• yönetmeni, oyuncusu ya da filmin çekiminde emeği geçen kimseyi tanımamış ve sinema biletini kendisi satınalmış birisi olarak söyleyebilirim ki kategorisinde son dönem türk sinemasının eli yüzü düzgün hatta güzel filmlerinden biridir.

    en çok eleştirilen nehir erdoğan'ın bile iyi bir oyunculuk çıkarmadığını söyleyebilmek ancak ön yargıyla açıklanabilir.

    tardu flordun evet bildiğimiz tardu flordun'dur.

    ilker kaleli'ye gelince izlediğim iki dizi ve bir sinema filminde çok başka hikayelere sahip karekterleri benzer ifadelerle götürüyor. ama yine de kötü demek haksızlık olur.

    serkan keskin ismi bilinen oyuncular içerisinde en gerçeği. en oynadığı karektere bürünebileni.

    yan rollerde ismi pek bilinmeyen ama çok kral oyunculuklar var. mesela aytaç uşun, cem özeren, esra bezen bilgin, hakan karsak, deniz gürzumar,

    filmin geneline tekrar dönecek olursam, film başından sonuna gerilimini hiç kaybetmiyor. tüm olan biteni kimselere görünmeden bir kenardan seyrediyormuş gibi.
  • günlerdir orda burda çılgınca abartıldığını gördüğüm, hakkında yazmak istediğim ancak bugün fırsat bulabildiğim film.
    hakkındaki bu inanılmaz yaygaranın başarılı bir pr çalışması olduğunu düşünüyorum. çünkü hakkında hiçbir şey duymamış olan beni bile ilk hafta sonunda salona götürmeyi başardı.

    --- spoiler ---

    öncelikle başarılı bir hikaye denemesi olduğunu söylemeliyim. yönetmen, etrafında olan biten şeyleri biraz amerikanvari bir hikayeyle, kolay izlenir bir film haline getirmeyi iyi becermiş. filmi bu anlamda gayet başarılı buldum. ancak filmin neden bu kadar abartıldığı konusunu hala anlamış değilim. farklı bir şeyler yapmak isteyen yönetmenleri takdir etmekle beraber, sanki dünyanın en iyi işini yapmışçasına hiçbir eksiğini söylememek bana bir acayip geliyor.

    öncelikle filmin çok major bir eksiği var, bunu oynayan oyunculardan tutun, iyi bir sinema gözü olup da bu filmi izleyen her seyirci görmüştür. film, ilginç bir hikaye yaratmak adına olaylara abanmış, ancak karakterlerini inanılmaz cılız ve boyutsuz bırakmış. ben izlerken oynayan oyunculara gerçekten üzüldüm, özellikle ilker kaleli'ye, adamın elinde sıfır malzeme var resmen. filmdeki karakterler o kadar sığ ki, benim izlerken ağzım açık kaldı. neden o tepkileri verdiğini anlamadığımız bir dolu karakter, bir kamyon dolusu replik atmalarına rağmen karakterlerin hissiyatları hakkında hiçbir fikir vermeyen bölümler... film farklı bir atmosfer yaratmak uğruna, ilgi çekici ama boyutsuz karakterler benim için ok demiş ki bu, filmi inanılmaz güçsüz ve sıradan kılıyor. filmde bazı oyuncular bazı karakterleri parlatmış evet.. tardu flordun, esra bezen bilgin ve aytaç uşun özellikle ellerinden geleni yapıp güzel performans sergilemişler, resmen yoktan var etmişler ancak diğer karakterler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. yönetmen resmen bazı karakterlere torpil geçmiş. izlerken bazı karakter ve bölümlerin çok özensizce yazıldığı ve üzerine çok düşünülmediği izlenimi aldım. bu nedenle de karakterler özelinde çizilmeye çalışılan detaylar da anlamsız ve bir parça komik olmuş. ok, eve giren martı, ilker kalelinin oynadığı karakterin martı dövmeleri, bize kırılganlık vs hatırlatıp ve hatta çehov'un martısına kadar götürüyor. ama cenk o kadar boyutsuz bir karakter ki bunlar yapıştırma detaylar olarak kalmış.
    bence üzerine biraz daha düşünülse çok kült ve farklı bir film olabilirmiş silsile, ancak bu haliyle vasat bir deneme olmaktan öteye gidemiyor. önemsediği ilk projesini çeken her yönetmen gibi ozan açıktan da sahneleri repliklere boğarak; her sözü, her durumu anlatma yoluna giderek bir şeyleri çözmeye çalışmış, ancak ortaya kimi sahnelerde özellikle korkunç manzaralar çıkmış. filmin sonuna doğru 3 karakter (cenk, ece, faruk) arasında geçen yüzleşme sahnesi izlediğim en becerilememiş sahnelerden biri olarak hafızamda yer etti. balya balya laf söylüyor herkes, ama müsamere tadında bir sahne.. filmin açık ara en kötü sahnesiydi. en güzel ve umut verici bölümse, filmin açılış sekansıydı, hiçbir sözün olmadığı ama buna rağmen bizim her şeyi anladığımız, filmin en güçlü sahnesiydi. artık sonrasındaki hayal kırıklığımı varın siz düşünün...
    --- spoiler ---
    biz her şeyi abartmayı çok seviyoruz, ortada umut verici bir şey olmakla beraber, birçok yeri sorunlu da bir film var. keşke biraz eleştirerek takdir etmeyi öğrensek...
  • tutan reklamların, tutmayan filmlerin yönetmeni ozan açıktan'ın istikrarının göstergesi bir film.
    izlerken gerilim tırmanıyor tırmanıyor tırmanıyor... bir ara aniden gaza basılmış ferrarinin yolcu koltuğunda oturur gibi yapıştım koltuğa.
    harika bir film ama tabi ki türk izleyicisinin epey üstünde bir film. 7/10
    tardu flordun'a da ayrı bi parantez açmak gerek. adam kariyerinde zirve yapmış. ona 9/10
  • bir türlü gidemediği, gidemedikçe delirdiğim film, neyse ki film festivali 14 nisan gösterimine yer bulup mutlu sona erdim.
    serkan keskin in yer aldığı her filmin izlenmesi elzem pek tabi yürekler de ağızda, bekle serkan keskin ben geliyorum. çok özledim, pek özledim hep özledim seni.

