sevda sokağı
-
klibide olan bir ibrahim sadri siiri.
ayriyetten: (bkz: sevda sokagi komedyasi)
ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
gecenin efkari iniyor perde perde
sevdanin hayali vuruyor arada bir icime
ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan
ali bakkalin hemen yaninda 17 numara
o kirgin hayatin tam ortasinda
hani duvarlarinda hala yazilar olan o sokakta
biri gurbetin ,biri ihanetin,
biride seni boyle sevmenin hikayesi
sevdanin cami bana bakiyor ben cama
ve bak sen su seren cama
pencere onunde menekseler ,hatmiler
bide gece sefasi ,bide haytaligi adamin
abi bide sevdanin hayali vuruyor arada icime
iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
arada bir arkadaşlar geliyor lafliyoruz ordan burdan
anlarsinya guzel abim
ic cebimde bir umut doguyor
bide nerden bulduysam resmi sevdanin
resimde sevda inadina guluyor
sevdam gayri resmi bilmekteyim
gelki benim abim birazda ustumuzde macera guzel duruyor
yani yakisiyor adama yakisikli bir sevda
hayat haybeye vurmuyor yuzumuze belasini
hayat sokagimizda bir kehribar tesbih gibi
dokuyor tanelerini takir takir yuzumuze
ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
agzimda fiyakali bir islik
zulamda agir yarasi sevdanin
ali bakkalin ciragi metin anliyor halinden insanin
metin nedir senin niyetin
kap bakalim abine bi taze ekmek biraz zeytin
bu aksam yine odamda efkar var
anlarsinya metin adamin halinden adam anlar -
adını değiştirmişler bu sokağın 14 şubat'ta. sevda sokağı gitmiş, valentina street gelmiş. zaten satılan çiçeklerin biri bin para.
sevda sokağı, şairlerin oturmasını beklersiniz değil mi? ama şimdi borsacılar oturuyor, brokerlar -ne zor kelime, sevmediğim brokoli geliyor aklıma-. sevda sokağında iki katlı bahçeli evleri yıktılar çoktan.
eski yangın yerleri yok sevda sokağında.
apartmanlar kalabalık, dipdibe hep.
ne sevda kaldı, ne bahçe. -
bir hakan taşıyan şarkısı..
-
çok sevdiğim ibrahim sadri şiiridir. 13-14 yaşlarındaydım çıktığında. annem severdi çok ibrahim sadri’yi. o zamanlar sadece genç bir şairdi. şimdi biraz siyasete bulaştı diyorlar.
neyse.
aman bir dokunurdu bana. dinler dinler ağlardım saatlerce. içimdeki bergen o zamanlar serpilmeye başlamıştı demek.
şimdilerde uraz kaygılaroğlu şiirini okusa ben de şarkı kısmını söylesem diye hayal ediyorum. hala çok fazla dinliyorum. -
şiirle olan iletişiminiz bu şaheser ile başlamışsa eğer her zaman için sizdeki yeri farklı olur. her cümlesinde kendinizi ararsınız ve bulursunuz da. tabi bu şiirin çoğu bünyede aynı etkiyi yaratması için olması gereken özellikler vardı. (bkz: ibrahim sadri) (bkz: tok ses)
-
zaman mekan gözetmeksizin moralin götüne pamuk tıkayan bir hakan taşıyan şarkısı.
-
hakan taşıyan nakarata öyle bir girer ki; rakı kadehi masadan kalkar, fondip olur ve masaya "şak !" efektiyle koyulur. gözler hafifçe nemlenir. tek başınıza değilseniz çaktırmadan giysinin koluna silinir.
-
şiirli albüm yapma zamanlarından geriye kalan en güzel şiir bu olsa gerek. çok denemeler yapıldı ama hiçbiri bunun kadar güzel olamadı.
-
"sevdam gayri resmi bilmekteyim" dizesi ile özetlenebilir.
-
ibrahim sadri denince aklıma gelen şiir. güzel gerçekten. dinlerken kafamı da sağa sola sallıyorum hafif hafif.
yaşlanıyor muyuz ne bilemedim, çevremde kimse dinlemiyor artık böyle eski ve nostaljik çalışmaları.
yakında sokak röportajlarında gençlere 'çıkar telefonunu, çıkar bahiiim' diyebilirim.
katılmak isteyenleri şuraya alalım.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap