• ailelerin, oturdukları şehirden başka bir şehire üniversite öğrencisi olarak giden kızları için ilk olarak temin ettikleri alet.

    burdan kız öğrenci babalarına seslenmek istiyorum, o tekerlekli valiz kızınızın eline değmiyo bile amcacım, biz götürüp getiriyoruz. boşa masraf yapmayın.
  • insanoğlu aya gittikten, atom bombasını falan keşfettikten uzuuun yıllar sonra, 1987'de bir pilot tarafından icat edilmiştir.
  • bugün bir kez daha görüldü ki bu meretin asfalt performansı gerçekten iyi.
  • benim için ne uktedir...

    4 yıl, ankara-biga arası gidip durdum. çok şey değişti ama ben anladım ki; değişmeyen tek şey abimden kalan bavullar.

    o adam da, üniversite yıllarında onlarla 3-4 yıl yolculuk yapmıştır ama nasıl sağlam yapmışlarsa o bavulları; bir türlü yırtılmaları, patlamaları mümkün olmamıştır. yalan olmasın, bir kere birinin fermuarı bozulmuştur ama anne müdahalesiyle eskisinden daha sağlam olmuştur.

    abimden kalan bavullar tabi ki tekerlekli değil. zira abime o bavullar alınırken tekerlek daha yeni icat olmuştu,''ne yapsak lan acaba bunla?'' diye düşünülüyordu.

    abimin bavulları; valiz mi spor çanta mı belli olmayan, 3-4 tane t-shirt, kot pantolonla içinde koca bir dünyayı barındırıyormuşçasına şişen ve verimli kullanabilmek için tek şartının ''anne olmak'' olduğu bavullardı.-anneyseniz gerçekten dünyayı içine sığdırabilirdiniz.-

    ankara aşti'de, her otobüsten indiğimde o iki bavul elimdeyken; ''seni yenecem istanbul'' dememek için kendimi zor tutuyorum. çünkü tam da o ambiyansı veren bavullar, bir tek kılıfsız bağlama eksik elimde.

    ailemle en az 5-6 kere bu mevzuyu(-ya bi tekerlekli valiz alalım artık, taşıması zor bunları!) konuştum. annemim cevabı her seferinde aynıydı; ''dedenin amerika'dan getirdiği bavullarla gitsen daha mı iyi olurdu? kullanılmaz hale gelince alırız zaten''. evet. bir memur çocuğunun hiç de yabancı olmadığı satın alma teorisi; ''kullanılmaz hale gelince\bozulunca\kopunca\kırılınca satın almak'' yine karşıma çıkmıştı. dedemin amerika'dan getirdiği bavullar ise;
    ''seni yenecem seattle''

    şu anda ben, elimde o şeylerle kartopu gibi ilerlerken, yanımdan tekerlekli valizle geçen birini gördüğümde; ağustos ayı öğlen 12'de ağzına kadar dolu bir belediye otobüsünün tam da körük kısmında, yanımda mantıcıdan yeni çıkmış bir dayıyla ayakta beklerken, sıcaktan buğulanmış camdan, otobüsün yanından geçen üstü açık bir ferrari 360 spider görmüş kadar acı çekiyorum. hayatı sorguluyorum.(bu arabanın adını ''üçyüzatmış sıpaydır'' diye okuduğum sürece bir arabam olmayacak. zaten şu anda da ''hangar onsekiz'' dinliyorum...)

    çok mu pahalı bu tekerlekli bavullar, hayır. ama benimkiler hala iş görüyor, yenisini niye alayım?
  • icat eden kişinin adı robert plathtır.
  • üstüne tekerleksiz bir bavul yerleştirip ikisini birlikte çekerken, "lan tekeri kırılırsa naparım" ile "kim taşıyacak şimdi o kadar yükü" arasında derin gelgitler yaşatan yüzyılın buluşlarından.
  • lise ve üniversite eğitimim boyunca yıllarca yollarımızın kesişmediği şeydi.
    iş hayatım için evimi ayırmam gerekince, en sonunda kesiştik.

    lakin avantaj ve dezavantajları varmış.

    tekerlekli ve hacimli olması iyi ama bununla toplu taşımada yolculuk etmenin, montla sıçmaktan hiçbir farkı yok lan. tekerleklerinin çıkardığı seste cabası.
  • abd'de kullanımı ay'a ayak basılmasından daha sonra başladığı söylentileri dolaşan, çok kullanışlı eşya taşıma şeysi.
hesabın var mı? giriş yap