• çin'in şu anki halini almasında, şehre akan yabancı para, enerji ve yetenekli insanların payı büyüktür. yüzyıl öncesinde olduğu gibi, 1990'dan itibaren şangay'a hücum eden yabancılar için, şehirde gubei adlı lüks bir semt oluşturulmuştur. yüksek katlı binalarla dolu bu bölgeyi yabancılar, yaşam tarzlarına uygun olarak kendileri için yaratmıştır. gubei semtinde ağırlıklı olarak tayvanlılar, ardından koreliler, japonlar, uzakdoğu asya ve hong kong'dan gelen çinliler yaşamaktadır. yeni gelenlerin ilk dalgası deniz aşırı çinliler kategorisine giren tayvanlılardır.

    resmi rakamlara göre 500.000'e yakın tayvanlı şangay'da yaşamaktadır. iş kurmak için yatırılan paranın, yarısından fazlası tayvanlılar tarafından harcanmaktadır. çin'e taşınan tayvanlı şirketlerden çoğu abd'ye ihracat yapmaktadır. ayrıca 5.000'den fazla tayvanlının, şehre giren yatırımın 10 milyar dolarlık yabancı sermayesini temsil ettiği beyan edilmiştir. öyle ki tayvan ekonomisinin çin'e işgücü ve işyeri göçü nedeniyle tamamen çökmesinden korkulmaktadır. tayvan ve çin ilişkisi bir baba-oğul ilişkisine benzetilebilir. tayvan'daki demokratik gelişim ve bağımsızlık rüzgarı çin'i ilgilendirmiyor gibi görünse de çin'de yaşayan tayvanlıların politik toplantılar yapması yasaktır. ancak zaten çin'de yaşayan tayvanlılar çoktandır birlikten yana olduklarını ilan etmiş ve daha büyük bir çin için şangay'da durmadan çalışmaktadır.

    politik korumadan yoksun şekilde şangay'a yerleşen tayvanlıların avantajı şangay'ın reddedemeyeceği iki şeye sahip olmalarıdır;para ve bilgi birikimi. tayvanlılar çin'e geldiklerinde beraberlerinde para, bilgi, deneyim, ileri teknoloji ve dünya çapında bağlantılar getirmişlerdir. amerika veya avrupa'da eğitim görmüş bu tayvanlılar şehrin çehresini çin'in daha önce tanık olmadığı biçimde değiştirmiştir. bu ortamda dünyanın en kalabalık dördüncü nüfusuna sahip endonezya ve serbest ticaret anlaşmasıyla yatırım mıknatısı olacağı düşünülen meksika'nın çektiği kadar yabancı sermayeyi, şangay tek başına çekmeyi başarmıştır. fitili ateşleyenlerin bir bakıma şangay'da yaşayan tayvanlılar olduğu söylenebilir.
  • tanıştığım bir vatandaşı ile yaptığımız kısa bir sohbet sırasında bana, "aslında gerçek çin bizim ülkemiz, sizin çin diye bildiğiniz ülke çin değil" demiş idi, ben de cevaben "onlar da sizin aslında bir ülke olmadığınızı, kendi ülkelerinin işgal edilmiş bir parçası olduğunu söylüyor, buna ne diyeceksin" dediğimde ise dişe dokunur bir cevap verememişti. hala da aklıma gelir ağlarım gizlice.
  • resmi adı çin cumhuriyeti'dir, çin halk cumhuriyeti değil, aman dikkat!
  • singapur, güney kore ve hong kong ile birlikte dört asya kaplanından biridir*. tayvan kökenli firmalar, marka değeri bakımından, 2010 yılında şu şekilde dizilmişler (parantez içindeki sayı, marka değerini milyon amerikan doları cinsinden ifade eder):

    1) acer (1401): halk arasında hacer diye de bilinen, dünyanın önde gelen bilgisayar ve elektronik ürünler üreticisi. özellikle netbook piyasasında çok güçlüdür.

