• kimi kaba ve fekat yine de komik espriler iceren film. misal,

    --- spoiler ---
    zenci kordur ve trende 1. mevkiide yolculuk etmektedir. konduktor kendisine zencilerin 1. mevkiide yolculuk edemeyecegini soylediginde, once buna bir anlam vermemesine ve daha sonra durumu kavradigindaysa "neaaahh? ben zenci miyim yoksa?" diye aglamasina ben sahsen gulmustum!
    --- spoiler ---
  • olağansütü bir komedi her sahnesi ustaca düşünülmüş, filmden çıkarken yanak kaslarınızın ağırdığını hissettiğiniz film:

    gene wilder (sağır olan) bir ortama sessizce girmeye çalışırken aalrm çalışmaya başlar. alarm son ses öterken kurtarmak istediği kişinin debelendiğini görür ve ona eliyle sus işareti yapar )
    bunun gibi onlarca sahneye sahip izlenilmesi gereken bir başyapıt
  • yanlış hatırlamıyorsam türkçeye "bana göz kulak ol" şeklinde çevirmişlerdi. cuk oturmuştu.
  • hayatımda izlediğim en komik filmlerden biriydi kesinlikle.özellikle filmin başlarında kız kardeşi kör adama sen zencisin dediğinde adamın "neeee,ben zenci miyim,neden daha önce söylemedim" demesi ve o andaki mimikleri hala aklıma geldiğinde beni güldürüyor.
  • imbd notu 6.4'ten çok daha fazlasını hak eden 1989 yapımı komedi filmi. 5 dakikada bir kahkaha attırır adama.
  • richard pryor'ın olağanca zenciliğine rağmen "isveçli" doktor olarak konferansa katılması gibi pek çok muhteşem sahnesi vardır. joan severance gibi bir tanrıçanın varlığını da unutmamak lazım.
  • basrollerinde benzersiz richard pryor ve gene wilder'in oldugu (bu herifi de hic sevmem), yan rollerde ise kevin spacey ve joan severance'in oynadigi, yonetmen arthur hiller'in 1989 yapimi kult komedi filmi. pek bilinmemesine ragmen bilenlerin cok sevdigi ve arada bir tekrar tekrar seyrettigi bir hazinedir. devaminda spoiler olabilir; ben yapinca alisverisi, zaten aliyorum satis fisi.

    aslinda bu filmin temelinde toplumun cok iyi bildigi ve gundelik hayatini esir alan elalem ne der, benim hakkimda ne dusunurler, benimle alay ederlerse gibi hastalikli dusuncelerden muzdarip 2 engellinin yasadigi acayip komik macera oldugu icin herkesin mutlaka izlemesi gerektigini dusunurum yillar yili, hatta butun tanidiklarima da defalarca tavsiye etmisimdir. cunku hikayenin merkezinde sagir oldugu halde elalem tarafindan rezil olacagini dusundugu icin sagir oldugunu gizleyerek duyuyormus gibi yapan biri ile, kor oldugu halde elalem kendisini dislamasin diye bu "eksigini" gizleyip goruyormus gibi yasamaya calisan biri vardir. haliyle de trajikomik bir durum ortaya cikar, bir de buna buyuk bir suc sebekesi ve cinayet eklenince isler cigirindan cikar.

    turkceye bana goz kulak ol seklinde cevrilmistir. aslinda bu ceviri cuk oturmus gibi gorunse de filmde cok sayida olan kelime oyunu gibi filmin ismi de ozenle secildigi icin bu ceviri olayin ozun kavrayamamistir. cunku gundelik hayatta "see no evil hear no evil speak no evil" kalibi uc maymunu oynamak manasina gelir, yani "gormedim, duymadim, konusmadim" manasinda kullanilir. ozellikle bir sucu ortbas etmek icin veya korkudan sahitlik yapmak istemeyen taniklar icin bu ifade siklikla kullanilir (antalya'da degil tabi, amerika'da). iste bu filmde karakterlerden birinin cinayeti gormemesi ama duymasi, digerinin de duymamasi ama gormesi sonucu olarak taniklik edememeleri yuzunden suclu konuma dusmesi uzerine muthis ince bir gonderme vardir. o yuzden turkce cevirisi anlamliymis gibi gorunse de filmin temasina uzaktir.

    tum zamanlarin en komik adamlarindan biri olan richard pryor'in (bkz: richard pryor/@lemre) ozellikle kendini astigi bir performansi vardir bu filmde. neler mi yapar?

    -sadece kor oldugunu kabul etmemekle kalmayip zenci oldugunu da kabul etmez. hatta metroda kiz kardesinin israri uzerine kendi derisini cekistirip "ne yani ben siktiminin zencisi miyim?" diye sok gecirir ve ustune "babamin bundan haberi var mi?" diyip gulmekten komaya sokar.