    bu arada film her şey bir yana sırf serkan keskin yer aldığı için muhteşemdir.
  • film olmus bence uzerimdeki gerilimlerin uzerine gerilim oldu. siddet pek yerinde ve abartisiz kullanilmis... nehir erdoganher daim takdir ettigim bir oyuncudur yine pek tatliydi. bir gecelik filmler hep hosuma gitmistir ve silsile de gayet basariliydi.tardu flordunzengin ama gizli kiro rolunu pek de yerinde yapmis bayildim resmen,
    --- spoiler---
    olmadi be faruk goturemedik memorial'a :))
    ---spoiler---
    veeeeeee cihan roluyle serkan keskin, karakoy'lu esnaf cihan, mazlumun yaninda cakal cihan,
    bakislar keskin, mimikler pek bir detayci, rol pek bir gercek ayrica da;
    yollar gidisine alem durusuna hayran serkaaaaaaagggnnnnnn...
    film sonrasi bir merhaba diyeydim iyiydi ama acelem vardi,
    tutaydim kolundan merhaba diyeydim diyemedim kader utansin
    ama yine de hastasiyiz.
    ozan bey film icin ver cihan rolu icin cok cok tesekkurler
  • tam adına layık bir film.

    aşk acısının bu tür olaylar silsilesine sebep olabileceği hiç aklıma gelmemişti. bence tüm olaylar tek bir geceye ve onca karaktere çok güzel bağlanmış ve işlenmiş.

    aslında tüm olayların nedeni kentsel dönüşümün karaköye ve orada yaşayan insanlara nelere mal olduğunu, kimlere yaradığını fonda çok etkili ve ince işlemiş bir film.

    tüm film boyunca biri ölecek mi diye gerilerek, iki de bir de "laan ne kadar kaldı filmin bitmesine" diye dakika sayarak izledim.

    hikayenin tek bir gecede geçiyor olması ve bu kadar karakterin öyküsünü birbirine bu kadar başarılı bağlamış olması da bu gerilimi yaratan etkenlerden.

    ilker kaleli amerikalardan yeni gelmiş olaya ve yaşananlara yabancı halleri olmuş ama karakterin hikayesi zayıf kalmış gibi ya da biz toptan cenk'e uyuz olduk. kayıp'taki performansından sonra biraz hafif geldi bünyeye. keşke karakterini daha çok döktürebileceği, seyrine doyamayacağımız sahneleri daha çok olsaymış.

    tek bir şey aklımda kaldı umarım o dövmeler film içindir, gerçekten ilker kaleli'ye ait değildir. nolarr allam nolaar.

