• en mukemmel orneklerini * san sebastian'da bulabilirsiniz.
  • filmden çıktıktan sonra günlük konuşma dilinden ispanyolca kelimeler öğrenmiş oldugunuzu görüp sevinebilirsiniz. her filmde oldugu gibi bu filmde de büyük beklentilerle gitmediğiniz sürece farklı bi tat bulabilir, eğlenceli, hüzünlü, romantik anları peşpeşe yaşayabilirsiniz. yaşlı bir çşiftin hüznüne, orta yaşlı ve genç çiftin tutkulu aşkına, iki genç arkadaşın ateşli hayallerine günlük hayatta da rastlıyoruz evet, ama aynı mahallede, bibiriyle fazlasıyla birarada olunca güzel bi film konusu oluşturmuş aslında. bu yazın sıcağında kordonda bi bira içmek kadar iyi geldi bana, birayı da yarın gider içerim artık.
  • tarihi çok eski bir yemek değildir. yemeğin üzerine sinek düşmesin diye tabağın üzerine kapak icat etmişler. sonra biri çıkıp servis edilirken hoş dursun düşüncesiyle tabağın üzerine zeytin koymuş..bir zaman sonra bir başkası gelip peynir eklemiş.. derken bugünki çeşitliliğine ulaşmış..
  • (bkz: morcilla)
  • kalabalık bir grup halinde sohbet edebilmek amacıyla gidilmesi mantıklı olan ama servis konusunda biraz daha hızlı davranmaları gerektiğini düşündüğüm cafe-bar. masada dağlar gibi birikmiş boş tabaklarla oturmak pek keyifli olmuyor haliyle
  • türlü türlü mezelerden zevkle yiyebilecek onca insan varken benim gibi patates manyaklarının bravas'a odaklanıp kendilerini kaybedebileceği mezeler manzumesi. barsleona'da dört gün bravas bira ile hayat buldum desem yeridir efendim. hele tapa tapa diye bir zincir vardı, offf...
  • tapa, küçük tabaklar içinde sunulan bir çeşit meze anlamına geliyor. geçmiş yıllarda ispanya'da şarap mahzenleri esnafa ve mahalleliye şarap mahzenlerinden kadehle şarap satarlarmış. şarabı servis yaparken tozdan, çöpten, sinekten korumak için kadehin üzerini bir tabakla kapatırlar, tabağın içi de boş olmasın diye şarapla birlikte iyi giden bir yiyecek koyarlarmış. tapa bu tabağın adıymış. (bizdeki tıpa sözcüğünü andırıyor) ispanyolca 'tapar' fiilinden türetilmiş. giderek barlarda küçük tabaklarda ikram edilen yiyeceklere de tapa denmeye başlanmış. ispanya'da iş çıkışı bir tapas bara gidip, tapa yemek ve aperetif içmek alışkanlıktır : vamos a tapear!
  • kimi zaman pinchos da denilen tapas, 19. yüzyılda sherry'nin yanında yenmek üzere (bkz: andalucia)'da ortaya çıkmış mezelerdir. bu geleneğin adının, yiyeceklerin üzerine sinek konmasını engellemek amacıyla kapatılan kapaktan, yani tapa'dan geldiği söylenir. daha sonra, bu kapaklardan sunulan biraz ekmek ve beyaz peynir ya da zeytin, içkilere de eşlik etmeye başlamıştır. bir zamanlar içkilerin yanında ücretsiz verilen tapa'lar, artık lezzetli ve ücretli hafif yemek halini almıştır. yalnız granada çevresinde içkinin yanında hala ücretsiz verilir. genellikle her bar, özel bir spesiyaliteyle ünlüdür; bir tanesi ev yapımı croqueta'larıyla tanınırken, bir diğeri de çevrenin en güzel albóndiga'larını yapabilir. tapas'a hala bir bardak soğuk sherry ya da una caña eşlik eder.
  • pincho ve tapa farklı şeylerdir.

    pincho küçük olan ve üzerinde kürdan olanlardır, bizim türkçe'de kanepe dediğimiz türden. tapa ise biraz daha büyüktür ve genelde bir tapa istediğinizde bayağı büyük birşey gelir, küçük porsiyon bir yemek büyüklüğündedir. kabaca bir tarif vermek gerekirse, yaklaşık 3 tost ekmeği büyüklüğünde ekmeğin üzerine birşeyler konmuş halidir.

    peşinen not: pincho tapa'nın bir türüdür diye düşünenler olabilie, ben de ilk zamanlar pincho tapa'nın bir türüdür diye düşünürken ispanyollar bana ısrarla hayır ikisi farklı şeylerdir demişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap