• senin küpen var,senin tirnagin uzun,senin saçin uzun,senin saçin niye kisa,sen niye solcusun,sen niye sagcisin,sen niye türbanlisin,sen niye mini eteklisin,sen niye $unu okuyorsun,senin niye sakalin var,sen niye kosesin,sen neden bunu okuyorsun,sen neden metal dinliyorsun,sen neden arabesk dinliyorsun kro musun,sen neden vivaldi dinliyorsun entel misin....vb. tipindeki bütün genellemelere tabii hastalikli davrani$ biçimi.

    bu davrani$a kim maruz kaliyorsa ondan yanayim ben.
  • sözlük yazarlarının pek çoğunun hastalığı. resmen midem bulanıyor artık bu açılan

    başlıklardan.

    sol frame'e bakınca günün hangi saati olursa olsun sol frame'in en az %20'sini oluşturan başlıklar insanların fiziksel görüntüsü üzerine.

    neler mesela?

    kaşlarını almayan kız

    kilosundan utanmayıp bikini giyen kadın

    1.55 boya sahip kızlardaki özgüven kaynağı

    şişman kızlara aşık olabilecek kadar düşmek

    170 boyunda kel ve fodul olmak

    kısa boylu erkeklere verilebilecek tavsiyeler

    sanırım hitler bu devirde yaşasaydı, sözlük yazarlarından bir ordu kurabilirdi.

    yalnız işin komik tarafı şimdi bu başlıkların altını dolduran yazarlara, hitler hakkında yaz desek

    hepsi hitler'i muhtemelen yerden yere vururlar. ancak merak ediyorum hitler'in ari ırk sevda

    sından ne farkı var yazdıklarınızın? ve aynı güce sahip olsanız korkarım ki şişmanlar ,

    kısalar , kaşlarını almayanlar , çirkin olup yakışıklı/güzel ile çıkanlar ve daha niceleri

    katledilecek tarafınızca.

    peki acaba bu kadar şekille kafayı bozmuş siz andavalları ne yapmak lazım?

    insanların şekillerine, seçimlerine saygı duymayı bilmeyenleri hangi kategoride değerlendirmek

    lazım?
  • yüzseysel insanın dinidir.
  • hepimizin allah bin belasını versin. na bak çok açık diyorum.

    ulan bu bok yüzünden, aşık bile olamıyoruz insanlara. giremiyoruz ki insanların içine. elbisesinden, saçından, sakalından, boyundan, gözünden, götünden, başından; sıra gelmiyor karşıdakinin kim olduğunu anlamaya. dünyadaki belki bize en uygun insanı bile keşfedemiyoruz. neymiş. götü büyükmüş.

    sonra alakasız kişilere tutulup aşk acısı anlatıyoruz insanlara. zaten acı anlatmayı sevmek de var. oh, mis.

    hele bir de "ben güzelliğe tapıyorum abi yeaa" diyen yavşak orospu evlatları var ki, onların tümünün evi damı yıkılsın inşallah.
  • dış görünüş hayranlığı.maalesef artık ne zeka , ne iyi eğitim ne de iyi bir aile terbiyesi işe yarıyor.güzelsen yakışıklıysan bir numarasın.
  • 3. dünya toplumlarında pek sık görülür bu. bugün istanbul'un üst kademe semtlerine gittiğinizde görülen lüks otomobillerin sayıları baş döndürücüdür. öncelikle şunu belirtmek isterim, bir insanın imkanı var ise sevdiği nesnelere ne kadar lüks olursa olsun para harcama hakları vardır. fakat şekilci toplumlar ile şekilci olmayan toplumlar arasındaki fark tam bu noktada baş göstermektedir.

    bugün batı toplumlarında ortalama bir bireyin 200 bin dolarlık bir araba alması için en az 2 milyon doları olması gerekmektedir...bu elbette yazılı bir kural değildir fakat bunlar için öncelik her zaman hayat ve sağlık sigortaları, çocuklarının eğitimi ve bilimum yatırım türü şeylerdedir.

    ülkemiz ve benzeri şekilci toplumlarda ise durum farklıdır, bir şahsın 300 bin doları var ise bunun 200 binini hemen yatırıverir arabaya...içinde bulunduğu toplum(genelde tüketim toplumları) bir bakıma kişiyi bu yola sürükler. bugün mesela louis vuitton türü markaların en büyük alıcıları asya toplumlarıdır...özellikle pek zengin olmayanları. bu toplumlar şekilcilikte türkiye'yi bile geride bırakırlar.

    sonuç olarak bugün ortalama bir abd şehrinde lüks arabaların sayısı pek bir azdır...e bu şehirlerde hiç mi varlıklı insan yok diye düşünmeden edemezsiniz. benzin de ucuz? fakat önceden belirttiğim gibi, şekilci olmayan toplumlarda lüks gerçek anlamı ile lüks. ortalama bir abd şehri derken dünyanın dört bir yanından en varlıklı insanlarını mıknatıs gibi çeken new york gibi şehirlerden bahsetmiyorum elbette.

    işte böyle, şekilcilik toplumun kalbine nüfuz ettiğinde ortaya karman çorman bir kültür çıkıyor. tanımadıkları insanların kıyafetleri hakkında yorum yapan insanlar, sakalı nedeni ile kişiliğine laf edenler...boğuyorlar beni. bir kafede yanımda oturan insanların yoldan geçen bir adam hakkında yaptıkları aptalca şekilci yorumlar rahatsız ediyor beni.
  • ha bir de senin ti$ortünde neden tweety var,sen top musun gibi yakla$imlarda bulunan insanlar varki (neyseki benim ba$ima gelmedi) bunlarin katli vaciptir.oldürmeniz sevaptir.
  • sosyal mecraların etkisiyle pek bi artan hödük. evet hödük. bu hödüklüğü bir zamanlar ben de yapıyordum. her giydiğime dikkat ediyor, saçlarımı düzleştiriyor, arkadaşlarıma aşalayıcı bir bakış atıyor ve burnum havada götüm aşağıda yürüyordum.

    e tabii büyüdük. evet o nefret ettiğiniz okula defileye çıkarmışcasına gelen kız benim.

    bir yerde oturduğumda hele! allahım çaksın gelsin birisi ağzıma o an! birisi baksa arkamı dönmeler. yüzümü kapamalar! aaa tipsize bak demeler. nasıl bi şekilciyim. göbekli kadınlara ve erkeklere tahammül edemiyorum falan. ıyk. tam öldürülesice bir kızdım.

    lakin sonra bir şey oldu bana. iş/aşk/hobi işleri falan. birden değiştim ben.

    hatta şimdi hergün aynı kıyafeti giyiyormuşum.
    hatta arada yıkayacağıma madem hergün giyiyorum, hergün yıkayacakmışım. sevgili annem öyle dedi.

    bir pantolonum var hepitopu o da yırtılmış geçen direnişte. ama ben seviyorum hala giyiyorum. neymiş efendim yırtıkmış?! arkadaşım ben giyerken mutluyum!!!

    neymiş efendim tayt giyen götlü göbekli kız. ağzınıza tüküreyim. kız halinden gayet memnun lan?! size noluyo?!

    mini eteğini çekiştiren kız. belki kadının çekiştirmek ya da çekiştirilmek hoşuna gidiyo. insan olun! sizi ilgilendiren bir şey söz konusu değil.

    ne şekilciliğe, ne şekilcilere tahammülüm var.

    ölün lan!
  • sabit fikirli ve düz* insanın uğraşısı.
  • çağımızın vebasıdır.
hesabın var mı? giriş yap