    -bir baska sahnede engelli sopasi kullanmayi reddettigi icin kendisini goruyor zannedip yanina gelen gorme engelliye goruyormus gibi yardim etmeye calisir ve karsidan karsiya gecirmeye calisirken kamyona girer.

    -surekli at yarisi oynamakla yetinmez bir de hipodroma gidip durbunle yarisi seyretmeye calisir.

    -kendisine son istegini soran katil kadina "sikismek secenekler arasinda mi?" diye sorar.

    -saglik kongresine isvec'li doktor johansen olarak katilir. harlem zencisi aksaniyla isvecli doktor johansen olarak cinsel sorunlar uzerine konferans verir.

    -konferanstan kurtulmak icin "aniden kor olur" mudahele edilip aklina gelen ilk sey sorulunca "amcik" der, ki kendisi cinsel saglik uzmani isvecli doktor oldugu icin herkes bunu normale dondugu seklinde yorumlar.

    boyle onlarca gulmekten olduren sahnesi vardir pryor'un bu filmde.

    sagir olan gene wilder'in da kurtarma operasyona girisip gumbur gumbur alarm seslerini ve kopek havlamalarini duymamasi, gayet ciddi davranip sessiz olmaya calismasi asiri komiktir.

    tabii bunlarin altinda aslinda son derece duygusal bir filmdir, ozellikle en gelismis toplumlarda bile engellilerin gormezden gelinmesi, hatta bulasici hastalik tasiyorlarmis gibi yaklasilmasini alttan alta isler. onun disinda da engellilerin bu handikaplarinin onlarin hayatlarini nasil degistirdigini, ne kadar agir yukleri sirtlarina yukledigini anlatir.

    elbette 80'ler filmi oldugu icin bugunun tiksinc asiri politik dogrucu duyarliliklarindan eser yoktur, bu da bazilarina itici gelebilir. zaten bu tiksinc asiri duyarliliklar yuzunden gunumuzde kaliteli isler yapilamiyor.

    ha entry'nin basinda " toplumun da esiri oldugu elalem ne der, ya rezil olursam dusunceleri" demistim ya, iste bu korkulari gene wilder cok iyi anlatiyor; "baskalarina rezil olmadan olup gitmek istedigini, elalemin kendisini asagilayip hakkinda kotu seyler dusuneceginden cok korktugunu" anlatiyor, richard pryor ise bu korkunc sorununu 10 saniye icinde uygulamali olarak cozuyor. ki aslinda sirf bu sahne bile herkesin bu filmi izlemesi icin bir sebep. elalem ne der sacmaliklarinin sizi esir almasinin cozumu aslinda son derece basit. richard pryor'un yirtik bilgeliginden ders alarak bu paranoyalarinizdan kurtulabilirsiniz.

    her neyse, video kaset doneminden beri mutlaka elimde bulunan, benim icin en degerli filmlerden biridir, gercekten de seyredilmeyi haketmektedir (tipki planes trains and automobiles ve captain ron gibi).
  • bugüne kadar izlediğim en iyi beş komedi filmleri arasına rahatlıkla giren film. kesinlikle espriler çok kaliteliydi. herşey eskiden güzelmiş diyesim geldi nedense :).

    fırsatını bulursanız izleyin derim kesinlikle.

    ayrıca kevin spacey'in 30 yaşındaki halini de bu filmde görebilirsiniz.
  • bana göz kulak ol şeklinde türkçeye çevrilmiş filmdir. güzel vakit geçirip eğlenmek isteyenler izleyebilir. 1 dakika bile telefona bakmadan, başka sekmeye geçmeden izledim.

    rick and morty, friends, family guy dizilerinden keyif alanlar bu filmden de keyif alabilir.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "bana göz kulak ol", 1989 abd yapımı komedi-macera filmi. filmin yönetmeni arthur hiller'dır. filmin başrollerinde ise dönemin popüler sinema yıldızları richard pryor ve gene wilder yer almaktadır. biri sağır, diğeri görme engelli olan ikilinin bir suç olayını açığa çıkarmalarını konu alan güzel bir filmdir. filmin müziklerinde ise stewart copeland imzası vardır. dönemi için oldukça beğenilmiş ve ilginç bir filmdir. son olarak, filmin imdb.com puanı 6,8/10'dur.

    konusu
    filmde, biri sağır, diğeri kör olan, ama bu kusurlarını kabul etmeyen iki arkadaşın başına gelen komik olaylar anlatılır. bir adam öldürülür. cinayetin tek tanıkları sağır olan dave lyons (gene wilder) ve kör olan wallace 'wally' karue 'dir (richard pryor). iki sıradışı adam, el ele vererek suçlularla mücadeleye başlarlar.

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0098282/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…see_no_evil,_hear_no_evil

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=t_geogviuek

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap