• gramsci’ye göre sezarizm mücadele etmekte olan, çatışan güçlerin katastrofik bir denge halinde bulunduğu bir durumdur. tahripkar bir muhtevaya sahip olan mücadelelerin sürmesi durumunda yok olmaktan kaçınamayacakları için tarafların birbiriyle dengeye geldiği bir durumu dile getirir. iki farklı toplumsal gücün organik bir birlik kurmak için birbirlerini yok edercesine kavgaya tutuştukları ve hiçbirinin galip gelemediği durum sezarizmin zeminini teşkil eder.
    iki veya daha fazla toplumsal güç arasındaki siyasal karşıtlık üçüncü bir güç ortaya çıkıp diğerlerini geçici biçimde dengede tuttuğunda sezarist biçimde çözülür. sezarist çözümlere örnek olarak darbe ve ‘siyaset üstü’, tarafsız görünen liderler aracılığıyla tarafların uzlaştırılması verilebilir. sezarizm mücadele halindeki güçlerin çıkarlarının üstünde değildir ve pratikte birini veya diğerini destekler. sezarist biçimler ilerici (sezar, i. napoleon) veya gerici (iii. napoleon, bismarck) olabilir. sezarist çözüm kişisel diktatörlük biçimini alabilir fakat alması zorunlu değildir. modern toplumlarda gramsci’ye göre, sezar olmaksızın da var olabilir. siyasal bir krizin bonapartist türde askeri diktatörlükle sonuçlanmasından ziyade, parlamenter ittifaklarla çözülmesi daha fazla olasıdır. sezarizm hegemonik olmayan bir çözümdür.
  • marx 18 brumaire'inin 2. baskısı için yazdığı önsözde, yüzeysel tarihsel anoloji diyor sezarizm için. ''okul ödevi diliyle - sezarizm '' nitelemesiyle de bir nevi kavramı liselilikle itham ediyor.
  • ilerlemeci bir a gücü, gerilek bir b gücüne karşı savaştığı zaman, a'nın b'yi ya da b'nin a'yı yenememesi, ne a'nın ne de b'nin kazanması, karşılıklı olarak birbirlerinin kanını dökmeleri ve üçüncü bir c gücünün dışarıdan işe karışarak, a'dan da, b'den de geriye ne kalmışsa kendi egemenliği altına almasına denir. bir çeşit hakemliktir. ayrıca sezar'ın hakkı sezar'a denmesinin sebebi budur.
  • ileride bonapartizme, daha sonra faşizme evrilecek olan popülist hareketin erken dönem uygulamalarından biri. adını romalı komutan julius caesar'dan alır. roma cumhuriyetinin pön savaşlarından zaferle çıkmasına rağmen uzun süren çatışmalar italya yarımadasını mahvedince küçük toprak sahipleri zararlarını kapatmak için topraklarını büyük zengin ailelere satarlar. kısa sürede ülke topraklarının çoğu zengin küçük bir zümrenin elinde toplanır, topraksız kalan halk fakirleşerek çoğalır. ülkede istikrarsızlık doğar, fakir halk ile zengin elitler birbirlerine karşı bilenirler. bu çatışma ortamında sezar halkçı söylevlerle halkı arkasına çeker, soylular ve halk arasında köprü görevi görerek istikrar sağlar. çatışmalara dönmek istemeyen halk ve elitler sezarı diktatör ilan ederler. bu yetkileri alan sezar da babacan bir tavırla ülkeyi mafya babası gibi yönetmeye başlar. bu model pek çok modern diktatör tarafından da esinlenecektir.

    (bkz: bonapartizm)
    (bkz: faşizm)
hesabın var mı? giriş yap