süt

• üretiminin ardında ne trajediler yaşandığını düşünmek insanı kahrediyor. http://goo.gl/87yvb
• inek dediğin gunde 2 kere süt verir ineklerin bağlandıkları makina süt sağma makinası. bi inek en fazla gunde 2 kere bi sabah bi aksam olmak üzere sağlır kassalar ilaçla filan 3 4 olsun butun o şekilde duran inek ne ilaç verilirse verilsin verimli süt veremez zaten...
• üretiminde ineklerin ömür boyu metal bir çember içinde yaşadıkları zannedilen muhteşem içecek. iki tane fotoğrafla ineklerin ne kadar acı içinde sağıldıklarını ispatlanmaya çalışılmış ciddi ciddi.
• beyazdır.
  sütler sağılmazsa inekler çok büyük acı çekermiş. ver yavrusunu bak neler oluyor. ineklerin sütü insanlar için yaptığını sanmak da başka bir kafanın eseriymiş.
• sadece günlük ve taze versiyonu içilebilen. onun dışında hepsinden koku geliyor arkadaş. içilmiyor.
  bir de tüketiciyi vegan olmaya zorlayan dramatik bilgilendirmeler de çok yapay kalıyor. arkadaş, hergün onlarca insan katlediliyor her ülkede hemde. ama işte "inek sağılırken küçük bir hareket alanı sunuluyor, süt içmeyin, et yemeyin, vegan olun..." çok ciddi değil. varsa hayvanların haklarını ararız, sorgularız kendimizi. ama vegan olma amacı gütmeden. sütü seviyorum arkadaş, içmeyeyim mi? kebap seviyorum. yemeyeyim mi?
• bir bardak süt (200 gr) 9 gr karbonhidrat, 6 gr protein, 6 gr yağ içerir. 1 değişim süte denk gelmektedir. yağlı, yağsız, yarım yağlı filan olunca değişir bu değerler.
• suni dollenme ile gebe birakilan inekler dogum yaptiktan kisa sure sonra yavrulari ineklerden alinir.
  
  yavrulardan ozellikle erkek olanlar sut danasi olmasi icin kucucuk alanlara kapatilir ve etlerinin yumusak ve pembe olmasi icin ozel bir beslenme programi uygulanir. tutuldugu daracik alanda diskiladigi ve isedigi icin dana ayni yere yatsa da tonla mikrop kapar. altindaki izgaralar diskinin gitmesi icin gostermeliktir cunku. dana biraz buyuyunce isedigi yerde ayakta durmakta zorlanir cunku ayagi kayar. ayakta kalmak icin anatomisi alt ust olur. asiri bacak agrilari ceker ve turlu hastaliklar kapar.
  
  bu arada inek sagilmaya devam eder. bu somuru inek artik "verimsiz" hale gelinceye kadar surer. sutunu ictiginiz pek cok markanin inekleri gunes isigi dahi gormez. ve siz zannedersiniz ki inekler otlaklarda ozgurce dolasiyor ve insanliga seve seve sut dagitiyor.
  
  tum bunlari ise gormezsiniz. bu yuzden sut icersiniz, yogurt yersiniz, peynir alti suyu olan urunleri tuketirsiniz, sut tozu kullanirsiniz, kaymaklarla agzinizi tatlandirirsiniz. cunku bircogunuz gormek istemez, bilmek istemez. "ben seyredersem bir daha et yiyemem, kapatir misin su belgeseli?" dersiniz.
  
  duzeltme: imla
• hayvandaki aşırı süt, yetiştiricinin süt odaklı besinler vermesi ve hayvanın doğasına ters bir şekilde ufacık alanlara kapatılıp enerjisini harcamamasından kaynaklanır. sütü sağılmazsa ve hazır yem değil, kendi doğasında olduğu gibi kilometrelerce yürüyerek beslenirse sadece yavrusuna yetecek kadar sütü üretir.
  
  inekler de doğadaki tüm hayvanlar gibi insan yardımı olmadan hayatlarını ve nesillerini, devam ettirebilecek durumdadırlar.
• şu başlık altında yazılanlara bakıyorum da yuh oğlu yuh demekten kendimi alamıyorum. neymiş efendim ineklere buzağıları verilirse fazla sütten ölürlermiş. biraz bilgi demez mi bir de haspam! doğada annesini emdiği için ölüyor yani bu buzağılar? ulan hadi saçmalarsın da bu kadar olmazsın be.
  
  inekler o makinalarda en fazla 5 dk kalırlarmış. 5 dk'yı kıçından uydurdun, hadi biz de inandık. ya sonrasında ne oluyor? o inekler yeşil meralara mı salınıyor sanıyorsun?
  
  diğer bir iddia da inekler sağılmazsa acı çekiyor masalı. ulan gerizekalı. o ineklerin memesi doğada kendi haline bırakıldığında öyle dolmuyor. bana ukalalık taslayacağına azıcık kafanı çalıştırsan, bir canlının insan müdahelesi olmadan da yaşayabildiğini akledebilirsin.
  
