• genelde geceleri oluşur nedense kahrolası duygu.
    bir şeyler düşünüp gözlerin dolduğu anlarda "geçecek" diyen sıcacık bir ses ve sana sarılan kollar istersin.
    öyle ağlamak istersinki omuzları ıslansın o seni daha sıkı sarsın..öyle illa eş illa sevgili olmasına falan gerek yok...zayıf görünmeyi sevmeyen ben ne kadar güçsüz ne kadar yorgun olduğumu görecek diye kasmadan kendimi bırakayım o anda...unuttuğum güvende hissetme duygusunun ne olduğunu hatırlayayım tekrar...
    öyle bir duygudur bu bir anda gelir ve gider.sonra kimseye güvenmediğini hatırlar ve olması gerekene güçlüyüm pozlarına geri dönüverirsin.bir sonraki sarılma ihtiyacı sizi esir alana dek.
  • yunan mitolojisine göre, zeus'un sorumlu olduğu durum. şöyle sevdiğim bir hikayesi var:

    tanrıların kralı, göklerin hakimi zeus'un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip, sırtlarından birbirlerine yapışmış şekilde ve her insan çift olarak yaşar şekildeymiş. bu insanlar çifter çifter mutlu şekilde yaşamlarını sürdürürken, keyiflerine düşkünlükten dolayı tanrıları zeus'a şükretmeyi unutunca zeus insanları uyarmış. kendisini unutan halka krallığına yakışan bir ceza vermek isteyen zeus, onların huzurunu toplamak için kolları sıvamış. bakanların gözlerini kör edecek kadar parlak olan bıçağıyla insanları ikiye bölen zeus, onların ruhlarını da ikiye bölmüş. artık her insandan iki tane varmış, yani birbirinin eşi olmayan ama birbirinin eşi olan parçalar her tarafa dağılmış.

    böylece insanlar parçalarından eksik yaşamakla lanetlenmiş ve bütün hayatlarını sarıla sarıla diğer yarılarını bulmak için harcamaya başlamışlar.
  • öyle vıcık vıcık sevgi gösterilerini sevmeyen birisiyim aslında ama kimi zaman çok yoğun hissettiğim bir ihtiyaç. bazı gün oluyor, insan kendisini çıplak gibi hissediyor, üşüme hissi bir nevi. "sarıl bana" demeden gelsin sana sarılsın istiyorsun, eşin, çocuğun... o an yanındaki sevdiğin kişi. veyahut da cılkını çıkarırcasına sen sarılmak istiyorsun. sevdiğin, güvendiğin birine sarılmanın hiçbir karşılığı yoktur ki...

    bundan ayrı olarak,

    bundan birkaç ay önce babaannemi kaybettim. cenazesinde, dışarıda durmuş gelenlerin taziyelerini kabul ediyorduk. ben doğru dürüst etrafıma haber vermemiştim. bir tek en samimi bir iki arkadaşım biliyordu. gözüm kapıdaydı. çocukluğumdan beri görmediğim bir ton insan, acıklı bakışlarla bana dileklerini iliştiriyordu. bense aslında kendi dostlarımı arıyordum. resmen çıplak gibi hissediyordum. o sırada kapıdan içeriye hatırlı bir dostumun girdiğini gördüm. o ana kadar tuttuğum gözyaşlarım bir anda boşaldı. ona atıldım can havliyle, aslında gelmesini hiç beklemiyordum çünkü. ilk sarıldığım o oldu. "ama ben ağla diye sarılmadım ki..." diyebildi sadece. biraz sonra da şu dünyadaki en kadim dostum geldi. artık iyiydim. garip bir şey şu insan olmak. yalnız olamıyor insan. hele böyle acı kayıp hallerinde, kalbine çizik atılmış gibi oluyorsun. her sevdiğin seninle acını paylaşsın istiyorsun, sanki azalacakmış gibi.

    kadim dostum da sıkıca sarıldı bana. ne güzel, ne sıcak, ne güvenli bir histir o...
  • yalnızlıktan mı yoksa belli birine duyduğum hislerden mi bilinmez şu sıralar çok yoğun hissettiğim ihtiyaçtır. o kişiye sarılmam mantığıma çok ters düştüğü için sokaklardaki insanlara arkadan yaklaşıp "seni çılgın hadi oradan!" diye bağırma eşliğinde sarılıp kaçmayı düşünüyorum
  • yalnız, üzgün, kırgın hissedildiğinde beliren şefkat ihtiyacı hali. kocaman sımsıcak bir sarılma ile tüm acılar biraz daha azalır sanki.
  • bu ihtiyaç ikiye ayrılır *
    birincisi sirttan sarılmak. usulca belinden kavranırsın belki. aradan kafandan öpülürsün. sırtına güven dolar karnından. kendini aşırı güçlü, kudretli hissedersin.
    (bkz: sırtına yorgan dolayan yalnız insan)
    ikincisi koyun koyuna sarılmak ** sinesine başını yaslarsın, kalbini duyarsın. sırtında bir el seni daha çok kendine çeker. yapışmış gibi iki kırık parça gibi birbirinize yerleşirsiniz.

    bir sevdanız varsa kıymetini bilin. kimseyi bulmak istemediğiniz gibi de umutsuz bırakmayın
  • kadınların sarılmaya erkeklerden daha farklı anlamlar yüklediğini düşünüyorum.daha önce bir kadın arkadaş muhabbet sırasında "erkekler gece uyurken sarılan birinin olmasının verdiği huzuru hiç hissedemeyecekler ne kötü" demişti.

    yani kadın için ona sımsıkı sevgiyle sarılan bir erkeğin olması çok şey ifade ediyor olmalı..
  • her tütünün basina gelir.
  • yeri gelip öpüşmekten koklaşmaktan daha değerli olan birşeye ihtiyaç duymaktır. sadece güvendiğiniz insanlara sarılabilirsiniz çünkü.
  • özellikle aileden uzak,etrafta hic arkadas olmadigi durumlarda cok kötü hissettirir bu ihtiyac.artik gideyim ben lütfen,gitmek ve beni taniyan insanlarin yaninda olmak istiyorum denir.yalniz hissediyor olmanin getirdigi bir ihtiyac.
hesabın var mı? giriş yap