• martin scorsese'nin açıklamasına göre, filmin ilk yarısı van morrison'ın efsanevi albümü astral weeks ile ilgilidir. scorsese, "astral weeks"in filmini çekmiştir taxi driver ile.
  • amerikan sinemasının en iyi örneklerinden olan ve robert de niro'nun oyunculuğunun mükemmelliğini gösteren bir filmdir.
    ayrıca; sondaki cinnet bölümünün "stuff kind this" ve "i'd kill you mothafucka i'd kill you" replikleri pantera'nın poison idea cover'ı olan "the badge" şarkısının başına ve sonuna konulmuştur.buradan pantera elemanlarının da sinemadan anladığını anlıyoruz ki kanımca taxi driver tam phil anselmoluk bir filmdir.
  • fonda bernard herrmanın enfes müziği calarken new york sokaklarının dumanları arasından bir taksi cıkar,sonra taksi şöförünün etrafa öfkeyle bakan gözleri görünür...film böyle baslar ve ana teması büyük sehre duyulan öfkedir...bir de insanın buyuk sehirdeki derin ve yıkıcı yalnızlıgı...travis(robert de niro) sehrin hep bir yagmur yagarak temizlenmesini diler ama daha sonra bu yagmurun kendisi oldugunu farkeder...ve tek amacının bu olduguna inanmaya baslar..kadınlar ise onun sözünü dinlemez veya onu anlamaz...travis sonunda öfkesini kabullenir..hem hippilerden nefret eden hemde onlara ozenen bu adam yürüyen bir çelişkidir...
    film new yorku bir nesne olarak cok guzel betimlemiştir..
    filmde martin scorssesi ve robert de niro yu aynı taksi içerisinde görünce kalp atıs ritminiz engellenmeyecek derecede artabilir...travisin kimse ile konusmaması sonucu ayna karsısına gecip are u talking me? demesi robert de niroyu robert de niro yapan sahnelerdendir...martin scorssesiyi bir idol olarak görmek yanlıs birsey değil sanırsam..
  • yonetmeni martin scorsese'nin, ozellikle final sahnesindeki kan goruntuleri yuzunden gelen sansur tehditleri ve elestirilere karsilik, kanin rengini pembe yaptigi basyapittir. ilgili, ek bilgi: ronald regana suikast girisiminde bulunan, jodie foster saplantili john hinkley jr., foster'a bir turlu ulasamayinca, travis karakteri gibi bir baskana suikast duzenlerse foster'i etkileyebilecegini dusunerek bu ise kalkismistir.
  • --- spoiler ---
    sonuçtan yola çıkarsak, travis'in adım adım kahraman oluşunun perde arkasını izliyoruz filmde, ve nasıl kahraman olduğunu bildiğimiz için scorsese' nin medyaya sağlam yedirdiğini görüyoruz. travis cahildir. o da herkes gibi hayata bir yerinden tutunmaya çalışır. sevgilisi ile şekillenen erkeklere de güzel bir örnek teşkil eder başlarda. sırf sevdiği kadın savunucusu olduğu için hiç bir düşüncesini bilmediği bir başkan adayını destekler misal. çünkü kendi fikirlerini şekillendirecek bir altyapıdan yoksundur. travis yalnızdır.*ve böylece satın aldığı onca silahtan daha tehlikeli iki silahı olduğunu anlarız artık. yalnızlık ve cahillik birleştiği zaman dünyanın en büyük silahı olur zira. ve tam bu noktada şans öğesine ciddi göndermeler girer araya. travis'in ilk hedefi başkanı öldürmektir. fakat bu amacı engellenince rotayı iris'in pezevenklerine çevirir. başkan'ı öldürdüğünde toplumun yüz karası bir azılı katil olacakken, 12 yaşında bir kızı pazarlayanları öldürünce bir halk kahramanı olur bizim travis. peki bu kendi seçimi midir ? hayır, tamamen hayatın bize sunduğu şanslara güzel bir örnektir. son sahnesinde sevdiceğine koyduğu postada bile şansının ekmeğini yer travis.
    --- spoiler ---
    ustanın ellerine sağlık..
  • aşırı ağır temposu, abartılan sahneleri ve açıkta kalan sonu ile amerikan bireyinin yalnızlığını, keşmekeşi anlatan yani birleşik devletler'de yaşamamış bir bireye hiçbir şey ifade etmeyecek bir film. kazandığı ünü birleşik devletler'in sinema yazarlarına ve robert de niro'nun iyi performansına borçludur.

