• anlayamadigim eylem. bir insan niye bir takimi her turlu destekler? galatasaraylisin diyelim. nesini seviyorsun bu takimin, oyuncularini mi? birkac senelik periyotlarda sayisiz oyuncu takima girip cikiyor zaten. en sevdigin futbolcu ertesi gun gidip fener`de oynuyor mesela. para meselesi. onlarin kazanmayi arzulamak icin gerekceleri para kazanmak. bu anlasilir bir sey. ama sana ne oluyor? senin kazancin ne? yoksa renkler mi olay, sari ve kirmiziyi cok mu seviyorsun? ayni renge sahip baska takimlar da var. o zaman onlari da desteklemen gerekir? veya soyle dusunelim; fenerbahce` ye sari kirmizi forma giydirsek kimi desteklersin? bunlar hep kafamdaki deli sorular. bir insanin para giris cikisi uzerine kurulu sirketvari bir olusumun taraftari olmasi sacma geliyor. ancak klupte hissen varsa, yoneticiysen veya kurucu baskan buyuk deden falansa mantikli olur bu. ya da bir aile ferdin o takimi tuttuysa ve artik yaninda degilse, onun anilarini yasatmak gibi bir anlami olabilir. fakat yine de yapilan seyin genel olarak-toplum bazinda sacma oldugu gercegi degismiyor.
  • "hangi takımı tutuyorsun" diye sorduklarında birden afallıyorum. "bilmem ki, sürekli değişiyor" diye cevap verince de bana soruyu soran bir hoş oluyor.

    mesela bugünlerde sûz-i dil takımla meşgulüm. tanburi ali efendi'nin hani. bir müddet sonra bolâhenk nuri bey'in nihavend takımı'nı tutmayı düşünüyorum. zekai dede'nin hicazkâr takımı cepte zaten. sonra sırada uşşak takım var. e bunca gamı kederi olsa olsa bir gerdaniye köçekçe takım dağıtır.

    takım tutmak bence asıl böyle zevkli oluyor.
  • takım tutmak mikro milliyetçiliktir: milli maçtaki bir galibiyet rakip ülkeyi fethettirir, almanlar panzerdir, fenerbahçe cumhuriyetinin başkenti kadıköy'dür, beşiktaşlı olunmaz doğulur, galatasaray avrupa fatihidir...

    insanın kendisini bir şeyle bağdaştırma isteğini modern zamanlarda karşılamak için geliştirilmiştir, hatta o derece kendisini o takımla var etmiştir ki, birilerini öldürebilir hatta kendisini bile öldürebilir:
    (bkz: river plate'in küme düşmesi)
    (not: bir sürü örnek var, en güncel olanını yazdım.)

    takım tutanların çoğu başka uğraşları olmadığından takım tutar yani öyle kutsal bir bağ yoktur, sevgilisi olmadığı için, yapacak bir uğraşı olmadığı için fanatik olan çok insan tanıyorum.

    bugünkü olaylarda* polisi savunuyor değilim ama kendi hakları için polisten gaz yemeyen adamlar, hapse atılmış 5-6 kişi için(haklı bile olsalar) gaz yerse, "niçin" sorusuna "takım tutuyorum sen anlamazsın" derse, takım tutmasını kutsal bir olay gibi anlatırsa sinirlenirim arkadaş.

    futbol dediğin şey amatör ruhla oynanan bir spor değil, bana oyuncunun alın terinden bahsetmesin kimse, senin protesto ettiğin şey başkalarının ekonomik kazançlarına indirilen darbedir, hem de bu kazancı senin üzerinden yaparken. sonra ne mi olur, gidersin bunu protesto için bir şeyleri boykot edersin, lig tv'ni iptal edersin. komplo teorileri üretirsin, iddiaların gerçek bile olsa bu seni o takımın mikro milliyetçisi yapmayı engellemez.

    fenerbahçe suyu içersin, galatasaray sigarası alırsın, trabzonspor telefon operatörüyle konuşursun. olay çıkar karşı taraftarla kavga edersin, bıçaklanırsın ama başkaları bir şekilde seni temsil ettiğini söyleyip parasını kazanır. takım tutmak işte sana bunları yaptırır.
  • türkiye de gese,febe,bejeke gibi üç varsıl(zengin) istanbul takımından birini tutmak sanki zorunluluk ve gereklilik gibi sunulduğuna ve toplumun büyük çoğunluğuna uygulatıldığına göre , büyük bölümü yoksulluk sınırının altında ezilen türk ulusunun sosyolojik analizi nasıl bir sonuç verir acaba?
  • jerry seinfeld şöyle anlatıyor:

