*

  • mezarlık ağacı olarak bildiğimiz servinin bilimsel ismi. ismine bakarak aldanmayın. öyle büyük emekler isteyerek büyüyen bir ağaç da değildir. çama benzer biraz; uzun, incedir. küçük kuşlara yuva olur. kışın yapraklarını dökmez, hep yeşil kalır. bu ağaçların özellikle mezarlıklarda bulunma sebebi de şehrin kendine ait kültüründen ileri gelen bir inançta saklıymış: servi rüzgâra karşı dururken, yapraklarından çıkan sesin "hû" sesini andırır oluşu. divan şiirinde de uzun boylu, uzun boyunlu, ince, nazik, nazenin sevgililerin alegorisiymiş bizim servi.

    cupressus sempervirens hangi sembolik düzlemde dile gelir ki?

    ahmet turan alkan güzel bir denemesinde şöyle diyordu bu ağaç için:

    "servi ki 'hüdâ-yı nâbit'tir, ne bakım ister, ne de ilaç. üstelik klâsik edebiyatımıza 'endâm' olmuş bir garip ağaçtır. bundan böyle servinin hiç değilse canlı bir tür olarak varlığını korumak için adını değiştirsek yeridir: serviye herkes balta sallayabilir, hâttâ namık kemâl, hâttâ abdülbâki gölpınarlı bile... ama bir 'cupressus sempervirens' karşısında, ihtimâl ki ceketimizin düğmelerini iliklemek ihtiyacı hissederiz. ne de olsa batılıdır!"
  • akdeniz servisi ya da sütun servi olarak da geçiyormuş. dilimize mezarlık ağacı olarak yerleşmesi biraz talihsiz olmuş doğrusu. muhteşem duruyor.
hesabın var mı? giriş yap