• can yücel'in çevirisiyle the great gatsby'yi okurken 158 sayfanın her bir sayfasını anlayabilmek için dünyadan kendimi soyutlamıştım ve kitap bittiğinde ben de bitmiştim ancak yine de bu eserden pek bir şey anlayamadım.
  • ahmet hamdi tanpınar'ın huzur'udur. huzursuzluğun bu kadar başarılı bir biçimde yansıtılmasını belki de yirmi yaşımda hazmedemediğimden oldukça yormuştu beni. ikinci defa okumadım hala. bence biraz daha zamanı var. şunun gibi bir şey

    yani ne mi diyorum, çok kurak tarla,
    çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşları. (bkz: behçet necatigil)
  • master and margarita. hakikaten kitabın ilk bölümünde böyle bir roman neden yazılır, anlamak zor. ikinci bölümdeyim, yine anlayamadım. tam böyle bitirirken filan anlamayı ümit ediyorum. bakalım. galiba sovyetler birliğindeki sosyal düzen eleştiriliyor. yani orasından tutunca hakikaten biraz mantıklı ama şimdi onun için de sanki reeli tarif eden/somut bişiler sunmak lazım. yani biz öyle alıştık bazı okurlar olarak ama uçan uçana kaçan kaçana mübarek metinde. resmen algılarımla ve yargılarımla oynadı. ama işte bu kadarına bravo demek lazım gelir.
  • the sound and the fury. vikipedya'dan, sparknotes'tan özetini okudum, o şekilde anladım. guide'sız olmuyor cidden ama müthiş sağlam roman.
  • ulysses. çünki basitçe tarif etmek gerekirse, onu okumak göt ister.
  • platon'dan parmenides... aslında bu kitabı tek seferde üç dört defa okumuşluğum vardır, zira bir paragrafı tek bir seferde okuyup anlamak kolay değil.

    o değil, şimdi entry'i girerken kitaptan alıntılara baktım da, -kitabı okuyalı neredeyse yirmi yıl olmuş- aslında kuantum fiziğinin temel sorunlarını tartışmışlar, bir üzerine konuşurken.

    vay be diyoruz sayın seyirciler.
  • (bkz: halka dünya)
  • zen ve motosiklet bakım sanatı..
    aslında okumaktan keyif aldığımı düşündüğüm ama nedense çok zor okuduğum kitap. işin kötü tarafı unuttum bile ne anlattığını.
  • varlık ve zaman. bunu okurken de balataları yakacağımı anladım ve geri vitese taktım.
  • (bkz: ilyada)
    ebem skildi yeminle. lan arkadaş, yunanla truvalı birbirine kılıç çekiyor. yunan diyor ki, sen benim karşıma çıkacak adam mısın? truvalı bir başlıyor 20 sayfa soyunu sopunu anlatmaya...
    yunan, tamam hadi vuruşak gardaş diyor. yoook. truvalı ibne soruyor bu sefer, peki sen kimsin?..
    al sana bi 20 sayfa daha.

    allahsız putperestler...
hesabın var mı? giriş yap