  son ve en ama en gerzek yaklaşım ise, sütü seviyorum içmeyim mi? o kadar insan ölürken bık bık bık. bu söyleme cevap bile vermek kendime hakaret ama. hadi yapayım bir güzellik. ben insan eti seviyorum, yemeyim mi? bir gece ansızın gelip o ot kafanı gövdenden ayırırsam yemek için, bunu söylerim mahkemede. ne dersin, kurtulma şansım ne? bir şeyi seviyor olmak, her türlü işkenceyi yapmak için sebep midir?
  
  böyle aptal saptal söylemleri geliştirmek için ancak süt içmek lazım demek ki.
• hiç bir bok bilmeden doğada her şey mükemmel ayağı yapmamız gerektiğini bize öğütleyen bazı suserlerin her boku bildiklerini sandıkları halde doğal seçilim süreci gibi temel bir konudan bihaber olmaları cehaletlerine yeterince gösterge iken biz yine de amme hizmeti yapmak adına devam edelim. bir görüş:
  
  "many people who drink cow's milk and eat cheese made from the milk of cows are not familiar with the bacterial infection called mastitis. they should be. that's because mastitis infects more than half of all dairy cows in the u.s., affecting the quality of cow's milk sold to the consuming public for use in products like cheese, yogurt, whey and butter.
  
  dairy cows are not living the idyllic life most people imagine. contrary to the grassy plains which they are seen roaming on in commercials, dairy cows are crammed into confined animal feeding operations (cafos) or factory farms that provide little room for movement, greater chance of acquiring infections, and inhumane living conditions.
  
  today's dairy cows produce 100 pounds of milk a day, 10 times more than they would produce naturally for their own calves. (incidentally, none of which is fed to their calves.) the industrialized process of generating cow's milk for human consumption takes a toll on dairy cows, triggering a number of severe health problems. milk fever occurs when a cow's calcium reserves are depleted from making too much milk, causing her bones to become brittle and weak. laminitis, instigated by being fed too many carbohydrates, results in impaired circulation and often contributes to lameness. one of the most common ailments among dairy cows is mastitis, an extremely painful and potentially fatal infection which causes an increase in white blood cells in their udders or mammary glands. as a result, cow's milk infected with mastitis will often contain flakes, clots, and pus. yes, i said pus!
  
  the white blood cell count, or what is commonly known in the dairy industry as the somatic cell count, is an indicator of the quality of cow's milk. the greater the likelihood of an infection, the greater the somatic cell count (scc). the general consensus is that cow's milk that is not infected with mastitis has a scc of less than 100,000 ml; however, the united states department of agriculture (usda) says that grade a cow's milk is acceptable as long as the scc doesn't go beyond 750,000 ml! it's possible that if the usda were to raise its standards, the dairy industry might not have any suitable cow's milk to sell. in fact, mastitis has become such a common and costly problem for the dairy industry that a group called the national mastitis council was formed to help squelch the 1.7 to 2 billion dollars the industry loses to it every year. to be sure, it is a problem the dairy industry has brought upon itself, and, sadly, upon the billions of cows whom it callously treats as mere machines.
  
  the dairy industry utilizes many methods to increase the rate at which dairy cows produce milk. for one, dairy cows are artificially impregnated every year in order to generate milk on a non-stop basis until they can no longer do so, at which point they are sent off to be slaughtered for meat. the calves born to dairy cows are abruptly taken away from their mothers at birth; female calves are doomed to repeat the misery of their mothers, while male calves are instantly shipped off to the veal industry, weak and sticky from having just come out of the womb. (separation is immediate so that mother and calf don't become attached to each other, and so not a drop of cow's milk is "wasted" on her calf!) and if being raped and torn away from their babies every year isn't bad enough, dairy cows are also injected with growth hormones so as to speed up the milk-producing process even further, causing more stress and sickness.
  
  furthermore, cows would not be able to supply the amount of milk the industry demands on their natural diet of grass and herbage. the industry's answer to this is to turn these biological herbivores into carnivores - even cannibals - by feeding them cheaper, by-product feedstuffs containing soy, corn, feathers, hair, hooves, blood, bone meal, road kill, manure, plastics, pesticides, fertilizers, antibiotics, garbage and the flesh and blood of other animals, even that of their own species.
  
  the exorbitant amount of milk dairy cows are made to store beyond their natural capacity coupled with 10 months or more of incessant machine milking every year contributes greatly to mastitis. rather than reduce the quantity of milk cows produce, factory farmers, instead, have opted to administer dairy cows with huge quantities of medication and antibiotics so not to slow down production. in fact, about 80 percent of all antibiotics in the u.s. are now used to treat "food" animals.
  
  so, once again, there is a choice to be made. we can continue to drink the kool-aid - i mean the cow's milk - stealing it away from the mouths of calves, all while continuously sickening ourselves, the planet and the innocent animals who are manipulated by a cruel and greedy industry. or, we can choose healthier, humane, non-dairy alternatives which are widely available and evolving all the time. seems like a no-brainer to me."