• red alert oynarken ara verip v for vendetta'yı izleyen ve sonra tekrar oyuna dönen donnie darko'nun yönetmeninin ikinci filmi.
  • görüntü, konusma ve mesaj bombardimani. donnie darko sonrasi beklenti ile gidilmis ve fakat tecavüze ugramis gibi cikilmis filmdir. richard kelly'nin kendine has bir tarz yakalamaya ve bunu insanin gözüne gözüne sokmaya calistigi belli ama benim için gelisigüzel olmaktan, laf kalabaligi yapmaktan öteye gidememistir bu tarz.
  • içinde akıllara zarar bir amerikan milli marşı yorumu bulunduran filmdir. donnie darko'da olduğu gibi bu filmin de müzikleri pek güzeldir. bakınız moby.
    içeriği konusunda ise henüz kafamı toparlayabilmiş değilim, ama seyirciye zaman zaman sıkıcı bile gelseler yönetmenlerin alabildiğine özgür olması gerektiğini düşünüyorum. adam dolmuş baya. benzer eleştiriler donnie darko da vardı, ancak daha dar bir kurgu içerisinde olunca film daha derli toplu görünüyordu. burada ise kelly direkt hedefe odaklanmış ve içinde ne varsa, neredeyse kusmuş. yani çok afedersiniz götünde bağırsağında bir damla bok kalmamıştır. filmde verilen bütün mesajları, yapılan bütün göndermeleri akroştişleri, sarkastikleri bir oturuşta görmenin, anlamanın ve hazmetmenin çok mümkün olduğunu düşünmüyorum. bir bilenin kontrolünde kontrollü bir şekilde izlemek gerekebilir.
  • öyle böyle olmayan bir richard kelly filmi.

    sözcüklerle anlatmanın zor olduğu ender filmlerden birisi bu. öyle müthiş uyumla bir araya gelen parçalar (pieces yani songs değil) var ki bir ara all these things that i ve done'ı söylemeye kalkan castin timbırleyk bile yerine oturmuş pilot abilene olarak.

    kelly yine fourth dimension'a takmış kafayı. bu sefer donnie darko gibi kişisel bir 4th d yolculuğu değil bu, topyekün çıkılıyor bu geziye ve sonuç şüphesiz ki kaos ve karmaşa oluyor finalde görüldüğü gibi. seneler önce ilk matrix buna benzer bir etki yapmıştı, defalarca sinemaya gidip karanlık salonda derleyip toplamıştım kafamı morpheus'un söylediklerini dinlerken. benzer bir deneyimi de bu film yaşattı önemli bir noktayı fark ettirerek; günümüzde bir şeyler öylesine hızlanmış durumda ki 10 sene öncesiyle bile kıyaslayamaz duruma gelmiş neredeyse. bu filmin içerdiği aşırı data yüklemesi o açıdan tam zamanına uygun.

    bu filmi seyretmeye niyetlenenlere söylenecek tek birşey var: olağanüstü bir deneyim var önünüzde. hazırsanız başlayın yoksa bilin ki nefret edeceksiniz. bu film emek istiyor, zaman geçirme aracı olarak kullanılmaya razı olmayacaktır, emin olabilirsiniz. bu arada tam zamanında gelen wave of mutilation veya blackout gibi güzelliklere de dikkat edin.

    wave of mutilation demişken, kelly filmin ana fikrini bu parçadan almış gibi görünüyor (zaten bölümlerden birinin adı bu), artık uğraşmayı bırakmış yaşadığı ülkenin son hız gittiği uçurum ile. ben kafama göre takılırım, bilin ki sizinle aynı yolda değilim diyor ve böyle düşünenlere hitap ediyor filmi de:

    cease to resist, giving my goodbye
    drive my car into the ocean
    you'll think i'm dead, but i sail away
    on a wave of mutilation
    a wave
    wave...
  • sıkıcı ve siktiriboktan bir film.
  • the rock'ın boktan oyunculuğu dışında güzel olan film. genelde adettendir, bi filmi anlamayınca ay ne sıkıcı ne kötü film diye bok atarız hemen, o yüzden sinemada değil evde seyretmektde yarar var, en azından anlamadıgınız kısımları durdurup tekrar izleyebilirsiniz. filmin en güzel yeri ise bence müzikleriydi, moby yine soundtrack'ta harikalar yaratmış. sonuç olarak boyutlar, kuantum fiziği vs. gibi şeyler ilginizi çekiyosa izleyin yoksa izlemeyin beğenmeme ihtimaliniz yüksek.
  • degisik film.

    izlerken efektli, modern karelerle bezenmis bir lynch flmi izliyormusum gibi geldi. tamam, calisilmis bir senaryo var onumuzde ama bu kadar karmasik kurgu bunyeyi yoruyor haliyle. anlatilmak istenileni acik anlatmak mi yoksa anlatilmak istenileni anlamasi icin insanlardan da efor beklemek mi ikilemindeyim artik son donem filmler hakkinda. bazisi gercekten cozmeye basladiginizda ciddi bir degere biniyor, bu film de oyle olacak mi bakalim, bilmemkac kere daha izlemek lazim. o kadar zaman ve azim var mi orasi tartisilir.
  • bir richard kelly saçmalığı!
    salondan hatırı sayılır derecede seyirci kaçıracağından eminim.
    türler çorbası, marjinallik salatası, garabet bir film.
    bu film üzerinden de müthiş çıkarımlar yapıp "aslında..." ile başlayan cümleler kuranlar olacaktır muhakkak.
    tüm anlam katmanları bibirinden bağımsız, kaynaşmamış, ömer üründül tabiriyle 'bloklararası bağlantısı olmayan', tasasız bir film.
    kitsch'liği rendeleyip kültlüğe dilim dilim yaklaştırılmayı felan da hak etmiyor bu film. cannes da yuhalayanlar haksız değillermiş.
  • su zamana kadar -matrix 1den sonra- hollywood dan cikan distopya/utopya orientli filmlerin en iyisi. matrix 1e oranla daha edebi (ve dogal olarak daha verbose) ve estetik olarak aksiyon degil teatral agirlik var. o yuzden sabir istiyor biraz.
  • sarah michelle gellar ın bir porn-star ı canlandırdığı , en basit tabirle kötü film.ya da bizim ( türkiye den pek çok insan ve cannes daki seyirciler) anlamayıp sözlükteki bir avuç $anslı insanın( yoksa dahi mi demeliyim) anlayabildiği ba$yapıt. halihazırda smg bu filme dayanmamı sağladı ancak ba$kalarına tavsiye ederken onbe$ dakika dü$üneceğim bir film.
hesabın var mı? giriş yap