• tam hali "rusya doğalgazı kesecek diye korkan zavallılara söyleyin; biz sarıkamış'ta donarak şehit olan 90 bin mehmetçiğin torunlarıyız." olsa da 50 karakter muhabbetine takılan hamaset edebiyatının son örneği söylem. hamaset edebiyatıyla halkı etkilemek… yeni osmanlıcılar yine bu kapıya sığınıyor.

    öncesinde sarıkamış meselesine değinelim. alman politikasının götünü yalamak için iki önemli cephe açmışsın, bir tanesi sarıkamış. rus ordusunun alman doğu cephesi’ne yığılmasını önlemek için senin onbinlerce askerin, yurdun en soğuk bölgesi olan kafkas koridorundaki aras vadisi, hasankale, narman, oltu, sarıkamış arasındaki bölgeye kasım ortasından itibaren sürülmüş! sarıkamış örneği ne kadar da başarılı olmuş! bugünün türk vatandaşları da emperyalist batının suriye emelleri için bir bok çukuruna yuvarlanmaya çalışılıyor.
    yılmaz özdil (önyargınız olabilir) geçen gün ordunun yurt içi meselelere kafa yoracak yapıdan, yurt dışı işlere koşturulacak hale gelmesi için nasıl bir dizayn çalışması yapıldığını yazmıştı:

    http://www.sozcu.com.tr/…angajman-kurallari-995233/

    şimdi bakın, verilen sarıkamış örneği de benzer sıkıntılar içerir. alman kurmaylarından bronsart von schellendorf harekatın yapılması için zorla bastırırken, liman von sanders sağ duyulu bir şekilde harekatın ancak kağıt üzerinde mümkün olabileceğini söyleyerek muhalefet ediyordu. harekat hakkında çok konuşmak istemiyorum, ayrıntılı anlatımını yapmıştım:

    (bkz: #51565961)

    hah, sarıkamış’ta da planlı bir tasfiye işi olmuştu. bu işe muhalefet eden hasan izzet, ihsan ve ahmet fevzi paşalar tasfiye edilmişti.

    enver’in dönem arkadaşı, balkanlı asileri, 31 mart yobazlarını beraber kovaladığı, aynı şekilde padişah damadı olan ismail hafız hakkı denen zat da, meşhur allahuekber dağlarında donan 10. kolordunun komutanlığına getirildi. hafız hakkı ile enver birbirlerinin kopyası gibidirler kariyer bakımından. yalnız parlama hırsı yüzünden, balkan bozgununun tahlilini “bozgun” adlı kitabıyla çok iyi yapan hafız hakkı; ekim 1914 sonuna kadar bahar ayları gelinceye dek harekat yapılmasını uygun görmediğini, atının dağlarda gösterilen yollarda göğsüne kadar kara battığını söylerken, kafkasya fatihi olma düşüncesiyle rusların sağ yanına bir harekatın mümkün olduğunu ifade etmeye başlar. bunun üzerine enver, unvanın rakibine geçmesini istemeyerek bölgeye gelir, yönetimi ele alır. bu gibi ihtirasların gölgesinde onbinlerce asker donarak hayatını kaybeder.

    işte bugün rus uçağının düşürülmesi muhabbetinin ardından sarıkamış’tan bahsedilmesi de trajiktir.

    çuval olayının ardından abd’ye atarlanmaya gücü yetmeyenlerden kurtlar vadisi sevdalısı olanlar, yüreklerindeki öfkeyi bastırmak için polat alemdar’ın titanic’deki rose’un zengin yavuklusu adama çuval fırlattığı sahneye kadar beklemek zorunda kalmışlardı ne yazık ki. sahi, amerika’ya ne notası veriyordun zaten, müzik notası mı? ya da ayrı ayrı onaylarla bombardıman yapan amerikan gemileri burnumuzun dibindeki tatbikatta senin muavenet’ini yanlışlıkla (!) batırırken bir şey demeye gücün yetmez. ama sana hiçbir kastı olmayan bir rus uçağını düşürünce “olması gereken oldu” demek! yatak odana aldığın yabancı misali ülkenin her yerine yerleşen amerikan kuvvetlerinin pkk ile ilişkisini açık edecek askerleri darbecilikten içeri atarken de var mıydı bu vatanseverlik?
    yerine göre hamaset, yerine göre ağbi ayağı…

    türkmenler bombalanıyormuş! bölgedeki türkmenlerin çoğu alevi, onlar katledilirken gıkı mı çıkıyordu bugün yaygara koparanların? türkmen yaygarası %100 mezhep odaklı bir konu, bölgeye giden cihatçıların temizlenmesinden ibaret.

    her ne olursa olsun, ateşe atılanların sarıkamış’ta hayatını kaybedenlerin torunu olduğu kesin.
hesabın var mı? giriş yap