    bu filme hayran olan ve başyapıt diye nitelendiren şahane bünyelere 2000 yılı en iyi film oscar ödülünü matrix gibi bir rakibe karşı american beauty'nin aldığını çünkü american beauty de taxi driver ile aynı konuyu işlediğini ve ödül töreni sahibi ülkenin amerika birleşik devletleri olduğunu hatırlatmayı bir borç bilirim.
  • nefret filmi. martin scorsese' nin nefreti cok guzel anlattıgı 76 yapımı filmi.

    bir kere senaristin ellerine, kalemine saglık, harika bir konu. sehirdeki pisliklerden nefret eden, fahiselerin, kadın satıcılarının, hırsızların, sefilligin bir yagmurla temizlenmesini dileyen eski bir ordu mensubu, yeni bir taksicinin dilinden salt anlatımı.

    --- spoiler ---
    bu adam travis olur ve son derece sorunludur. uyuyamamaktadır ve geceleri taksicilik yapar. daha sonra ısıl ısıl bir kadına asık olur. buraya kadar her sey normal gibi gozuksede aslında oyle degildir. travis asık oldugu bu kadını saatlerce gozetleyecek ve ailesine yanlıs bilgiler verecek kadar takıntılıdır. gider, kadınla tanısır ve kadını bulusma icin ikna eder. kadını ilk bulusmada porno filme goturur ve o kafasında ulasılmaz yaptıgı kadınla ask yasama sansını tamamen yitirir. takıntılar nefrete donusur, kadından nefret etmeyi basaramayınca kendine olan nefretini kadını kollayan adama yoneltir. baskan adayına. fakat bu travis icin kolay lokma degildir, basaramaz. boylece icinde biriktirdigi nefreti bu kez baska bir kadını (iris) kollayan kadın satıcısına yoneltir. nefretler, takıntılar, yalnızlıklar dayanılmaz bir hale gelince travis sonunda buyuk beklenen patlamayı yasar ve cinnet gecirir.
    --- spoiler ---

    bazı oyuncular o kadar cok aynı tarz karakterleri oynarlar ki, belli bir sure sonra onları bambaska bir karakterde gorunce cok sasırırız. iste robert de niro' ya sasırmak bu filmde cok mumkun. italyan degil, mafyadan degil, guclu adam degil iste. ne guzel.
  • travis cennet ile cehennem arasındaki yerdedir. betsy ise cehennemdedir. eğer betsy, travis'i severse ve travis yalnızlığından kurtulursa işte o zaman travis ve betsy cennete taşınacaklardır. filmin bir yerinde travis, betsy'e "yaşadığını sanıyorsun ama cehennemde yaşıyorsun" gibi bir şeyler söyler.

    bu film insanlar tarafından nasıl anlaşılırsa anlaşılsın başyapıttır.
  • filmin sonunda robert de niro huşu içinde kurşunu kalmayan tabancaları tek tek çenesine dayayıp bikaç kere tetiklerini çeker, gerek çıkan ses gerek pozisyon gerek de ruh hali bakımından sigarasını yakmak için gazı bitmiş çakmakları deneyen adam sahnesi gibidir.

    bi de travis bickle'ın afişteki hali prison break'in saykosu t-bag'i acaip anımsatır.
hesabın var mı? giriş yap