    2) htc (1371): geeklerin ıslak rüyalarını süsleyen smartphone üreticisi. android tabanlı telefonlarda dünya lideri.

    3) asus (1285): dünyanın bir numaralı anakart üreticisi. ekran kartları ve dizüstü bilgisayarları da yabana atılmasın.

    4) trend micro (1228): anti-virüs yazılım pazarının büyük oyuncularından.

    5) master kong (1066): çin halk cumhuriyeti nde hazır noodle, hazır çay ve şişe su pazarında lider.

    6) want-want (482): dünyanın en büyük pirinç kraker üreticisi. yiyen varsa beri gelsin.

    7) maxxis (391): araç lastik pazarında dünya çapında ilk onda bir firma.

    8) giant (291): dünyanın önde gelen bisiklet üreticilerinden biri.

    9) synnex (276): bilgisayar yazılım ve donanım sektöründe faaliyet gösteren fortune 500 firmalarından biri.

    10) transcend (240): bilgisayar donanım ve hafıza ürünlerinde önemli bir firma. mp3 çalar vs. de üretmeye başlamışlar.

    11) uni-presindent (197): tayvan ve bölgesinde, yiyecek, içecek ve süpermarket işletmeciliği bu adamlardan soruluyormuş.

    12) advantech (197): önemli bir yazılım ve donanım üreticisi.

    13) d-link (167): networking ve iletişim alanlarında ethernet kartı vs. otu boku üreten bir başka firma.

    14) zyxel (159): modem ve networking ürünleri üreticisi. türkiye'de de faaliyette.

    15) merida(146): bisiklet ve bisiklet.

    16) johnson (136): spor salonları için koşu bandı vs. üreticisi. özellikle amerika' da kuvvetli.

    17) gigabyte (106): usb 3.0 teknolojisine öncülük eden, asus dan sonra dünya nın iki numaralı anakart üreticisi.

    18) cyberlink (104): çoklu ortam oynatıcıları ile öne çıkan yazılım firması. bizim buralarda da bileni kullananı vardır.

    19) genius (68): dünyanın önde gelen bilgisayar ile alakalı mouse, hoparlör vs üreten bir firma. genelde mamülleri az buçuk dandik olur.

    20) depo (50): avrupa' nın en büyük oto farı tedarikçisi.

    kaynak: http://www.brandingtaiwan.org/eng/index.aspx

    36 bin km karelik küçük sayılabilecek bir ada üzerinde, 23 milyon insanın ortaya koyduğu, yukarıda en önemlilerini saydığımız emek ve üretime bakıp, a bu firma da mı tayvan kökenliymiş diyenleri şöyle alalım:

    http://en.wikipedia.org/wiki/taiwan_miracle

    bir de tabii (bkz: çinlilerin ingilizce adı olması)
  • türkiye'nin de dahil olduğu birçok ülkenin bağımsız bir devlet olarak tanımadığı, ama aynı zamanda ilişkilerini devam ettirmekte oldukları ada ülkesidir.
    mesela türkiye'de bir büyükelçilikleri yoktur, ancak tanınmayan bu devletin tayvan adası üzerinde fiili bir hakimiyeti olduğu için özel bir temsilcilikleri vardır ülkemizde. bu karmaşık statü için uluslararası ilişkiler literatüründe strategic ambiguity (stretejik muğlaklık) adıyla bir yenilik dahi icat edilmiştir.

