bakıyorum, bir de kısıtlı bütçeyle çekilmiş, ücretsiz bir internet kanalında yayınlanan şahsiyete bakıyorum... sanırım, dizi sektöründe kaliteye ulaşmak, kalabalıklardan uzaklaşmakla oluyormuş demek.

    şahsiyet'i izlediğinizde, breaking bad, dexter ve hatta hannibal'dan izler görmek mümkün ancak bunları o kadar iyi harmanlamışlar ki, insanın gözüne çiğ veya yapmacık gelmiyor. özellikle, haluk bilginer, öyle sağlam bir karakter yaratmış, normal bir insanın, adeta bir vigilanteye dönüşümünü öyle güzel işlemiş ki... ve gizli kahraman onur saylak, sahneleri müthiş bir başarıyla işlemiş, heyecanı hep en üst noktada tutmayı başarmış. bir insan hem şahane bir oyuncu, hem de süper bir yönetmen olabilir mi? oluyormuş meğer...

    kısacası, prime time'daki diğer tüm diziler, agah bey'in renkli çoraplarına kurban olsunlar!
  • hakan günday, onur saylak ve haluk bilginerin taşşağını yiyeyim diye diye üstelik henüz sadece ilk bölümünü izlediğim dizi. taşşaklar altı olsun. yazının devamı spoiler içermiyor.

    her birinin ayrı ayrı hastası olan bir insan olarak beklentiyi çok yüksek tutmuştum. beklentinin yüksekliğine ve objektif bakmama rağmen gerçekten de ilk bölüm itibariyle resmen ve adeta zevk vermiştir.

    puhu tv denen oluşum çok iddialı bir şekilde fi'yi çıkarıp azra kohen'in anlattığından ciddi uzaklaşarak sıçıp sıvadı ama bundan umudum yüksek. keza fi-çi-pi üçlemesi bir kitap üçlemesi olarak ne kadar güzel olsa da ekrana aktarıldığında gördük ki olmadı, hakan günday ile azra kohen kıyas kabul edecek kalemler zaten değil.

    haluk bilginer, sen nasıl bir kralsın. herkes başka şey düşünür konuşur eder ama benim için 'japonca mı öğreneyim?' noktasında arşa çıktın. sana 'aşırı kibirli' falan diyorlar. ol, aşırı kibirli ve bok bir insan ol. öyle yetenek onlarda olsa, onlar da öyle olurdu.

    hümeyra'nın başka bir boyutta hastasıyım zaten, konuk oyuncu olarak yardırmış. sözsüz rol yapmak dünyanın en zor şeyi olabilir ve hümeyra çok acayip bir kadın.

    cansu dere'nin oyunculuğuysa böyle bir ekip içinde değerlendirdiğimiz zaman çok düşük şüphesiz ama inanılmaz. yani üstte anlattıklarım inanılmazın da ötesinde olanlar evet. cansu dere'nin sırıtacak kadar aşağıda kalacağını falan hiç zannetmiyorum. geri zekalı kız arkadaş grubuna iç dünyasında verdiği tepkilerde yarattığı his, aklı selim her kadının aklından geçiyor ve bunu aktarmak gerçekten çok zor. bu kadın da sadece çok güzel bir kadın olduğu için o role seçilmemiş, çok belli. ekip içinde değerlendirildiğinde düşük olduğunu söyledim, yoksa kendisi koskoca orospu eyşan. 2010'dan beri hastasıyız. açıkçası ben eyşan sonrası kendisinden çok abartılı ve direkt karakter bir rol beklemiştim. fakat henüz mobbing'e uğraması hariç bir şey belli olmadığından, şu an için performansında o da yardırmaktadır. içine atmanın ne olduğunu en çok, devlet kurumlarında tek kadın olarak çalışan kadınlar bilir. kadın bunu hakkıyla yapmış.

    özetle, hastası oldum.
hesabın var mı? giriş yap