    itiraf edeyim nehir erdoğan'dan pek haz eden bir insan değildim. ancak bu saç rengi ve kesimi kadını muhteşem yapmış ve son dizisinde bahsedilen performansı buymuş demek ki diyerek takdirimi kazanmıştır.

    tardu flordun filmi götüren insan olmuştur kanımca. bu adam bence hep kötü, zübbe, iç bitirici karakteri oynasın. herif çok güzel hayat veriyor o karakterlere.

    serkan keskin itirazım var filminde bütün övgülerimi almıştı zaten. bukalemun gibi oyuncu. hangi karakteri verirsen ver döktürüyor.

    esra bezen bilgin'i ilk kusursuzlar filminde gördüm. bu filmde de o filmde de kadının keskin bir duruşu var ve bu duruşu bedeni ve yüz hatları ile çok iyi yansıtıyor.

    filmin istediği etkiyi vermesine sebep olan en büyük etken ise karaköy'ün kendisi. dar sokakları ve gece atmosferi.

    filmde bu zamana kadar duyduğum en güzel aşk cümlesi mevcut:

    --- spoiler ---

    ben faruk ayrılınca onu tekrar görmek istemedim. ben seni hemen ardından yeniden görmek istedim. sen çıkınca ben de çıkmış oldum. seni ayrılınca seni hemen görmek istedim.
    --- spoiler ---

    ben aktarınca pek güzel olmadı ama bunun gibi bir şey idi.

    aytaç uşun ve karaköy bebelerini oynayan diğer tayfa ise canlandırmamışlar onlar olmuşlar.
  • senaryosu, görüntü yönetimi ve müzikler gayet süper, yönetim ve oyunculuk ortalama üstü, "daha ne istiyonuz lan!" ekolünden az kara, bol gerilim bir film. hakkında hemen hiç bir şey bilmeden ve minimal beklentiyle başladığımdan olsa gerek, ufak tefek aksayan yönlerine rağmen çok beğendiğim bir film oldu bu. ve elbette bitiş yazılarında hikaye ve senaryoda cem akaş'ın parmağı olduğunu görünce şaşkınlığım biraz olsun azaldı. var bir 15 yıldır yazdığı hiç bir şeyi okuma fırsatı bulamadığımdan olsa gerek, kaybolmuş yakın arkadaşımı bulmuş gibi sevindim cem akaş'tan bir hikaye izlemiş olmaya. özlemişim vesselam.
  • hiç de fena olmayan, sevdiğim bir filmdir. yukarıda da yazılmış olabilir belki, gişeye girdiği zamanki diğer filmler yüzünden belki çok tanınmadı film.
    oyunculuklar başarılıydı, hikaye başarılıydı. omuz kamerası tekniğiyle yapılan çekimler fena değildi (sahneler bir gece için oldukça aydınlık görünüyordu, yüksek iso değerlerinde çalışmış olsalar bile görüntüler grensiz sayılırdı, tabii red epic'in yüksek iso'da az grenli görüntü verme özelliği de olabilir).
    neticede iyi bir filmdi.
  • söylenilenin aksine gayet başarılı bulduğum film. uzun zamandır bir yerli yapımda bu kadar gerildiğimi hatırlamıyorum. oyunculuklar fena değildi. diyaloglar gayet gerçekçi olduğu için ara sıra vasatlaşan oyuculuk göze batmadı. serkan keskin her zamanki gibi mehmet aurelio tadında orta sahanın arkasında görevini layıkıyla yapmış. izlemeden önce tardu'ya ön yargılı yaklaşmıştım o da iyiydi. omuz kamerasından sokak arası çekimler gerilim hat safhadayken havaya girmenizi sağlıyor.

    senaryo öyle ahım şahım özgün uçuk kaçık bir şey değil ama bizim türk seyircisi illa itin götüne sokacak ya. amk haneke ortalama bir senaryo ile muhteşem funny games yapınca iyi, bizimkiler benzer bir tat yakalayınca auuu. "aaaa haneke mi orada dur abi" "haneke otuzbir çekse izlerim" lafları hava uçuşur. 2 dakika kaliteli tercih yapan adam rolünden çıkın. kötü filmler eleştirilmesin demiyorum ama film bir şeyleri yakalıyorsa hakkını vereceksin.

    özet olarak gerilim meraklısı biriyseniz, olaylar ardı arkası kesilmesin ne olacağını tahmin edemeyeyim, öyle çok süper hikayeye olmasına gerek yok diyorsanız film izlenir. kesinlikle vakit kaybı değil.
  • tek gecelik film.
hesabın var mı? giriş yap