• - cok halsiz kaldiniz efendi frodo
    - bana sen diyebilirsin sam
    - cok halsen kaldiniz efendi frodo
    - allah belani versin sam
  • iş gereği sürekli telefonda konuştuğumuz bir hanımefendi ile:

    - sürekli konuşuyoruz da, kaç yaşındasınız siz keyfekeder hanım?
    - 27 yaşındayım, başak hanım. ben de soracaktım ama çekindim, siz kaç yaşındasınız?
    - 35. (yaşları birbirine yakın sanmaktan kaynaklanan uzun bir hmm.. süreci.) e artık atalım hanımı, sizi bizi, keyfekeder, ne dersin?
    - olur, başak.

    bilemedin şafak.
  • - pardon, dr. cemil siz misiniz?
    - hayır..
    - e peki sen kimsin?
    - bak sen!
  • ingilizce kullanan milletlerin yasamadığı sorun, herkese you , en güzeli
  • - ... adınız güler, değil mi?

    - ben daha sizinkini bilmiyorum.

    - öğreneceksiniz. bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. ama yapışıp kalıyor ona. onsuz olamıyor. (sustu. bir sigara yaktı.) bakın, şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: sigara içtiğimi. işte bir başkası: bütün bu "siz"ler, "iz"ler, "uz"lardan sıkılırım ben. yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana.
    ikinci konuşmamda "sen" diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam.
    ne dersin(iz)?

    - galiba sizi anlıyorum.

    - yanılıyorsun. "siz" anlamaz, "sen" anlanır. bazı kitaplarda "sizi seviyorum"u okuyunca gülerim.
    sanki "siz" sevilirmiş! "sen" sevilir, değil mi?

    - seni anlıyorum (kızardı.)

    (bkz: aylak adam)
  • 'siz' tamamen kalksa da rahatlasak dedirten durum.
  • hitap etmeden konusmaya neden olur bazi insanlarda. cok fena bir konusma seklidir.
  • sahsen 20li 30lu yaslardaki insanlara karsi hep dustugum ikilem. siz diyince cok ortada kaliyo, sen diyince de bazen cok laubali. ben de hitap etmeden konusmaya calisiyorum.
  • sevgilinin ailesiyle tanışıldığında tavan yapan problem.
hesabın var mı? giriş yap