    ayrıca içeriği zaman içinde muğlaklık ve değişiklik gösteren üç hayır politikasının (three nos) da bu karmaşık statü problemini yine komleks olan çin düşünce sistemi çerçevesinde ve amerikanın oynak pragmatik politikaları ekseninde az çok ifade ettiği söylenebilir.
    şöyle ki 1950'lerden sonra "çin halk cumhuriyeti" ile aralarındaki gerginlik "üç hayır" ile özetlenmeye çalışılmıştır; uzlaşmaya hayır, ilişkiye hayır, müzakereye hayır. amerika birleşik devletleri'nin çin halk cumhuriyeti ile ilişkilerini zaman içinde geliştirip, yakınlaşması sebebiyle uluslararası arenada kıta çin'ini de tayvan'ı da "çin halk cumhuriyeti"nin temsil ettiği genel olarak kabul görmeye başlamış ve başkan bill clinton un ifade ettiği gibi bu hayırların kapsamı yepyeni bir forma dönüşmüştür; tayvanın bağımsızlığına hayır, iki ayrı çin'e hayır, tayvan'ın uluslararası örgütlere katılımına hayır.
    şimdilerde ise bu üç hayır, birleşmeye, bağımsızlığa, askeri çatışmaya hayır şeklinde tayvandaki çin halk cumhutiyeti yanlısı "milliyetçi halk partisi" (kmt) tarafından yeniden formüle edilmiştir. bu karmaşık ifadeyi sloganlaştıran sözkonusu parti geçen ay yapılan seçimlerde iktidarı net biçimde kazanmıştır. yani iktidardaki partinin ifadeleri ile ne birleşme olacak, ne askeri çatışma olacak ne de tayvan bağımsız olacak... (?)

    netice olarak tayvan'ın bağımsızlığı konusunda iki kelime ile net olarak statüyü ifade edecek bir formül bulmak hayli zor. bize uzak olan asya'nın girift, içinde (bize göre) çelişkileri barındıran düşünce sistemleri içinde yerini bulan tayvan'ın statüsünün tarihsel olarak da hollanda, fransa, japonya ve amerika devletlerinin siyasi, askeri etkileri sebebiyle uluslararası ilişkiler literatüründe kendine özgü, muğlak ve nadide bir fenomen haline geldiği söylenebilir.

    http://www.usakgundem.com/makale.php?id=359
    http://www.asam.org.tr/…r.asp?id=2072&kat1=58&kat2=
  • japonya ve çin'den sonra bademcanlar tarafından istila edilmiş bir başka asya ülkesi daha.
    çoğu dondurmacı ve ümmetçi bireyler... okullar da açılıyor işler yerinde maş'allah... kıymet, gıybet, mevlüt eğitim kurumları vs. ...

    "-inşe'allah orayı da aldıh kardeş, dayvanlılar çoh muhteremler... ah keşke bacıları da örtünse, abdestimiz bozulmasa ya. :-ı( "

    ulan bari oradaki insanları rahat bırakın be meymenetsiz herifler.

    edit: niye beğenmedin kardeşlik?:-)
  • hürriyetin haberine göre 24 yaşında bir genç askerliğinin bitmesine günler kala öldüğü için tayvan savunma bakanı istifa ediyor. bizde birkaç mehmet şehit oldu diye meclis toplanmıyor, onlarda bir asker ağır koşullar nedeniyle öldüğü için savunma bakanı istifa ediyor. ya afedersiniz de sokayım böyle adalete.