    "bir kişinin bir spor takımına bağlılığını anlamak zor, çünkü oyuncular sürekli değişiyor, takım başka bir şehre taşınabiliyor [y.n.: abd'de takımlar bir şehirden bir diğerine taşınabiliyor. mesela charlotte hornets bi süre sonra new orleans hornets olabiliyor]. işin derinine inerseniz, aslında formaları destekliyorsunuz. sizin formalarınızın başka bir şehrin formalarını yenmesi için tezahürat yapıyorsunuz. taraftarlar bir oyuncuyu çok sevebilir, ama başka bir takıma giderse onu yuhalarlar. aynı kişi, sadece forması değişik. artık ondan nefret ederler. yuuh! farklı forma! yuuh!"
  • bir arkadaşın evindeyiz, ortam rahat, biralar falan var, arkadaşın babası geldi, onla da birer bira içildi, muhabbet futbola geldi:

    -peki x amca, yenge hangi takımı tutuyo?
    -o benim takımlarımı tutuyo
  • neden takım tuttuğunu, neden o takımı tuttuğunu, neden böyle salakça bir şeye gönül verdiğini aslında hiç bilmeyen kişinin yaptığı eylem. evet dangalak dayıların, baban, amcan ve mahallendeki abilerin olmasaydı bu boş işe hiç gönül koymayacaktın geleceğin dangalağı. dertleri sadece para kazanmak olan ve seni sikine takmayan orospu çocuklarını desteklemeye, bunun için arkadaşlarınla ve akrabalarınla kavga etmeye devam et tamam mı koçum.
  • iyi ki yapmıyorum bu işi.

    ben futbolu göz zevki için izleyen adamım. dünya kupası çeyrek finalleri ve sonrasını izlerim. şampiyonlar ligi de keza öyle.

    drogba adını çok duyuyordum, galatasaray'a ilk geldiğinde "bi göreyim bakalım kimmiş bu drogba" deyip onun da ilk birkaç maçını izledim. güzeldi.

    birkaç defa da beşiktaş maçına gitmişliğim var, çünkü taraftar tribünde çok eğleniyor, aralarına katılıp eğlenmek çok zevkli.

    ama takım tutanlar takımlarını göz zevki için izlemiyor. benim takımım senin takımından daha güzel futbol oynuyor diye izlemiyor.

    "benim takımım senin takımından daha iyi bir şirket ve benim takımımın yöneticileri senin şirketinden daha iyi yönetip daha çok para kazanıyor. takımımın sportif başarıları olmasa da yöneticiler iyi para kazandırıyo." mesela: (bkz: # 54422644)

    bunu savunacağıma gider banka tutarım. mesela kuveyt türk'ün gelen döviz transfer ücretini kaldırma hamlesi çok iyiydi. öte yandan finansbank'ın enpara hizmetiyle internet kullanıcılarını hedefleyip özel indirimler yapması çok başarılı bir hamle oldu. yıl sonu bilançoları açıklandığında hangini tutacağıma karar veririm.
  • en futbolla ilgilenmiyor görünen erkeğin içinde bile var bir şeyler, eminim artık.

    oğlana florür içermeyen diş macunu arıyoruz, internette seçenek çok ama marketlerde sadece banat çocuk var florür içermeyen. neyse, gittik efenim markete. aradığımız markanın çocuk diş macunu ambalajlarını üç büyük takımın renkleriyle bezemişler. benim gerçekten en küçük bir işim yok futbolla takımla filan. en yakınımda fenerbahçeli olanı vardı aldım, sepete attım. benim bey gizli fanatik çıktı ya la! görür görmez atladı atmaca gibi; "allah allah, ala ala onu mu aldın, beşiktaşlı var orada görmüyor musun" diye hışımla çıkardı sepetten sarı lacivert olanı. hayatında maç izlemez, izleyene mani olur oysa ki...
hesabın var mı? giriş yap