• 3 seneye yakın uzakyol yük gemilerinde çalıştım çarkçı olarak.
    ilk sahnesinden itibaren donup kaldım. bu kadar gerçekçi olunamaz. harika. oyuncu seçiminden tut diyaloglara kadar her şey ama her şey cuk oturmuş. durduk yere 5 sene öncesine götürdü beni..

    2-3 mantık hatası var ama hiç yazıp sulandırmayacağım. uzun süre sonra beni başına oturtmuş ilk film. izleyin.

    beni başına oturtmuş mu dedim lan ben az önce?
  • tolga karaçelik'in yürek delen filmi.

    --- spoiler ---

    hakkında yapılan yorumlara baktım ve nadir sarıbacak'ın bir kere daha hakkını verdim. rolünü öyle bir oynamış ki, özünde kötü olduğunu bildiğimiz yegane karaktere, cenk'e sempati duymuş izleyenler. iyi kalpli diyen olmuş; solcuya benzeten vs.

    oysa cenk, gemide, oraya nasıl ve neden geldiğini bildiğimiz yegane karakter. diğer karakterlerin gemiye kaçışları hakkında bilgimiz sınırlı. ama cenk, sahte zabıta tiyatrosuyla fakirden çaldığını övünerek anlatıyor bize ve gerekçe olarak da "ama onlar da çalıyor" deyip, devletten çalandan çalmanın suç olamaması gerektiğini savunuyor aslında.

    dolayısıyla, bu yapıda bir adamın, bir ülkeye benzeyen gemide, otoriteye başkaldırması onu ne anarşist, ne solcu ne de özgürlükçü yapıyor.

    cenk aslında sadece ve sadece ecza dolabını istiyor.

    --- spoiler ---
  • oyunculuk kasma potpurisi, kendisinin pandomimi.
    belki böyle arşa değme numarası kesmek daha iyidir.
    belki böylesi daha iyidir.
  • nadir sarıbacak'ın oyunculuk dersi verdiği, çok iyi bir senaryo, kurgu.. ve bence gemide ile hiç alakası yok, yani hiç diyemem ama major bir alakası yok bence.

    böyle filmlerin malum ortamlar yerine hakkının verilerek izlenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. çünkü maalesef üretimin bir bedeli var ve biz tüketenler de taşın altına elimizi koymalıyız, eğer bu üretimin devam etmesini istiyorsak tabi..
  • the shining ve gemide havasini aldigim, gercekten de son yillarda seyrettigim en iyi turk filmi.
  • kesinlikle seyrederken algılanandan çok daha derin metaforlar barındıran film. izleyip zihinde sahneleri yeniden canlandırıp üzerine düşünülesi bir film olmuş açıkçası. kürt karakterinin hiç konuşmaması, dev gibi ve korkunç görünümlü olması ve filmin sonlarında gemidekiler için sorun haline gelmesi; muhafazakar ismail'in kraldan çok kralcılık yaparak gemi düzenini beybaba'dan daha çok sahiplenmesi, otoriteyi sürekli muhafaza etme çabaları; çomar nadir'in beybaba'nın her sözünü irdelemeden kabullenmesi, sert mizaçlı otoriter beybabanın geminin asıl sahibi armatörün desteğinin çekilmesi (iflası) sonrası titremesi falan bunlardan hep bahsedilmiş zaten ama nadir sarıbacak'ın oynadığı demirsporlu cenk karakteriyle alper'in filmin başındaki cigaralı muhabbetleri ve cenk'in cem karaca'nın deniz üstü köpürür şarkısını resmen yaşaması falan baya bi oyunculuk ya.

    ben de bitiyorum bu parçaya
  • taze bitti. elini sallasan sinema elestirmenine dokandigimizdan kisa keseyim. izleyin, izlettirin. gayet guzeldi. cenk'e dalasim geldi.
  • 20 dk daha uzun olsa sırıtmazdı. son zamanların en kaliteli türk filimlerinden.

    anlayana tabi...
  • kaptanı tanımaya başladığımız sahnelerde etkili bir metafor var.. beybaba, daha güç elindeyken ya da öyle görülüyorken, ilk sahnelerinde önce televizyonun biten kumanda pilini değiştiriyor. daha sonraki sahnesinde ise saatinin biten pilini değiştiriyor.

    hem göreceklerimizin hem zamanımızın kontrolü onda. her iktidar, her otorite bunu ister ve gücünü böyle gösterir. ama piller bitmiş. güç sallanmakta..

    (bkz: pili bitmek)
  • cogu yazarin degindigi gibi nadir saribacak'in inanilmaz oynadigi film. cenk karakterini oyle bir oynamis ki, kendisine karsi karisik hisler duyarken yakaladim kendimi. oyle bir karakter yaratmis ki, nefret ederken ayni zamanda bir acima da duyuyorsunuz kendisine. diger performanslarini gormek isteyenlere filmleri disinda ben de ozledim'deki sahnelerini de tavsiye ederim, acayip bir karakterdi gercekten.

    sumuklu bocek sembolu bana kalirsa zamanin ve hayatin yavaslamasi disinda bir anlama gelmiyor. diger sembollerini bir arastirayim dedim, ancak filme uyduramadim bulduklarimi.

    sarmasik efekti gercekten cok gercekci ve kaliteli olmus. kimin elinden cikti bilmiyorum ama tebrik etmek gerek, hic goze batmadi.

    muzik kullanimini minimum tutulmaini cok begendim. yanilmiyorsam bir zamanlar anadolu'da'da duyulan tek muzik de yoldan gecen bir arabadan duyulan yakamozdu. burada tabi biraz daha one cikarilmis, ama yine de duyulan tek muzik olmasiyla benzesiyorlar.

    politik gondermeler ile de ele alindiginda cok guzel bir film olmus, kesinlikle izlenmeli.

    edit: bir zamanlar anadolu'da'da bir de arabada giderken neset ertas caliyormus, brkylmz uyardi. uzun zaman oldu izlemeyeli, bi daha izlemek lazim.
hesabın var mı? giriş yap