    http://www.hurriyet.com.tr/planet/24419509.asp

    (bkz: birkaç mehmet'i şehit ettiler diye gündem olmamalı)
  • evlerinde genelde mutfak bulunmaz. yemeklerini hep disarda yerler. yemeklerinden gina geldigi icin mutfakli bir ev kiralamak isterseniz. arkadasinizdan size uygun fiyata mutfakli bir ev bulunmasini istersiniz, sonuc ise dumurluktur. odayi mutfak olarak kullanabilmeniz icin verilen bir adet piknik tupu....
  • t.c. vatandaslarina landing visa olanagi saglayan ve bunun icin hicbir ucret talep etmeyen hos bir asya ulkesi. ucaktan indikten sonra pasaport kontrolunden gecmeden once vize ofisine ugruyorsunuz ve bir vesikalik fotograf verip 1 sayfalik bir belge dolduruyorsunuz. 10-15 dk icinde vizeniz pasaportunuzda oluyor. para cevirme isini de pasaport kontrolunden gecmeden, oradaki doviz burolarindan halledebilirsiniz. ben gelmeden once biraz arastirmistim. en uygununun pasaport kontrolunden gecmeden halletmek oldugunu okuyunca oyle yaptim. ayrica hava alaninda 3 gunluk (250 twd) ya da 5 gunluk (300 twd) internet de satin alabilirsiniz; ama ben pahali buldugum icin satin almadim. taoyuan hava alaninda internet var. sehir merkezine giden tren icinde de (tek yon bilet 150 twd) 30 dakika boyunca internetten yararlanabiliyorsunuz (taoyuan hava alani ile taipei main station arasi 51 dk suruyor). bir tane cevrimdisi harita uygulamasi indirerek yolunuzu bulabilirsiniz. yani ben oyle dusundum ve uygun buldugum bir tanesini indirdim. asya’da olmamdan midir bilmiyorum ama, duzgun calismadi ve beni yari yolda birakti. taipei haritasini da onceden indirmistim oysaki. calismayinca google maps’e geri dondum. taipei haritasini indirdim. yol tarifi vermiyor; ama her yeri dogru bicimde gosteriyor. gelelim taipei’ye iliskin izlenimlerime. ben burada konferans icin bulundugumdan oturu gezmek icin cok zamanim ve firsatim ne yazik ki olmadi; ama gezip gordugum kadariyla izlenimlerimi aktarmak isterim.

    oncelikle, insanlar ingilizce biliyorlar mi? degisiyor. ingilizce bildigini dusunerek yol sordugum genc bir kiz hic konusamazken yasli bir teyze ile takir takir ingilizce konustuk; ama genel olarak yardimsever ve guleryuzluler. bilmiyorlarsa bile telefondan arastirip soylediler bana. kalacagim hostele kadar eslik eden bir anne ile ogul, beni duraga kadar bir genc kiz, yemek secerken bana icerikleri aciklayan bir baska genc kiz ve daha bir suru insana minnettar ayrilacagim buradan.

    sehir guvenli mi? taipei’yi oldukca guvenli buldum. gecenin bir yarisi issiz sokaklarda tek baslarina dolanan kadinlar, anneler ile yanlarinda cocuklari, rahat rahat giyinmis kadinlar ve erkekler… sehir merkezinden uzakta da bulundum. hicbir sorun yasamadim. hirsizlik, gasp, yaramala gibi suclarin dusuk oldugunu okumustum gelmeden once. yine de paranizi ve pasaportunuzu bir bel cantasinda tasimak iyi bir fikir olabilir. ben oyle yaptim. cok az polis vardi. benim gozume carpmadi en azindan. saniyorum ki pek suc olmadigindan pek polis de yok.

    yemekleri nasil? ben yemek ayiran biri degilim. herhangi bir konuda herhangi bir kisitlamam da yok; ama farkli tatlara pek aliskin ve acik degilseniz zorlanabilirsiniz. cadde ustlerinde ufak lokantalar var. bir de gece marketleri kuruluyor. birini ziyaret etme firsatim oldu. size de ziyaret etmenizi oneriyorum. oldukca kalabalik ve neseli bir ortam vardi. ancak hijyene onem veriyorsaniz yemekten cekinebilirsiniz. benim icin sorun degildi. daha buyuk restoranlar da var. hatta restoran zincirleri de var; ama ben hicbirine ugramayip disarida ayak ustu yemeyi tercih ettim. yedigim her sey de oldukca lezzetliydi.

    genel olarak sehre baktigimda gozume eski ancak temiz bir sehir oldugu carpti. tek tuk cop gordum ki cogu yerde cop kutusu de yok. varsa geridonusum kutulari ya da bazen de genel cop olarak ayrilmis kutular vardi. marketlerde poset verilmiyor bu arada. yaninizda bez bir torba goturmek isteyebilirsiniz bu yuzden. sehir yemyesil. her yerde devasa kaucuk agaclari var. evlerin balkonlarindan, teraslardan bitkiler fiskiriyor. oylesine guzel bir sehir. insanlari da guzel. gorunusu kastetmiyorum. egitimli, nazik insanlar gordugum kadariyla. insanlar goz temasindan kacinmiyorlar; ama gozlerini dikip bakmiyorlar da. cesit cesit insan var. kadinlar cok rahatlar. ozellikle dikkatimi ceken de bu oldu. kisacik sort giyenler, saclarini kazitmislar, dovmeliler, gobegi aciklar, kotla tisortle dolananlar, makyajsizlar… erkekler de rahatti. sehir sessiz degildi; ama gurultulu de degildi. canli ve neseli geldi gozume. insanlar yalnizca konusmuyorlar; sohbet ediyorlar. o yakinligi hissediyorsunuz. fiziksel temas da (or: el ele gezenler, sarilanlar) bekledigimden fazlaydi. sicakkanli buldum insanlari; ama burada yasamak gerek gercekten nasil olduklarini anlayabilmek icin. bu arada saticilar ya da reyon gorevlileri de pesinizden gelerek size herhangi bir rahatsizlik da vermiyorlar. kimse israrci degil. bunu da cok sevdim.

    trafik guvenli akiyor. trafik isiklarinda, yesilde geriye sayan sure var. karsiya gecmek icin hamle yapip yapmamaya karar verme konusunda kolaylik sagliyor. bunu cok sevdim. herkes kurallara uyuyor. korna sesini yalnizca bir kere duydum. cok fazla motosiklet var yalniz. kurallara uysalar da dikkatli olmakta yarar var. ben toplu tasimayi pek kullanmadim; ama kullanacaksaniz kart alip doldurmanizi oneririm. 7-11, family mart gibi bir convenience store’dan 100 twd’ye satin alabilirsiniz. convenience store demisken, diger bolgeleri bilmiyorum ama, taipei’de oldukca fazla bir japon etkisi var. cok fazla japon urunu var. tayvan urunu diye japon urunu satin almaniz cok mumkun. bunun disinda bir suru kuresel marka ve urun de var. bunu sevmedim. her yerde mcdonalds, starbucks, shiseido gormekten fenalik geldi icime. yerellige ve essizlige/ozellige zarar veriyor. cok uzucu bir durum oldgunu dusunuyorum.

    son olarak, yilin bu zamani dehset verici bir sicak ve nem var. yapis yapis bir halde dolandim. sapka takmanizi, vucudunuzu olabildigince kapatmanizi, acikta kalan yerlerinize de gunes koruyucu kullanmanizi oneririm; ama gun icinde birden yagmur bastirabiliyor. cantaniza ufak bir semsiye atmaniz ya da yaniniza yagmurluk almaniz da iyi olacaktir.

    kisacasi, taipei'yi, hayran olarak gezdim. tayvan ve ozelinde de taipe'yi, takeshi kaneshiro'ya liseden beri hayran oldugumdan oturu gidip gormeyi istedigim bir yerdi. bekledigimden de guzel oldugunu gordum. ozellikle gece isiklari altindaki o motosikletliler bana, her ne kadar filmler hong kong'ta cekilmis olsa da wong kar-wai* filmlerini animsatti. yuzumde gulumsemeyle dolastim her yeri. ruya gibiydi. zamaniniz ve olanaklariniz varsa ziyaret etmenizi oneriyorum.

    gezdigim gordugum yerler, yedigim seyler de bana kalsin artik. aklima gelen bir sey olursa daha sonra eklerim.
  • dünya genelinde sadece 15 adet irili ufaklı devlet tarafından tanınmasına rağmen ekonomisi en güçlü 20 devletten biri.

    kimse bizi tanımıyor o yüzden bu haldeyiz diye ağlayıp ab'ye girince her şeyin güllük gülistanlık olacağını zannedenler açısından ibretliktir.

    problemin esas kaynağı sizin tembelliğiniz olabilir mi?
hesabın var mı? giriş yap